Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Keşke bir Fil olsaydım

Keşke bir Fil olsaydım
 

İzmir isimli fil için doğum günü düzenlendi(görsel netten)


Sabah erken saatte torunumla İzmir Karşıyaka’daki babaannesini ziyarete gittik. Sasalı bölgesindeki sitelerden birisinde oturuyorlar. Otobüsle Karşıyaka’ya 45 dakikada gidiliyor. Otobüs fazla kalabalık değildi, yol boyunca manzarayı izleyerek İzmir’in güzelliklerini beynime işleyerek yolculuk yapmak güzeldi. Tam Mavi Şehir denilen yüksek apartmanların bulunduğu bölgeye gelmiştik, yeşil boş bir arazide çeşit, çeşit otları toplayan ilk bayan gözüme ilişti. Hemen torunuma inelim dedim, şansımıza durağa gelmiştik ve indik.

Doğruca ot toplayan iki bayanın yanına gittik. Düzgün giyimli, birinin başı örtülü, diğerinin açıktı hallerinden görmüş geçirmiş hanımefendiler oldukları belliydi: “Merhaba kolay gelsin bu topladığınız otların isimleri nedir, merak ettim?” diye sordum. Birisi poşetlere topladığı otları ayrı ayrı gösterdi ve: “ bu kuzukulağı, bu ebegümeci, bu tere, bu roka.”  Otların tek tek isimlerini saydı. Çekinmeden sordum. “Af edersiniz, sizler ev hanı mısınız? Niçin Pazar veya marketten almak varken bu güneşin anlında bu eziyeti çekiyorsunuz? Bu otlar sahipsiz yağmurlarla çıkmış, hayvanlar ve insanlar çekinmeden üstüne tuvatlerini yapıyorlar, kaç defa geçerken şahit oldum.” Dedim, bayanlardan birisi: “Hanım efendi ben emekli bankacıyım, arkadaşım emekli öğretmen aldığımız para burada ancak ev kiramızı karşılıyor. Market ve pazarlarda sebzeler ateş pahası, biz de bedava buradan toplayıp götürüp güzelce yıkayıp yemek yapıyoruz.” Dediler içim acıdı, şu emeklilerin durumuna bir bakın. Baştakilerin bir eli yağda, bir eli balda iken halkın durumu işte meydanda.

Türkiye bir tezatlar ülkesi. Ziyaretimizi bitirdik geç kalmayalım diye kalkıp durağa geldik. Karşıyaka’dan doğal Yaşam parkı yönüne giden otobüse binecektik ama ne mümkün. Normalde o civara 45 dakikada bir otobüs veriyorlar, ama o gün ne hikmetse her on dakikada bir otobüs geldi ama durmadan geçip gittiler, otobüslerin içi hınca hınç yolcu doluydu, şaşırdık. Neticede otobüsün ilk durağına giderek güç bela binebildik. Şoföre neden otobüslerin duraklarda durmadan geçip gittiklerini, niçin bu kadar kalabalık olduğunu sordum. Şoför: Bugün İzmir isimli filin doğum günü halk onu kutlayacak, pasta kesecek” dedi. Orta Okul son sınıftaki torunum bana döndü ve: “Anne anneciğim gerçekten şu Türkiye tezatlar ülkesi, bir yandan çöplük gibi pis yerden sebze toplayan, aldıkları aylıkları yetmediği için pazara, markete gidemeyen emekliler, diğer yanda filin doğumunu kutlayan insan seli. Keşke ben de fil olsam da bukadar kalabalık insan topluluğu benim de doğum günümü kutlasa. Hiçbir kula böyle şaşalı kutlama nasip olmaz.” Diyerek beni güldürdü.

 

NAHİDE ÇELEBİ

 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..