Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '15

 
Kategori
Siyaset
 

Kılıçdaroğlu, "üçlü blok"u kuramadı; şimdi "ikili blok"u deniyor sanki....

Kılıçdaroğlu, "üçlü blok"u kuramadı; şimdi "ikili blok"u deniyor sanki....
 

İki parti lideri arasında, kendilerine göre "iyi niyetli çabalar" görüşülüyor...Nikah günü yaklaştı...


CHP VE HDP İŞBİRLİĞİ SON NOKTASINA GELDİ... ARTIK GEREĞİNİ YAPMAK LAZIM(!?)

-- CHP'nin, artık, PKK'nın siyasi kanadı ve destekçisi kesin olarak meydana çıkmış olan HDP ile bir siyasi birliktelik içine girmesi ne kadar doğrudur?

-- Bu birlikteliğin gerekçesi ne olabilir ki?

"Askeri darbe yapamıyoruz, sivil bir darbeyi de beceremedik; yargı da kontrolümüzden çıktı; sandıkta da kazanamıyoruz, başka çaremiz kalmadı" düşüncesi, bu birliktelik için bir gerekçe olabilir mi?

x       x       x

7 Haziran seçimlerinden önce HDP Eş Başkanı Demirtaş, "CHP ile koalisyon yapabiliriz; hatta MHP de bu koalisyona katılabilir" demişti.

CHP, bu çağrıya ilgisiz kalamadı, olumlu baktı... Ama, MHP, bu görüşmeyi "zamansız" bularak kabul etmedi...

CHP, seçim barajını aşarak Meclis'e girmesi için bir kısım oylarının HDP'ye kaymasına izin verdi... Bu arada, seçim anketlerinde "diğer" olarak anılan  "etsiz-butsuz" diğer sol  eğilimli partilerin de kendilerine destek vereceğini düşündü

Sonuçta HDP, "CHP'nin, 'diğer' partilerin, Kandil'in silah zoru ile HDP'ye kazandırdığı ve AKP'nin sandığa gitmeyen bir kısım seçmenlerinin oyları ile HDP, barajı aştı ve Meclis'e girdi...

x       x       x

Seçim sonrasında, AKP tek başına iktidar olamayınca, Kılıçdaroğlu'nun ilk aklına, "koalisyon kurma" yerine, "% 60'lık muhalefet grubunu" içine alan bir "üçlü blok" birlikteliği oldu... Ancak, Kılıçdaroğlu'nun, bu bloğun önderi gibi görünmesi, MHP lideri Bahçeli'nin pek hoşuna gitmedi.

Devlet Bahçeli'nin, HDP'yi kastederek, "Ben yılanla aynı torbaya girmem; onun birlikte anılmak bile istemem" çıkışı ile bu "üçlü blok" çöküverdi...

x       x       x

Bundan sonraki siyasi gelişmeler malum...

Ama, CHP ile HDP arasındaki "Gezi olaylarında" başlayan ve Kobani olayları ile adeta "kankalık" ile eşdeğer olan ilişkiler,"Ankara katliamı" ile tekrar canlandı...

Katliamdan sonra, Başbakan Davutoğlu ile konuşan Kılıçdaroğlu, önceki "üçlü bloku" tekrar canlandırmak için, Davutoğlu'nun "birliktelik gösterme amaçlı" davetini kabul etmeyen Devlet Bahçeli ile --cenazelerin yanı başında "oylar HDP'ye" diyen-- HDP Eş Başkanı Demirtaş'ı görüşmeye çağırdı.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun, tekrar "üçlü blok" lideri gibi davranışından alınmış olmalı ki, bu daveti kabul etmedi... Ama Demirtaş kabul etti...

Görüşme, Demirtaş'ın Meclis'teki odasında gerçekleşti... Herhalde Demirtaş'ın, "PKK, bölgedeki laikliğin bekçisidir", sözleri, Kılıçdaroğlu'nun çok hoşuna gitmiş olmalı ki, Demirtaş'ın ayağına kadar gitti.

Görüşmeden sonra, Kılıçdaroğlu'nun yüzündeki memnuniyet ifadesi ve HDP'ye ve Demirtaş'a sıcak yaklaşımı çok manidardı.

Hele hele, görüşmeden sonra, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, "Demirtaş'ın son günlerde, bizce de olumlu karşılanan samimi, iyi niyetle çabalarını, feryadını Türkiye'de duymayan kalmadı. Biz de duyduk"...

Ama benim duyduğum sözler biraz farklı idi :

-- Ankara katliamının bütün sorumluluğunu devlete ve hükümete yükleyen sözleri.

-- Katliamı ardından, Demirtaş'ın ağzından ilk çıkan, "katil devlet" sözü olmuştu.

-- Bu, "devlet tarafından halkımıza yapılan bir saldırıdır." sözleri

Demirtaş'ın, benzer çok daha fazla sözleri var ama, ben size onlardan çok daha "önemli" ve bir o kadar da "vahim" bir başka sözü hatırlatayım :

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'dan aktarıyorum:

Devlete katil diyen Demirtaş için  Kılıçdaroğlu, "heyecanla söylemiştir, gençliğine vermek lazım" demiş...

Ne kadar "babacan" bir koruma...Ama Kılıçdaroğlu unutmasın ki, "o heyecanlı genç, 6-7 günü, bir sokağa çıkın" çağrısıyla, yurt içinde 40-50 kişinin ölmesine yol açmıştı... Şunu da unutmasın ki, CHP'de, bu sokağa çıkma çağrısının arkasında durmuş ve Demirtaş'a taraf olmuştu.

NOT : Bu konun ayrıntıları için bakınız; (cdenizkent, "CHP ve HDP flörtü, nişanlılık dönemini geçmiş haberimiz olmamış. Nikah için gün bile almışlar", Kategori: siyaset, 12 Aralık 2014)

Anlaşılan "nikah günü" gelmiş çatmış...

Yukarıda da belirttiğim gibi, anlaşılan "çaresiz" kalan CHP, HDP ile bir birliktelik sağlayarak, iktidar olmak istemiş olabilir...

Olur mu?

Niye olmasın ki?

Bu ülkede "olmaz denen" neler oldu hepimiz gördük ve şahit olduk...

Bir adama, "muhtar bile olamaz" dediler; ama adam geldi Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin başına Cumhurbaşkanı oldu...

x       x       x

Şimdi bir CHP'li ve HDP'li olarak düşünelim...

Şimdiye kadar yapılan seçim anketlerine baktığımızda, HDP'nin 1 Kasım seçimlerinde alacağı oy; % 12-14 gibi... HDP, daha fazlasını bekliyor ama. Biz, "bu kadar yeter" diyelim... Fazla hayalci olmayalım...

Ama, CHP'ye gelince biraz hayalci olabiliriz...

Kılıçdaroğlu'nun, "7 Haziran seçimlerinden önce %35 oy alamazsam gereğini yaparım" sözünü bir tarafa koyalım da, CHP'nin almayı umduğu oy oranlarına bakalım... Kılıçdaroğlu, gerek genel gerekse yerel seçimlerde alacağı oyun hep % 35 ve üzerinde olacağını, hata bir ara %38 dediğini de hatırlıyorum...

Beklenen oy oranlarında, her halde CHP'nin en hayalcisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin olmalı... Çünkü, bir televizyon kanalında gözlerimle gördüğüm ve kulaklarımla duyduğum beklediği oy oranını % 40-42 olarak telaffuz eti...

HDP : % 14

CHP : % 38

TOPLAM : %52(Güçlü (!?)bir "ikili blok" iktidarda)

Bu iki partinin oylarını bire azaltarak birer fazlalaştırarak % 52'lik oy oranı korunabilir... Bu oran ne ilginçtir ki, "Kaçak Saray'ın, neredeyse başına indirilmek istenen Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yapan oy miktarıdır"

NOT :  Bu arada şunu da belirtmek isterim ki, böyle bir iktidar sırasında, bir şekilde, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığını bırakmak ya da ayrılmak  zorunda kalırsa, Ekmeleddin  İhsanoğlu hiç heveslenmesin, bu birlikteliğin en ideal Cumhurbaşkanı adayı, Abdullah Gül'dür(!?)

Bekleyelim ve görelim...

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..