Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kılıçdaroğlu tutarlı bir siyasetçi değil mi(!)?

Kılıçdaroğlu tutarlı bir siyasetçi değil mi(!)?
 

27 Ekim günü yapılan MGK toplantısnıda “kırmızı kitap” yani “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi” değiştirildi. Yıllardır ülkemiz için tehdit oluşturduğu için mücadele edilmesi amacı ile kırmızı kitapta yer alan “İrtica” çıkarıldı.

Nedir irtica?

Arapça bir sözcüktür. Rücu’dan türemiştir. “Rücu” geriye dönüş, eskiyi isteme anlamındadır. “İrtica” da da, yapılan bir yeniliği istememe, geriye dönme, eskiyi isteme vardır.

MGK, İrtica’nın tehdit olmaktan çıktığını ve kırmızı kitaptan çıkarılması gerektiğine karar verdiğine göre bizlere düşen, 1930’da Menemen’de Kubilay’ın başının kör testere ile kesildiğini unutmadan, karara saygı duymaktır.

Bu bir devlet politikasıdır. Devletin yetkili kurumlarının verdiği karara vatandaşlar olarak elbette saygı duyacağız.

Medyada yer alan kimi yazıların içeriğine bakıldığında “kargalar bile güler” sözünün hafif kaldığı görülecektir.

Bir insanın beyni tek yönlü çalışıyor ve olayları “At Gözlüğü” ile görmeye koşullandırılmış ise yapacak şey yok elbette. “Dediğim dedik çaldığım düdük”, ya da “çamur at izi kalsın” söylemlerinden hareket etmeyi alışkanlık haline getirmiş ise yine yapacak şey yok. Adam aklına eseni yazmaya devam eder. Kargaların bile güldüğünü görmeyecek derecede miyop olduğunu unutarak.

CHP’e içerisinde son günlerde yaşananlar ortada. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile Genel Sekreter Sav arasında parti yönetimi konusunda bir çekişmenin yaşandığı medyaya yansıdı. Taraflar konu ile ilgili düşüncelerini açıkladılar. Yeni Genel Sekreter ve MYK’ya Yargıtay onay verdi.

Ancak görünen o ki taraflar parti içi mücadeleye devam edecekler.

2011 genel seçimlerinin Haziran ayının ikinci haftasında yapılacağını Başbakan açıkladı. Parti içi sorunları halledip genel seçimlere hazırlanılması gerektiğini sanırım parti yöneticileri biliyorlardır.

CHP’nin geçmişinde devrimcilik vardır. Ambleminde yer alan altı ok’un gereğini yerine getiren bir partinin kısa dönemde toparlanması gerekir.

Parti içinde Kemalciler, Savcılar ve Baykalcılar arasındaki mücadele sonlandırılmalıdır. Ülkemizin çağdaşlaşması için CHP’ye ihtiyaç vardır. CHP yetkilileri aydınlanmanın gereği için kısır çekişmelere son vermelidirler.

Hal böyle iken;

Ve demokrasi gereği parti içi sorunlar halledilmeye çalışılırken aklı evvel bir yazar bakınız ne diyor.

“Kılıçdaroğlu tutarlı bir siyasetçi değil. Kılıçdaroğlu Baykal’ın suflörü mü? Yenilikçi bir lider partisini Atatürk’ün değil, halkın özgür CHP’si yapma isteğinde olmalıydı….”

Kılıçdaroğlu “Partililere, delegelere sesleniyorum : Yetki verin, izin verin, CHP’yi Atatürk’ün özgür CHP’si yapalım” diye sesleniyor. Ve bizim yazar mal bulmuş mağribi gibi konunun üzerine balıklamasına atlıyor. Fırsatını buldu ya, yazacaktır. Demek ki Atatürk yenilikçi bir lider değildi(!). Öyle ya Kılıçdaroğlu fırsat bu fırsat deyip (!) CHP’yi “ Halkın özgür CHP’si yapmalıydı.”

Sahi bugüne kadar CHP tutsak bir parti miydi(!) ?

Ey oğul,

Sana o kadar öğüt verdim ki, eğer bu öğütler bir dağa verilseydi, dağ yarılırdı.”

Diye seslenen Lokman Hekim gibi seslenmek gerekirse:

“Ey yazar,

CHP’nin Atatürk’ün izinde ve politikasında olduğunu bilmiyor musun? Devrimciler, Yurtseverler, Aydınlanma sevdalıları, Çağdaşlaşmayı hedef seçenler, İnsan haklarına saygı duyanlar, demokrasiye inananlar CHP’ye Atatürk’ün partisi olduğu için oy vermekteler. Geleneğinde devrimcilik olduğu için oy vermekteler. Emperyalizme karşı olduğu için oy vermekteler. Dış güçlerin güdümüne dün de bugün de hayır dediği için oy vermekteler…”

Olayları fırsat bilip Atatürk’ü karalayacağınıza dönüp bir kendinize bakın. Besleme olmaktan kurtulun. Liboşluktan vazgeçin. Bu halkın sorunlarını dile getirin. Çözüm yolları önerin.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..