Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '17

 
Kategori
İnançlar
 

Keyifli ve düşündürücü bir diyalog

Keyifli ve düşündürücü bir diyalog
 

Elif


Cok uzun zamandir blog da yazmamistim. Farkli bir giris yapmak istedim ve bu yazimda inancla ilgili birkac farkli konuya nacizane diyalogla deginmeye calistim.

Bu, inandigi hakikati baskalari da anlasin, yasasin diye kendine dert edinen bir muslumanin kaleminin ucuna gelenler.

Yazida ne tip konulara deginmeye calistigimi ozetleyip degerli zamaninizi fazla almak istemiyorum. InsaAllah bu diyalog sizin de kafanizdaki bazi soru isaretlerinin giderilmesine vesile olur. Ayrica yorumlar kisminda yapici katkilarinizi bekliyorum.

Okudugunuz icin simdiden tesekkur ederim. 

Diyalog : 

C- Cok uzuluyorum anne.

A- Neden oglum?

C- 37yasina geldim, uluslararasi bir sirkette yoneticiyim. Iyi para kazaniyorum. Ama hala insanlar icin yapmak istedigim seyleri yapmamak beni cok uzuyor.

A- Insanlar icin kafanda yapmak istedigin bazi seyler var ama hayata geciremedin.

C- Evet aynen oyle. Yillardir kafamda ama is hayatinin yogunlugu, yanlis hedefler, vaktin benim icin cok da muhim olmayan gunluk seylerle tukenmesi beni hep engelledi. 

A- Zamanini senin icin aslinda cok onemi ve degerli olan seylere degil, gunluk gecici islere sarf ediyorsun ve bu da sende tatminsizlige sebep oluyor. 

C- Evet aynen oyle. Cikmam lazim bu donguden. 

A- Tamam bu konuda sana yardim etmek isterim ama once bana sunu anlatsana, ne gibi seyler insanlar icin yapmak isteyip de simdiye kadar yapamadiklarin.

C- Hayat, insanlarin dusundugu gibi bir sey degil. Isim ayni ama icerik farkli.

A- Yine basladin karmasik cumleler kurmaya cocuklugundaki gibi... Ac bakalim biraz ki, bu yasli annen anlasin...

(Birbirlerine gulumserler....)

C- Sen 35 yillik dis doktorusun, eger ki bir hastan bir hastaligi senin universitede ogrendigin sekilde tanimlamiyorsa, ne dersin ona. Sonuc nereye gider?

A- Yani etrafindan duydugu sekilde tanimliyorsa demek istiyorsun, anladim. Soyle derim: "Bu hastaligin ismi senin dusundugun gibi degil. Nereden aldiysaniz bu bilgiyi yanlis. Tipta bu hastalik su isimle gecer, tedavisi de budur derim." 

C- O da hemen kabul eder mi?

A- Ilk dusuncesine ne kadar koklu inandigina bagli, ya da bana ne kadar guvendigine. Anlatmayi denerim, inat eder dinlemezse ve de onerdigim tedaviyi uygulamayi reddederse hasta- doktor iliskisi biter.

C- Sen sonlandirdin iliskinizi, peki baska doktora gidip tedavi olma sansi var mi?

A- Yok tabi ki, herkes ona ayni seyi soyleyecek.

C- Yani derdine derman olmadigi icin kendisi kaybedecek degil mi?

A- Aynen oyle.

C- Tamam. Istedigim noktaya geldik simdi. Demek ki her seye dair bir hakikat var, bir de insanlarin hakikat zannettikleri kendi zanlarindan olusturduklari gercekler.

A- Oyle tabi. Insan bir konunun cahili ise, kuvvetle muhtemel o konudaki dusuncesi gercegi yansitmaz.

C- Bravo anne guzel ozetledin. "Ey insan dikkat et ! Bir konu hakkinda ihtisas sahibi degilsen, senin gercek zannettigin gercek degildir."

Peki bu konu hayat memat meselesi ise...

A- Yani adam hasta ama yanlis inancini degistirdigi icin tedavi olamiyorsa ve bu yuzden olum riski ile yuz yuze ise mi demek istiyorsun?

C- Ya da daha kotusu.

A- Ahiret mi?

C.- Evet anne....Imansiz gitti ise geri donusu olmayan bir kayip. 

A.- Anladim. Insanlarla ilgili yapmak istedigin ama yapamadigin sey bu muydu?

C.- Evet, cok uzuluyorum anne...

A- Simdi uzuntunu daha iyi anladim. Peki nasil yapabilirsin? Onundeki engeller neydi simdiye kadar, beraber asmaya calissak.

C- Yardim eder misin bana bu konuda gercekten?

A- Ederim tabi, bu din, benim de dinim. Sen de benim oglumsun.

(Tekrar karsilikli tebessum ederler, oglunun kalbi tekrar umitle dolmustur.)

A- Evet soruyu tekrarliyorum oglum. Nasil yapabilirsin? 

C-  Insanin hakikatle tanismasi icin, oncelikle kisinin kendi bildiginin yanlis olma ihtimali oldugunun farkina varmasi lazim. 

A- Sonra?

C- Sonra da o yanlis bilgiye dayanarak hayatini yasamasinin dusunemeyecegi kadar buyuk kayiplara mal olabilecegini idrak etmesi ....

A- "Simdi tekrar ilk asamaya geri donelim" der annesi. Kisi nasil kendi bildiginin yanlis olma ihtimalinin farkina varabilir?

C- Eger kendi inanc sistemi, basina gelen olumsuz olaylari, kayiplari, soklari cozmekte yetersiz kaliyorsa, cevapsiz sorulari varsa, acaba bir yerde hata mi yapiyorum, ben mi yanlis dusunuyorum diye kendini sorgulamaya baslayabilir.

A- Biraz daha acar misin bunu, ac ki ikimizin kafasinda da otursun. Ona gore uzerine plan yapacagiz değil mi?

C- Evet anne, tamam. Sen de heyecanlanmaya basladin sanki benim gibi. Acayim … Mesela bir hanimefendi, evli ve bir cocugu var. Cocugunu okuldan aldiktan sonra yolda bir kaza gecirdiler ve araba pert oldu ve cocugun da kolu kirildi. Oysa arabayi kullanirken hicbir trafik kuralini cignememisti. "Neden bu onun basina geldi? Boyle bir seyi hak etmiyordu. Ve uzerine en cok titredigi yavrusunun kolu kirildi." Her ikisinde de buyuk bir sok. Sonra psikolojik rahatsizliklar... Daha sonra araba kullanmaya karsi fobi olusmasi... Hayat kalitesinin dusmesi... Kocasiyla arasinin bozulmasi ve birbirini izleyen problemler dizisi...

Ya da bir kisinin amansiz bir hastaliga yakalanmasi ya da bir yakinini kaybetmesi, bosanma hadisesi, isten cikartilmasi ... Insana isabet edebilen her turlu olay ...

A- Peki bu ne demek, neden inandiklari basina gelen olaylari cozmesine yardimci olamadi?

C- Cunku inandiklari, sistemin sahibi olan Allah'in hakikatleriyle ortusmuyordu.

Insanin yasadiklarini kaldiramamasi, onlara cok uzulmesi, onlarin kayiplari ile mahvolmusluk hissi gibi seyler kisinin kendi inanc sistemini sorgulamasina sebep olur. "Neden ben, neden butun bunlar benim basima geldi, sadece haberlerde olur sanirdim. Neden ben, dayanamiyorum." dusunceleri….Ve insan bu ruh halinden cikmak icin cirpinir durur.

Kendi inanc sistemi bu sorulara cevap veremez, tikanir. Etrafindaki kendi gibi dusunen arkadaslari onu teskin etmeye calisirlar, yumusak kelimeler altinda aslinda sunu diyerek : “Sonucta insanlar, dogar, buyur ve olur. Bazilari hastalanir, bazi hastalananlar atlatir, bazilari atlatamaz. Bazilari erken, bazilari gec olur. Hayat boyledir.” gibi seylerle...

A- Ama bu cevap ona yetmez.

C- Evet. Bundan dolayi, bazen duygularina nester vurup onlari yok saymaya calisir– ki bazi depresyon ilaclari bunu yapmak icin uretilmistir, sinir sisteminin bazi noktalarini dumura ugratarak-. O zaman da hissiz, depresif, hayattan hic tat almayan, hayat nesesini kaybetmis, donuk, sonuk bir insan olur.

Bazen baska seylere baglanmaya calisir. Kontrolu elinde olacak seyler olabilir. Mesela para kazandigim olcude gezerim, eglenirim, giyerim, yiyip icerim gibi. Ama bu da onu tatmin etmez.

Bazen de "hayir! hayir!" der. "Ben duygularimi oldurmek istemiyorum. Duygularim olmazsa ben ben olmam ki! Tum bunlarin baska bir anlami olmali." Ve farkli inanc sistemlerini arastirmaya baslar. Derdine derman, yarasina merhem olacak bir seyler bulmaya calisir.

A- Boyle bir durumda da eger dogru inanc istemini, dogru kaynaktan acik yureklilikle okur ya da dinlerse tum sorularinin cevabini bulur.

C- Lafi agzimdan aldin. Evet dogru mecra cok onemli. Sorularinin cevabini aldiktan sonra, bu inanc sistemini daha derinlemesine arastirmaya baslamak isteyebilir. Tamam bu inanc sistemi benim yaralarima derman oldu ama gercekten hakikat bu mu diye?

A-Akli dominant ve arastirmaci bir kisilige sahip ise evet, muhtemelen boyle yapar.

C-Kanitlari buldukca o sisteme olan inanci artar ve o dinin dediklerine guvenerek teslim olur.

A-Gercekten guzel bir noktaya vardik. Konuyu simdi tekrar toparlayalim. Peki kisi baska nasil kendi bildiginin yanlis olma ihtimalinin farkina varabilir? Yani basina kotu olaylar gelmeden…

C-Yani ikinci ihtimal. Tabi ki… Beraber dusunelim. Mesela guvendigi, sevdigi bir insan ona dogrudan bunu anlatirsa… Onun gittigi yol ile hakikat arasindaki farki soylerse, boyle devam ederse sonunun nereye varacagini, degistirirse hangi guzelliklerle karsilasacagini soylerse, olabilir mi?

A-Sence ?

C-Karsi tarafa guvendigi icin soyledikleri uzerinde dusunur. Akli agir basan birisi ise kanit ister. Yeterli kanitlari sunamazsa ve rahati da iyiyse degistirmez. Karsi taraf ikna icin gerekli delillere hakim ise ve kendini de iyi ifade edebiliyorsa o zaman kisi kendi bildigini sorgulamaya baslar.

A-Ve basina bir musibet geldiginde ve bu olayi kendi inanc sistemi ile atlatamadiginda da ilk basvuracagi kaynak bu olur.

C-Cok guzel yakaladin sevgili annecigim. Demek ki, biz akli agir basan kisilere onlarin kurtulusu icin dinimizi anlatacaksak aklin ihtiyaci olan delillere anlatabilecek kadar hakim olmamiz gerekiyor.

A-Peki sence bu yeterli mi?

C-Nasil yani?

A-Delillere hakimsin ama durusunla, konusmanla, oturup kalkmanla, soz ve tavirlarinla anlattigin hakikatler ortusmuyor. Kisacasi islamiyeti temsil etmiyorsun. Sence yine de karsi tarafta olumlu bir izlenim birakabilir misin?

C-Haklisin, birakamazsin. Insan inandigini yasamadan, bunu anlatmaya da baslamamali belki de…Hem karsi taraf akli degil, duygulari agir basan bir karaktere sahipse, cok az bir delille ama senin halin ve tavrinla inandigin dine karsi olumlu duygulara sahip olacaktir.

A-Ozetlersek…

C-Ozetlersek bize dusen, hem halimiz ve tavrimizla, hem de bilgimizle dinimizi en iyi sekilde yasamak.

A-Baska?

C-Ne gibi?

A-Gercekten almak isteyen, ihtiyac duyan, merak eden ya da en azindan acik yureklilikle kendini savunmaya gecmeden seni dinleyecek olan kisilere anlatmak lazim.

C-Haklisin. Ayni zamanda sabirli olmak lazim. Simdi bir tohum ekersin, belki filizi yillar sonra cikar. Onemli olan biz uzerimize dusen gorevi yapalim.

Ooo. Saat cok gec olmus… Bence bu gece icin cok guzel bir yol aldik. Yarin gece tekrar devam edelim anne. Iyi ki gelmisim seni ziyaret etmeye. Bak neler cikti ortaya.

A-Evet oglum. Yasli anneni mutlu edersen, Allah da seni boyle mutlu eder.

C-Allah rahatlik versin annecim.

A-Allah rahatlik versin evladim.

 
Toplam blog
: 39
: 757
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Mühendislik eğitimimden sonra (2002), örgütsel davranış alanında yüksek lisans yaptım (2005). 15 ..