Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Minnet borcu

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Minnet borcu
 

Karşılıksız alınan ve verilen şeylerde sorun var. Al gülüm ver gülüm yani her şeye bir karşılık beklemek de insani değil. Üstelik hayatta bazı şeyleri bedelini ödemeden almak durumunda kalıyoruz ya da veriyorlar.

Yardım alan için alçaltıcı bir şey, bunu artık tartışmaya gerek yok. Yapılan iyilikler insanı daha büyük bir gönül borcuna sokuyor. Bazı durumlarda bunun kişiyi iyilik edenin kölesi yaptığını bile görüyoruz. İşte minnet burada başlıyor. Minnet etmek istemiyorsan birinin sana iyilik etmesine de izin vermeyeceksin.

Adam sana bir iyilik etmiş, ona bir şekilde minnet borcun olduğu için yaptığı kötülüklere ses çıkaramıyorsun. Yani adam seni bir nevi satın almış oluyor. Eskilerde köy ağaları köylüye yardım eder, bir şeyler verir, onları susturup zulmüne devam ederdi.

Minnet borcunu oluşmasına izin vermemek lazım. Kötüler sizi satın almak için yardım ediyorlar ama ama iyi dediklerinizin de yanlış işleri olabilir ve siz ondan bir yardım, bir iyilik görmüşseniz minnet borcu altında olduğunuzdan ses çıkaramaz karşı koyamazsınız.

Bazen hükmünüzü yürütmek için etrafınızdakileri satın almanız gerekir ki bunun yolu yardım/iyilik yapıp onları minnet altında bırakmaktır. Görüldüğü gibi bizim yardıma karşı oluşumuz nedensiz değil. Minnet borcu sus payıdır; bugün ülkemizde insanların çoğu bir şekilde yardım/iyilik gördüğü kimselere karşı minnet borcu altındadır ve bu nedenle onların yaptığı yanlışlara ses çıkaramazlar. Sağlıklı bir toplum için bu kabul edilemez bir durumdur.

Minnet borcu altında olduğunuz kimseye karşı ezik de olursunuz. Adam size dar zamanınızda lokantada bir tabak yemek yedirmiştir, onun bulunduğu ortamda o varken övünemezsiniz bile, hemen forsunuz aşağı düşer “Sen benim bir tabak yemekle doyurduğum adamsın” O nedenle karşılığını vermeden kimseden bir şey almamak lazımdır.

Yardım sizi dilenci yapar ya bazıları sözde hediye veriyor gibi küçük şeylerle de sizi ezer. İnsanlardan bir şey kabul etmek insan onurunu zedeler; çünkü verenlerin niyeti iyi değildir. Ağa olmak, dayı olmak, saygı görmek için çevrenize, komşularınıza menfaat sağlamanız en etkili yoldur. Siyasi düşüncelerinizi bile iknaya uğraşmadan bu yolla insanlara kabul ettirirsiniz. Köpeklere kemik attığınızda nasıl kuçu kuçu etrafınızda yalanır dolanırlarsa bazıları da öyle yalakanız yalamanız olur.

Bozuk düzen işte görüldüğü gibi insanları minnet altına sokuyor. Ülkemizde neredeyse minnet borcu altında olmayan kişi yoktur. Bu nedenle herkes birbirinin yanlışına karşı suspustur. Aslında size bir şekilde yardım edenin ettiği yardım hayatınızı kurtarmamıştır ama karşılığını vermediğiniz için verene karşı ezikliğiniz devam eder. Bazen de çok büyük yardımlar aldığınız kişinin yaptığı kötülüklere göz yummak zorunda kalırsınız.

Bu nedenle Kerim Korkut’un kurmayı düşündüğü düzende kişilerin birbirlerine karşı iyilik ve yardımlarını kontrol altına alacağını söylemesi anlamlıdır. Adam beş kuruş verip seni satın alacak ve sen onun yanlışlarına ses çıkarmayacaksın. Görüldüğü gibi minnet iki tarafı ile de kesen bir bıçak gibidir. Hem sizi susturur hem de kötülüklerine devam eder.

Düşündüğümüz bu kontrol şekli yapılan yardımın/iyiliğin bir şekilde (saklanıp, gizlenme kabiliyeti olan) belgelenmesidir. Kim kime neden, ne kadar yardım etmiş. Gerekirse o kişinin minnet borcu altında kaldığı yardım/iyilik yapana iade edilir.

Gerçek yönetici sadece kanunları uygulamakla kalmaz, halkın davranışlarını da olabildiğince kontrol altında tutmaya çalışır. Sen kanunlarınla istediğin kadar astığı astık kestiği kestik ol, adam yapar kötülüğü, minnet borcu ile şahitlerini de hazırlar sen havanı alırsın. Kerim Korkut’u ve getireceği düzenin farkını iyi anlamak lazım.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..