Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '15

 
Kategori
Haber
 

Keşke, keşke...

Keşke, keşke...
 

İşte o çocuk.


Soma
Acıların şehri.
Her evden bir yitik.
Toprağın altını kazıyordu. Kör olası o siyah madeni gün ışığına çıkarmak için.
Kahvaltısı daha yeni etmişti. Islanmasın diye  de çıkınını beline asmış, öyle çalışıyordu. Kazdıkça da su çıkıyordu ve o su onu boğdu. Olan oldu, toprak oldu Memet
Topraktan geldi, toprağa gitti Memet.





          Kurtuluşun yolu  yok muydu?
          Öyle ya? Kem gözlerle baktığımız, beğenmediğimiz o Çin’de yaşam odaları vardı. Onunla  herkesin selameti vardı. Başımızdaki salavatçılara bunlar anlatılamadı. Şimdi  hepsi mahkemedeler. Onlar pirincin taşından ziyade, ayrıştırılan kömürü ayıklıyorlar şimdi.
Ayıklasınlar bakalım

        Ama
        Konumuz o değil.
        Somadaydık kitap satıp para kazanıp, madenci çocuklarına verilecekti paralar.
Aaa, bir de baktık ki, yanı başımızda bir kızcağız. Yapayalnız. Nasıl gelmiş buraya?
Şirin mi şirin. Ne mümkün. Bir bakışı var, Durduruyor insanı. Söyleyecekleri varmış gibi bakıyor devamlı. Ama konuşmuyor. Dudakları bile kıpırdamıyor bunun. Zamanı durduruyor o.
Başında beyaz kurdelesi var. Simsiyah elbisesi var.Yumuk yumuk elleri var. Onları yumruk yapmış. Sıkı mı sıkı.
        O güzelim yüzünden bin bir mana akıyor. Sanki, söylemek istedikleri gözlerinde, dudaklarında yüz ifadesinde  toplanmış gibi.
        Düşünüyoruz, bu acaba, bir madencinin kızı olabilir  mi?
        Soramıyoruz? Tereddütlüyüz.
        Ya evet derse,
        N’oluruz?
        Hiç düşünemiyoruz.



          Resim çekerken, hiç istifini bozmuyor. Bu amca n’apıyor diyordur içinden muhakkak. Konuşmuyor da. Suskun.
          O  gün, o madencilerin fenerinden  süzülen ışıklar, ışık değil, acı süzdü. Acılar bıraktı geriye tortu olarak. Ve, ve bu çocuk da. Hayır hayır, düşünmek dahi stemiyoruz!

          Bu kurdeleli kız. Öyle masum bakıyor ki? Yarı ürkek, yarı sorgulayan, yarı şaşkın, yarı üzgün ve de masum.
          Acaba diyoruz. O bir madenci çocuğu mu? Böyle düşünüyoruz. Konuşmayı deniyoruz, beceremiyoruz. Babası yer altında mı kaldı? Bilemiyoruz. Soramıyoruz. Korkuyoruz kapıyı açmaktan,o söylesin istiyoruz



          Derse ki ben  kazmacıbaşı Memedin kızıyım. Babam bakkala gitti, bekliyorum gelecek. Bana horoz şekeri getirecek?
Sahi bu kız, bu kız… Horoz şekeri mi bekliyor hala? Olamaz, olamaz !

          Dördüncü, beşinci defa dokunuyorum deklanşöre. Resmini çekiyorum yavrucuğun. Gözüme dayadığım makinemin penceresinden, karşımdaki çocuğu, bir anda kaybediyorum. Göremiyorum onu.
          Ya bu çocuk, o çocuksa? Kahroluyorum. Soramıyorum da. O da suskun. Ben de suskun. Ama onun gözleri içinde  bir beklentinin tortuları çöreklenmiş.
          Tekrar başa dönüyorum şimdi. Çocukla göz gözeyiz. Bir aralık, sorgular gibi bakıyor  koskoca adamı. Ben, eziliyorum. Makinenin camından bakamıyorum, bulanık. Üstelik yanağım kayıyor makineden. İndiriyorum makineyi. Bana neler anlatıyor o gözler, neler.

          Avuçları sıkılı,  kalkık burunlu
          Güzelim saçlarında beyaz kurdelesi var. Kim bağlamış acaba?
          “Yoksa onun babası da… Dilim varmıyor.
         O’nun babası:
        “Abi baretim kaybolmasın aman, yoksa maaşımdan keserler” diyen madenci miydi acep?
Yoksa:
        “Çizmelerimi çıkarayım sedye kirlenmesin bari” diyenlerden biri miydi?
        Veya:
        “Mehmet çıkmadı abi. Onun karısı hamile, ilk onu çıkarın” diyenlerin  arasında mıydı?
Veya veya bu  yumuk elli, beyaz kurdeleli kız, ayağında lastik ayakkabı olan dedenin torunu muydu?

        Keşke..
        Keşke öyle olmasını nasıl isterim bilseniz.
        Sizler de öyle olsun istersiniz, bilirim.
        Keşke, keşke…



Bu hikayeyi yazacağım ama, oturdum yazıyorum da. Bu sefer tuşları göremiyorum.
O kız için hüngür hüngür ağlamak istiyorum,
Ağlayamıyorum.
O kıza dokunmak istiyorum,
Dokunamıyorum.
O kızı ürkütmek istemiyorum.

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..