Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kılıçdaroğlu'nun dayanılmaz çelişkisi!

Kılıçdaroğlu'nun dayanılmaz çelişkisi!
 

Dünya hayatı böyledir; hiç düşmeyeceğini sandığın zirveden bir anda yuvarlanır dibi boylayabilirsin ya da hiç aklında yokken birden tepelerde bulabilirsin kendini...

Şundan on gün önce CHP gibi, "kurumsal iktidar partisi"nin tartışılmaz ve muktedir genel başkanı iken, birden işler tepe taklak gelebiliyor ve sen kendini "itilmiş ve kakılmış" grubunun içinde bulabiliyorsun...

Ya da, on gün önce, partinin içinde "Gandi tiplemesi" yapan bir dosya müfettişi iken, birden bire CHP gibi, kurumsal iktidar partisinin başına geçebiliyorsun..

Baykal'ı "kasetle vuranlar" Kılıçdaroğlu'nu omuzlamış durumdalar. Anlaşılan o ki, Kılıçdaroğlu, bu rüzgarla CHP'nin başına gelecek..Ama kolayca geldiği bu "soğuk zirve"de kalması gelişi kadar kolay olmayacak...

CHP'nin kurumsal kimliğinin temsilcisi Önder Sav'ın omuz vermesiyle CHP genel başkanı olmakla, halkın desteğini almış bir lider adayı olmanın "dayanılmaz çelişkisi" bekliyor Kılıçdaroğlunu, çıkmakta olduğu zirvede...

Şimdi soru şudur: Sayın Kılıçdaroğlu, kendisini bir kaset ve bir rüzgarla CHP'nin başına getirenlerin lideri mi olacak; yoksa, halktan kopmuş, kurumsal kimliğe teslim olmuş CHP'nin halk nezdinde yeni umudu olan "halk adamı" mı olacak??

Yeni genel başkan adayı, Dersim hadisesi ile yaşadığı "ikilemi", genel başkan olduktan sonra sürekli yaşamak zorunda kalacak.. Ve belkide Halk Partisi ile Halk arasında bir tercih yapmak zorunda bulacak kendisini...

Deniz Baykal gibi, bir siyaset kurdunu böyle kolayca alt etmeninin bedeli, Kılıçdaroğlu'na CHP zirvesine çıktıktan sonra ödetilecek... Sayın Kılıçdaroğlu zor bir işi, kolayca başarmak üzeridir..

Ne var ki, kolay çıkılan yerlerden inmek de çok kolayca olur. Korkarım, Kılıçdaroğlu, CHP kurumsal kimliğinin halk nezdinde iyice yıpranan görüntüsünü, geçici olarak iyileştirmek için kullanılan geçici bir aktör olacak...

Hani, eski Türk filmlerinde, öz oğlu işleri berbat edince filmin "esas oğlanı" olan "yanaşma"yı göreve çağırıp, o işi hallettikten sonra, yine herşeyi kendi öz oğluna devreden Ağa'nın yaptığı gibi bir şey, bugün CHP'de yapılan.

Eh... Burada ağa kimdir, yanaşma kimdir, öz oğlan kimdir, bilmeyen yoktur..

Ne de olsa, biz bu filmleri defalarca görmüş bir toplumuz!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..