Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Kıl keçi orman düşmanıdır

Kıl keçi orman düşmanıdır
 

Foto:hallederizform.com


Blog Katagorim Dağal Hayat / Çevre, böyle olunca doğal hayatın ve çevrenin en önemli korunması gereken alanı ormanlardır. Bugünlerde orman yangınları sıklaştı ve yaygınlaştı ancak bu arada orman zararlısı keçiyi öğen yazı veya haberlerde görülmeye başlandı, bu nedenle katagorimiz gereği yazmak gerekti.

Herkes üzülüyor canlı varlıklar yanıyor. flora yanarken içindeki sayılamayacak mikro organizmadan böceklere, sürüngenlere, memelilere kadar fauna(hayvanlar) da yanmaktadır. Ancak bu zarar ve felaket yüreklerimizi yakarken başka bir orman zararlısını (kılkeçi-kara keçi) faydalı olarak lanse etmeye çalışmak, bunca ormancılık sektörünün lokomotifi ormancılık teşkilatı gözlem ve uygulama-koruma envanter bilgilerini ve ilgili akademik literatürü yok saymaktır.

Bu durum Türkiyede ki genel yanlışı göstermesi açısından ibretliktir. Her teşkilat ve sektör kendi sektörünün çıkar penceresinden bakmaktadır. Ama reel kayıp ve maliyet külfeti kime yükleniyor, gözardı edilmektedir. Ormancılık sektörü temsilcileride muhakkak kendi mesleksel aidiyetleri gereği ormanı savunacaklardır ama orman zararlıları konusunda tarafsız kamuoyu da orman zararlılarını, hatta zararlı hayvan (kılkeçi) sahipleri dahi bunun böyle olduğunu naif konuşmalarında inkar etmezler.

Doğal ekosistem içine, yüzlerce hatta binlerce keçilerden oluşan sürüleri sürerseniz, orada doğal dengeden söz edilemez. Çoban maliyeti dışında sıfır gider görünümle (görünümle: çünkü orman varlığına verdiği zarar maliyetini anlatmak bu blog'a sığmaz.) sahibine gelir sağlayan keçinin esas maliyetinin ormana yansıdığını kimse yadsıyamaz.

Keçi otlatılmasında orman alanlarının mera katagorisinde değerlendirildiği gözlerden kaçırılmaktadır. Meralarda keçi otlatıldı da karşı çıkan mı oldu! Elbette çalı florası olmayan meralar, keçi otlatılmasında verimli değildir. Genel keçi yaylım alanları, genel olarak maki-fundalıklar, yapraklı orman alanları ve karışık ormanlar ve sedir, ardıç sahalarıdır. Bunların yanında birde görünüşte orman vasfını kaybetmiş gibi görünen ancak potansiyel orman alanları olarak orman toprağı karakteri taşıyan dejenere olmuş ağaç ve ağaççıkların çalımsı kalıntılarının bulunduğu sahalar keçi sürülerine otlatılmaktadır.

Keçinin görünmeyen otlatma zararları; genç birkaç yıllık sürgünleri, yeni uç burçlarını, yaprakları yemesi ile bitkinin boy uzaması ve odun artımını engellemesi, genç ağaçların gövde kabuklarını soyarak kurutması, bu arada yabani faunayı rahatsız ederek alan hakimiyeti sağlayarak ekolojik dengeyi bozması. Çobanlarca ağaçların tepeleri kesilerek dallanıp taze ibre ve dallarını yere düşürerek keçilere yedirmeleri. Meşe dalları kesilerek kışlık olarak depolanır (dal basma). Güzide sedir ve ardıç ormanları tetar baltalığına döner. Bu eylemler aynı zamanda orman servet artımını engeller. Yeni tohum çimlenmesi ile çıkan fidanları da diğer taraftan giderken toplayarak yediğinden yaşama şansı vermez. Tabii gençliğin gelmesini de yok eder.

Ormanda keçi otlatma alanları genel olarak özetlenecek olursa. Kıl keçiler kapalı yaşlı ormanlarda otlamazlar, bu alanlarda alt flora bulunmaz, hatta ot bile çok yerde görülmez, ölü ibre humusu ile kaplıdır. Güneş görmeyince diri örtü de yoktur. Keçi genel olarak ve yoğun olarak orman üst zon (üst snırlarında sedir ve ardıç)ormanlarında buda tahribatı ve yetişme muhitinin zor şartları bakımından ormana zararlarını kat kat artırmaktadır. Diğer taraftan bozuk kızılçam ve maki florasında otlama imkanı bulur ve bu alanlardaki flora bozukluğuna yol açarlar zehirli ve dikensi türler kalır, yabani faydalı bitki orijinleri deforme olur. En bariz zarar görüntüsü orman köyleri civarındaki tahribat göstermektedir. Köylere varmadan ormanların bozulması köye yaklaştığınızın göstergesidir.

Orman içinde zaten yerli ırk ve melez büyük baş hayvan türleri, gençleştirme alanları dışında serbestçe otlamaktadır. Cüsseleri itibariyle de toynakları itibariyle de orman için daha etkili patika ve geçit güzergahları açmaktadırlar.

Ancak ekonomik beslenme imkanlarına sahip kıl keçiler, köylerde ancak birkaç kişide var veya yoktur. Ailenin kendi zaruri ihtiyaçları için üçbeş hayvanın varlığı önem arzetmediği gibi zaten zararı cüzidir. Ancak bir çok sürü sahipleri göçer olup orman köylüsü dahi değillerdir. Birçokları sürü göç yolları güzergahlarına zarar verirken, yaylaklardaki çevre orman üst yayılış alanlarında ki sedir ve ardıç, karaçam ve yapraklıların tahribine neden olmaktadırlar. Hatta bazı köylerin muhtarlıklarının orman alanlarını da mera gibi göçerlere kiralayıp para aldıkları duyulmaktadır.

Gerek göçer sürü sahipleri, gerekse yerleşik orman köylerinden bazılarında, bir elin parmağını geçmeyen keçi sürüsü sahipleri bu işin rantını toplarken, köyün diğer halkının da o otlatmadan faydalandığı sanılmasın. Bazan kent merkezinde başka ticari işlerde iştigal edenlerin de çoban önünde sürüleri olmaktadır. Ormandaki büyük sürülerin sahibi gariban orman köylüsü olduğu doğru değildir.

Elbette ülke hayvancılık ekonomisi açısından kendi karagorisi veya sektörü açısından çözüm yolları aranır, yada ikame hayvancılık projeleri geliştirilmelidir, ancak yılların alışılmış geleneğini yeniden hortlatarak eski değer yargısı olarak; ormanlar cibalimübaha addedildiğinden her türlü otlatmada mübah görülmüştür. Tıpkı Osman Hamdi öncesi arkeolojik alanların değersiz görülüp talan edilmesi gibi bir anlayışa sahip olunarak; ormanların bir yandan kentlerde, bir yanyandan sahillerde diğer sektörlere dağıtılırken, diğer taraftanda içinin kemirilmesine onaymı istenmektedir.

Bu tip haberlere bazı malum basında aracılık etmektedir. Ormanda doğal denge sağlanıp ekolojik şartların ıslahı ancak doğal varlıkların zenginliği ile olur. Kılkeçi ormanın doğal parçası değil insanların doğaya baskı aracıdır. Ormanların doğal keçisi, dağkeçileridir.

Ama köylü ailenin işgücünün değersiz olduğu, yetiştiriciliğinde dış girdi olarak sıfır maliyet olan kıl keçisi için yem yok, ilaç veteriner gideri yok, ot, arpa ihiyacı yok tüm yük (maliyet), ormanların üstüne. Eğer orman sayılan otlatma alanları topoğrafik olarak çok karmaşık ve kayalı ve çetin yüzey şekilleri ise bu özllikleri nedeniyle ekstrem yetişme muhitlerinde çok daha zararlı durum yaratmaktadırlar. floraya (bitki örtüsüne) telefisi imkansız zararlar vermektedirler. Çünkü böyle alanların yapay ağaçlandırılmasıda mümkün olmayıp olsada maliyeti çok yüksek olup butür yerlerde istihsalde yapılmayıp korumaya alınmaktadır. Tıpkı alpine zona komşu orman üst alanlarında olduğu gibi.

Keçi genel anlamı ile mera dışında bozuk ve ekstrem ortamlar olan orman sınırlarında otlatılmaktadır, bu durum devamlı orman sınırlarının daralmasına neden olmaktadır. Otlatma neticesi deforme olan bozuk orman alanlarında, bazı sempozyumlarda katılımcılarca ileri sürüldüğü gibi nebat (bitki) çeşitliliği artmaz ve aksine çotakçıl ve step diken türleri sütleğengiller gibi hayvanların yemediği türler yaygınlaşmaktadır.

Otlatma ile verdikleri zarar yangınla kaybedilen servetten daha büyük, ormansızlaşan alan daha geniştir, ancak pasif zararlı durumda olduğundan kamuoyu tarafından dikkat çekmemektedir. Aktüel gündem oluşturmamaktadır. Fakat global siyasette devletin temel dinamiklerini yıpratan politikalarına karşın ormancılık sektöründeki kıl keçi konusundaki eylem planı alkışlanmalıdır.

"Türkiye Çöl olmasın-TEMA" sloganına katkı yapın!
TEMA kuruluşunda yola çıktığı bu söylemi dile getirirken küresel ısınma ve kuraklık henüz gündemde yoktu. Güncel haberler dikkate alınarak değerlendirildiğinde çölleşme tehlikesinin durumunu düşünmek lazım!


nariçi: 12.07.08

Toroslarda orman üst zonunda (yüsek rakımlarda ki)ormaların keçi tahribiyle ne hale geldiği FlaşTV rotamız türkiye (Adana) yayınını izleyiniz. saat 11.30-12.00 13.07.2008. Bu proğrama katkısından dolayı Aytaç Durak'a teşekkür ederim.

Not: Hayvancılık sektörü açısından Kılkeçi-karakeçi konusu yazılacak.
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..