Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Dünya
 

KIBRIS’TA “DİK DURUŞ” VE “DURUŞ!..”

KIBRIS’TA “DİK DURUŞ” VE “DURUŞ!..”
 

Yeşilırmak kapısı-KKTC


Kıbrıs’ta KKTC Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi lideri sayın Dimitris Hristofyas arasında devam eden müzakerelerde “dik duruş”a ve “duruş!”a örnek olaylar oluyor!

Ne yazık ki, Kıbrıs Türk tarafının, müzakereler sürecinde gösterdiği “basiretsiz” tutumlar “duruş”, Rumların politikası “dik duruş”

Ada’da müzakarelerin 2. turu, 3 Eylül’de başlayacaktı.

Başlayamadı!

Rumlar Güzelyurt’ta Aya Mamas Kilisesi’nde ayin yapmak için Yeşilırmak kapısını kullanmak istedi.

<ı>Daha önceden, BM’ye Kuzey’e geçecek Rumların isimleri verildi.

Güzergahlar belirlendi ve bütün önlemler buna göre alındı.

Ancak, Yeşilırmak kapısında, farklı bir “film” vardı!

<ı>Hem de Rum Yönetimi’nin yazarak “oynadığı...”

Anlatalım;

Rumlar, bir hafta önce Türk tarafına <ı>“BM aracılığıyla”, <ı>“600 kadar Rum’un isimlerini verdi” (KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu-02.09.2009)

Yeşilırmak kapısına, 25 otobüs 600 kişi gelecekti.

Türk tarafı da Rumların sayılarına göre, hazırlıklarını tamamladı.

Ancak, <ı>25 otobüs dolusu Rum beklenirken, 27 otobüs Rum sınıra dayandı!

Rumlar, 25 otobüsü Yeşilırmak sınırına yaklaştırmazken, sadece 2 otobüsün sınıra yaklaşmasına izni verdi.

“Korsan” 2 otobüsle gelen Rumların ise, listede adları yoktu.

Sorun burada başladı.

Türk tarafı listede adı olmayan Rumların geçişlerine izin veremeyeceğini, Rumlara bildirdi. <ı>(Rumların geçişlerde listede isimleri olmayanları, Güney’e geçirmediği gibi...S.K)

Bir esnemede yaptı Türk tarafı, listede adı bile olmayan Rumları, “kimlik göstermek” şartıyla Kuzey’e geçirecekti.

Bu da olmadı.

Rumlar, <ı>“ne kimlik gösteririz, ne sizi tanırız” mantığıyla sınırdan geçmeye çalıştı.

Türk tarafı buna engel oldu.

Bundan sonra ortalık karıştı, düzen bozuldu!

“Engellenen”, ülkeye “korsan” girmeye çalışan Rumlar, soluğu Rum Yönetimi’nin kapısında aldı... Yaşananları Rum yetkililere, “Türkler bize engel oldu” şeklinde aktardı. Kurmaylarıyla acil bir toplantı yapan Hristofyas da, görüşmelere katılmayacağını bildirdi.

Peki, işin aslı ne?

Rum Yönetimi’nin, Yeşilırmak kapısından kimlik göstermeden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçmeye çalışan Rumların “engellendiğini” savunarak, görüşmeyi iptal etmesi, kendi filmlerinin bir senaryosuydu.

<ı>Rum Pirgo Köyü Muhtarı Costas Michaelides olaylarla ilgili olarak, <ı>“Rum yetkililere ateş püskürdü ve geçiş noktasında yaşanan komplikasyonların Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu’nun bürosunun, Aşağı Pirgo Muhtarlığı’nın mührünü taşımayan, başka bir isim listesi vermesinden kaynaklandığını açıkladı.” (TAK-02.09.2009-Rum radyosu RİK)

Yani, Rum lider Hristofyas’ın komiseri Yakovu, listede adı olmayan 2 otobüs dolusu Rum’u sınıra gönderdi.

Sonra da, “Türk tarafı Rumları engellendi” diye, görüşmeler iptal edildi.

Hem suçlular hem de “güçlüler...”

KKTC Cumhurbaşkanlığı ne yaptı?

Rumları “incitmemek” adına açıklamalar!

“Göstermelik...”

Sert bir cevap vermedi.

Sadece Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü sayın Hasan Erçakıca, “Erteleme gerekçeleri kabul edilmez” dedi ve devam etti, <ı>“Biz böyle gerekçeler aramış olsaydık, şimdiye kadar yüzlerce gerekçe bulurduk ve hiçbir görüşme de yapılamamış olurdu.”<ı> (AA-02.09.2009)

Aslında sözcü Erçakıca’nın açıklaması bir <ı>“itiraf” niteliği taşıyor!

Neden mi?

Rumların, <ı>“incitici”, “zarar verici” hareketleri karşısında Türk tarafı <ı>“sesini çıkaramadı...”

<ı>“Dur bakalım sayın Hristofyas” diyemedi.

Müzakereler devam ederken Hristofyas ne yaptı?

<ı>Birlikte “yaşayacağı” halk için.

Erçakıca’nın bulurduk dediği <ı>“gerekçelerden” bir kaç örnek verelim.

<ı>-Akdeniz’de tek taraflı petrol ve doğal gaz aramaya kalktı. Hem Türkiye’ye hem de KKTC’ye rest çekti.

<ı>-İngiltere ile memorandum imzaladı.

<ı>-Orams kararının çıkmasını sağlayarak, Mülkiyet konusunu masada değil, dışarda çözmeye çalıştı.

<ı>-Gazimağusa Suriye seferlerinin engellenmesi için Şam’a çıkarma yaptı. Suriye Devlet Başkanı’ndan “seferleri engelleyin” ricasında bulundu.

<ı>-KTHY’nın İngiltere’den “bile” direk uçuşunun olmaması için İngiliz mahkemelerine diplomatik baskı kurdu, başarılı oldu.

<ı>-Müzakere sürecinde Talat’ı “yalancılıkla” suçladı, “Talat içerde farklı dışarda farklı konuşuyor” diye... Devam etti, “Talat sütten kesilsin de gelsin...”

Hristofyas bunları yaparken, Türk tarafı, Talat yönetimi, sadece “açıklama...” yaptı.

Eğer sizin sadece “açıklama” yapacak kadar, “cesaretiniz” varsa!

Süreci de anca bu kadar yönetebilirsiniz.

Yönettirirlerse!

 
Toplam blog
: 40
: 708
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

SEFA KARAHASAN, 1997’den beri gazeteci milletinin aktif üyesi. Gazeteciliğe halen Milliyet gazete..