Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kılıçdaroğlu'nun Samanyolu Tv'deki konuşması..

Kılıçdaroğlu'nun Samanyolu Tv'deki konuşması..
 

Kılıçdaroğlu Samanyolu gibi Tv'lere sık sık çıkmalıdır..


RTE’nin özel temsilcisinin, PKK’lı “gerilla liderleri” ile yaptığı son görüşmenin basına yansımalarından, AKP Hükümeti’nin verdiği tavizleri, Doğu-Güneydoğu’da PKK’lı örgütlenmeyi nasıl tolore ettiklerini ibretle okumuştuk.

Gerçi bunlar bilinen şeylerdi.

Hükümetin Sivas’tan öteyi tamamen PKK militanlarının denetim ve gözetimine bıraktıklarının örnekleri basında sık sık yer aldı.

Kah yol kesip kimlik kontrolü yapıyordu PKK’lılar, kah yollarda haraç toplayıp işçi, öğretmen, memur, asker rehin alıyorlardı o bölgede. Yani istedikleri gibi at oynatıyorlardı. İstedikleri yola mayın döşeyip istedikleri karakolu kurşunluyorlardı. Hala da devam ediyorlar bu “eylemlerine”, rahatlığın ve gösterilen tolöransın verdiği şımarıklıkla saldırılarını Ankara’nın göbeğine kadar getiriyorlar.

Gülten Kışanak’ta “haklı” olarak hesap soruyor; “Kardeşim madem görüşüyorsun, o zaman güven artırıcı adımları atacaksın. Niye demokratik siyaseti devam ettirmiyorsun, niye operasyonlar sürüyor?”

İşin aslına bakarsanız RTE’ye kalsa bu “güven artırıcı adımlar” ülkenin bölünmesine kadar gidecek, gitmesine de, ah şu muhalefet yok mu?

Ne lüzumu var şimdi bu işi kaşımanın, bırakın vereceksek verelim, kurtulalım bu beladan, zaten Okyanus Ötesine bu iş çözülecek diye söz verdik. Zaten Diyarbakır’ı BOP Projesinde bir yıldız yapmak için yola çıkmadık mı?.

Evet sağcısı, solcusu, ulusalcısı, milli görüşçüsü..

Eğer muhalefet olmasa, halkın tepkisi ve duyarlılığı olmasa  çoktan verecek bunlar Sivas’tan öte tarafı. Bahane de “İleri demokrasi ya da Demokratik Siyasetin sonuçları” olacak. AKP’nin bu konudaki misyonunu anlarımda, o partiye oy veren iki kişiden birini anlamam. Bu kadarmı aymazlık, bu kadarmı boşvermişlik olur?.

Ama biraz da  hak vermek gerekiyor onlara, akşam olupTv’nin başına geçtiklerinde bir beyin yıkama, gazeteleri açtıklarında bir beyin yıkama, dezenformasyon, RTE biatçılığı pompalama, boş kabadayılıkları üstün dışişleri manevraları diye yutturma çabaları vs. Bakın herhangi bir Tv’de açık oturum var meseleler tartışılıyor, moderatör kalkıp ya bu işlerde ABD’nin parmağı nedir, bu Eşbaşkanlık nedir, Libya’da en çok alkışı RTE alıyorda niye petrolün % 70’ini Fransa ve İngiltere alıyor gibi sorular sorabiliyor mu?. Soramaz, sorsada karşıdaki cevap veremez. Cevap verse anında kapının önüne koyulur. İşinden gücündenmi olsun adam canım. Hem Soros’tan gelen yeşil yeşil dolarlarda var. O na ne ülkeden, ona ne terörden.

Neyse, ne yazmak için oturduk, ne yazıyoruz..

Kılıçdaroğlu geçenlerde Fetullah’ın Amiral Gemisi Samanyolu Tv’deydi. Bir önceki yazıda belirtmiştim. Burada önemli olan bu Tv’yi izleyenlerin bu gerçekleri dinlemesidir.

Aynen aşağıda Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri. O cenahtan bazı kafaları belki aydınlatır.

-Sosyalist Enternasyonal toplantısında yanıma iki tane Libya’lı genç geldi. Şunu söylediler; Sanıyorduk ki Libyalı Gençler olarak, Libya’yı artık biz yöneteceğiz, gördük ki 80 yaşındaki adamlar Libya’yı yönetiyorlar.

- Sarkozy Libya petrollerinin % 35’ini aldı. Bu konudaki sözleşme Arap Dergilerinde yayınlandı. 

- M.AliBirand’ın Tweet mesajı; RTE BM’de konuşurken kim salondaydı, kim dışardaydı? Filistin Başkanı ve diğer Arap Ülkeleri Liderleri salonda yoktu. RTE Filistin Liderlerini kastetmiyorum. Filistin halkını kastediyorum dedi.

Burada ufak bir yorumda bulunayım izninizle; RTE Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abas’a karşı kimi desteklemişti, gizli gizli Bakanlık arka kapılarından içeriye alarak kiminle görüşmüştü?. Filistin İslami Direniş Lideri Halit Meşal’le değilmi. Yani her zamanki gibi yine yanlış ata oynamıştı. O zaman ülkesinde özellikle Ramallah’ta çok sevilen ve Filistin halkının esas temsilcisi olan Mahmut Abas niye salonda olsunki, niye RTE’yi dikkate alsın ki?

Devam edelim Kılıçdaroğlu ile;

- Bunlar kalkmış Ortadoğu’da arabuluculuğa soyunuyorlar. Kim kabul ediyor?. Filistin, İran, İsrail, Suriye, Mısır karşı bunların arabuluculuğuna, o zaman bu gelin güvey olmak değil midir?

-Bunların İsrail’e efelenmeleride sahte ve halkı kandırma. İran açık açık, benim için koydun Füze kalkanını diyor.

-Kim İsrail’in avukatı; Mayınlı arazileri temizlemesi karşılığında hangi İsrail Firmasına 44 yıllığına kiraya verecektin o arazileri. Biz Anayasa Mahkemesine gitmesek o arazilerde şimdi İsrail’li ajanlar olmayacak mıydı?

-Anayasa; Referandumdan hemen sonra bir komisyon kuralım dedik, gündemimizde yok dediler. Ecevit Hükümeti bu Anayasa’nın 60’a yakın maddesini zaten değiştirmişti. 12 Eylül Anayasa’sına karşıyız. Siyasi Partiler Yasası değişmeli, % 10 barajı kaldırılmalıdır. Söyleyebiliyor mu AKP bunları? Medya özgür değil, gazeteciler mesleklerini yaptıkları için hapiste. Bunlar halkı kandırıyor, gazeteciler terörden dolayı hapiste diyor. Mahkum olmamış gazetecileri suçlu ilan ediyorlar. Cumhurbaşkanı, Yargıtay, Barolar, Meclis Başkanı bu durumdan şikayetçi bir tek RTE’nin şikayeti yok.

-27 Mayıs’ın yıldönümünde Aydın Menderes’i aradım. Keşke böyle birşey hiç olmasaydı dedim. Rahmetli İnönü idamları engellemek için çok çabalamıştır. Vicdanları kanatan bir olay. Özel yargılama her zaman sorunludur. Siyasal mahkemelere ve şimdiki özel mahkemelere sıcak bakmıyoruz. Kaldırılmalıdır.

-Ne birilerine dost, ne birilerine düşman olmak istiyoruz.

-Ne birilerine kalkan olmak, ne birileri için silah bulundurmak istemiyoruz.

-Egemen güçlerin taşeronu, ağzı, kulağı, dili ve sopası olmak istemiyoruz.

-Halka yalan söyleyen bir siyasal iktidar olmak istemiyoruz.

-Bunlar Petrol arama işinde Kıbrıs Rum Kesimi’ne bol bol efeleniyorlar değil mi?. Halbuki; Kıbrıs Rum Kesimi:

17 Şubat 2003’te Mısır'la, Münhasır Bölge anlaşması imzalıyor petrol aramak için, bunlar uyuyor.

17 Ocak 2007’de Lübnan ile aynı anlaşmayı imzalıyorlar, bunlar yine uyuyor.

26 Ocak 2007’de 13 adet arama izni çıkarıyor, bunlar yine uyuyor.

17 Aralık 2010’da İsrail ile sözleşme imzalıyor, bunlar yine uyuyor.

Sonuçta ABD firması ile anlaşma yapıyorlar, platform geliyor, aramalar başlıyor.

Bunlar ne yapıyor?.

Dedemden kalma Piri Reis Gemisi ile arama yapmak için apar topar KKTC ile bir anlaşma yapıyorlar. Komediye bak..

İzninizle ufak bir yorum daha: Dün  Kıbrıs Rum Yönetimi, çıkaracağımız petrolün % 20-25’ini Kuzey Kıbrıs’a vereceğiz diye açıklama yaptı. İstermisiniz bu “jestten” sonra Kuzey Kıbrıs’ta bu AKP hükümetine  hadi canım sen karışma bu işlere desin. Hani onlara da “besleme” demişti ya bu “Yes be annem’ci”  RTE..

Devam ediyor Kılıçdaroğlu;

-RTE en son geçenlerde Mısır’a gitti. Halkla “kucaklaştı” güzel. Fakat Mısır’lılara 17 Şubat 2003’te Kıbrıs Rum Kesimi ile olan anlaşmanızı askıya aldınız mı, iptal edecek misiniz bu anlaşmayı diye sordu mu?

-Petrol arayamazsınız dediler efelendiler. Ararız dediler aradılar..

-Sözleşme yapamazsınız dediler. Sözleşme yaptılar.

-Bak savaşırız dediler. Hadi canım sende.. cevabını aldılar.

-Son görüşmelerinde Obama; ‘Bir şey yapmayacaksınız değil mi?' Diyor. Evet birşey yapmayacağız cevabını veriyor RTE.

-Gazze’ye Savaş Gemileri eşliğinde yardım göndereceğiz dedi, ben o zaman savaş gemilerini Gazze’ye kadar götür seni anlından öperim dedim. Kalktı ben temiz anlımı senin kirli dudaklarına öptürmem dedi. Bırak bu lafları sen Gazze’ye yardım götürdünmü o savaş gemileri ile, onu söyle. Bırak yardım götürmeyi, kendisi bile gidemedi Gazze’ye..

-2006’da MTA; Rumlar anlaşmalar yapıyor, petrol aramalarına başlayacaklar diye hükümeti uyarıyor, hükümetten tıs yok.

-RTE bir ABD Tv’sinde; Mavi Marmara’da 9 vatandaşımız öldürüldüğünde bu durumu savaş sebebi sayabilirdik, ama biz büyük devlet olduğumuz için gerek duymadık diyor.

Aklıma Kemal Sunal’ın bir filmde kahveye girip ‘Var mı lan bana yan bakan’ diye nara attıktan sonra, karşı taraftan gelen ‘var ne olacak’ cevabına karşılık ‘var mı lan ikimize yan bakan’ diye kıvırdığı sahne geldi nedense.

-BM’nin Mavi Marmara Raporu; İsrail avukat tutsa böyle bir rapor çıkaramazdı BM’den. 5 aydır ellerinde o rapor. Ne zaman açıkladı Davutoğlu? Füze Kalkanı gündeme geldiğinde. 

-Halka doğruları söylemiyorlar. ABD’li yetkililer açıkladı; ABD askerleri gelmeyecekmi o kalkanı idare etmek için. İsrail’de o kalkanın aynısı var mı? Evet. İsrail’le bilgiler paylaşılıyor mu? Evet.

-Her yerde her ortamda TC’nin çıkarlarını koruyacağız. Biz CHP olarak TC. yurttaşlarının avukatıyız. Bu işten gurur duyuyoruz. İçerde çok ciddi sorunlarımız var. Esnafın, işsizin, sanayicinin sorunlarını biliyoruz. Halka yalan söylediler, geldikleri noktaya bakın..

-Dik durun, onurlu durun, bir kişi bile kalsa bu mücadele sürecek. Alın teri döken her yurttaşa şunu söylüyorum. Bedel ödemek varsa, o bedeli önce ben ödeyeceğim.  

Şimdi Kılıçdaroğlu’nun tüm bu söylediklerini uzun uzun niye aktardım bu sayfaya? Önce AKP’nin “Dış politikadaki kahramanlıklarını” bilmeyenler varsa görsün, sonra  olası bir Kılıçdaroğlu iktidarında bu sözlerine karşılık ne yapıldığının ve verilen sözlerin tutulup tutulmadığının çetelesi için.

Çünkü en azından ben, Kılıçdaroğlu biatçısı değilim ve verilen sözler tutulmasa ya da AKP benzeri eşbaşkan politikaları izlenirse hesap soracak gücü kendimde görüyorum.

Kılıçdaroğlu’nun bu çok doğru sözleri umarım CHP iktidarının teminatı olur .

Saygılar..

27.09.2011

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..