Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '08

 
Kategori
Tiyatro
 

Keşanlı Ali Destanı Müzikali

Keşanlı Ali Destanı Müzikali
 

Morgol gömlek giyerdi,
Gümüş köstek takardı,
Hafif şehla bakardı,
Baktı mı yürek yakardı.

22 Ağustos gecesi Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde Haldun Taner'in kült oyunu Keşanlı Ali Destanı'nı izledik.Şöyle bir geriye baktım da, bundan 20 yıl kadar önce de aynı eseri, aynı yerde ama farklı oyunculardan izlediğimi hatırladım.İlk aklıma gelense Suna Pekuysal'ın canlandırdığı tuvalet bekçisi karakteri oldu ki Hikmet Körmükçü de bu rolün hakkını vererek oynamış, diye düşünüyorum.Diğer başrol oyuncuları olan Engin Alkan ve Meriç Benlioğlu da oldukça iyi performans gösterdiler.

Haldun Taner'in, tiyatro tarihimizde ilk epik oyun olarak kabul edilebilecek
Keşanlı Ali Destanı'nı yazarken, Ankara'da meydana gelen Kürt Cemali
olayından etkilendiği, ancak kürtlerin varlığının reddedildiği o dönemde
oyunu bu isimle sahnelemeye çekindiği söylenmektedir.

1960'lı yılların varoş kesimi, şehre tepeden bakan Sineklidağ sakinlerinin
hayatından bir kesit.Çakal Rüstem'i öldürmesi sebebiyle hapse giren ve
memleketinde kahraman gibi karşılanan Keşanlı Ali'nin hayatı, ikilemleri,
aşkı vs. sahneye başarıyla yansıtılıyor.İşin garip tarafı, Ali'nin gerçek katil
olmaması.Oyun, müzik ve danslarla zenginleştirilmiş.

Atıf Yılmaz da yıllar önce Keşanlı Ali üzerine bir film yapmış ve baş rollerde
Fatma Girik ve Fikret Hakan oynamış.

İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçıları tarafından sahnelenen eser,
genel olarak keyifli geçiyor, oyun biraz uzun, bazı yerlerde epik öğeler, gözünüze
fazla sokuluyor gibi gelebilir. Sineklidağ'ın üç dedikoducusunu , üç erkek
oyuncunun canlandırması, okuduğum bazı yorumlarda eleştiri almış ama ben
özellikle o bölümü çok eğlendirici buldum.

Oyunu Yücel Erten yönetmiş, birçok yerde kendisinin Brecht oyunlarından
etkilendiğini hissettim ki bu da bence iyi birşey...

Oyuncular, genel olarak başarılı, birkaç yerde ses problemi oldu, o da oyunculardan
kaynaklanan birşey değil zaten.Müzikler Yalçın Tura'ya ait ve canlı performans gayet
iyi.

Ne zaman bilmiyorum ama duyduğuma göre eski dönemlerde oyun
sahnelenirken Keşan'daki bütün Ali'ler oyunu izlemeye davet edilmiş.Bu bana
ilginç geldi...

Yıllar önce geçerli olan şeylerin bugün de etkisini yitirmemesi ne acı.Keşanlı
Ali'nin oyunda söylediği gibi, -sessiz, sakin, efendi olursan, ezilirsin;terbiyesiz, güçlü,
zalim, ne dediğini bilmez biri olursan, saygı görürsün.

Bu arada, neden yeni müzikli oyunlar yazılıp sahnelenmiyor onu da merak ediyorum.
Şu günlerde İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konan Lüküs Hayat ve Yaşar,
ne yaşar, ne yaşamaz gibi müzikalleri defalarca izledik, izlemeyenlere hepsini tavsiye
ediyorum ama artık yeni müzikaller sahneye koymanın zamanı gelmedi mi...?

Tiyatrosuz kalmayın.

Mehtap Dalayman

 
Toplam blog
: 68
: 4043
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

İ.Ü.Alman filolojisi mezunuyum. İlle de sanatsal faaliyet diyorum...