Kılıçdaroğlu ve Wolfowitz

Geçtiğimiz günlerde ana haber bültenlerinin hemen hepsinde, İstanbul’un varoşlarında, çamurlar arasında seçim hazırlığı yaparken gördük Kemal Kılıçdaroğlu’nu.

Son birkaç aydaki ciddi çıkışları, AKP Grup (eski) Başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ve sonra da AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile televizyonda, milyonların önünde yaptığı düellolar ile Türkiye’nin gündemine oturmuş, bir hayli arttırdığı popülaritesiyle de siyasi kariyerini destekleyerek Deniz Baykal’ın İstanbul için Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmuştu.

Siyaset meydanının temel gereksinimlerinden olan televizyonlar ya da daha global anlamda medya aracılığı ile rakibine sürekli göndermelerde bulunmuş, zaman zaman da Başbakan’ın cevaplarına maruz kalmıştı.

Her gün birini başkan seçen anketler devam ededursun İstanbul Büyükşehir Belediyesi için en güçlü adaylar gayet tabi hali hazırdaki Başkan Kadir Topbaş ve CHP’li rakibi Kemal Kılıçdaroğlu.

Seçim yaklaştıkça bütün adaylar gibi onlarda giderek artan tempoyla ve gerilimle çalışmalarını sürdürürken, kimi zaman seçim vaatlerinde bulunup kimi zaman da birbirleri aleyhinde propaganda yaparak öne çıkma telaşındalar.

Bu iki yöntem dışında bir üçüncü yöntem var ki o da Türk seçmeninin (tipik Akdeniz insanı) duygularını okşayarak puan kapma durumu. Yazımızın başında bahsettiğimiz çamur deryaları içerisinde Sn. Kılıçdaroğlu kameralara göstere göstere yırtık ayakkabılarıyla yol (!) kat etti üç beş gün önce İstanbul mahallelerinde.

Siyasi arenada her türlü gayretin mübah olduğunu varsaysak da bu yırtık pabuçlar varoşlarda çamur ezen Kılıçdaroğlu’nu halktan biri yapmak için doğru yöntem değildi. Zira, şu an Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 9 bin 469 Lira maaşlı bir Milletvekili’nin yırtık ayakkabı ile milletin bir ferdi olarak beni temsil etmesi üzüntü verici(!)

Aynı akşam bir tv programına da aynı çamurlu ve yırtık ayakkabılarını yıkatıp, boyatarak çıktığı halka gösterildi.

Hatırlayacaksınız yaklaşık bir yıl evvel de Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz, Edirne‘de Selimiye Camii’ni ziyareti sırasında ayakkabılarını çıkardığında bir çift yırtık çorabıyla selamlamıştı medya mensuplarını. ABD başta olmak üzere birçok ülke medyası bu görüntüleri yayınlarken, Washington Post "3 dolar verip çorap almayan birinden para konularında tavsiye alır mıydınız” diye imalı bir yorumda bulunmuştu.

Ardından bu görüntüler youtube adlı paylaşım sitesinin gözdesi olmuştu.

Şimdi; Sn. Kılıçdaroğlu’nun yırtık ayakkabıları ya da Wolfowitz’in yırtık çorapları bizi çok fazla ilgilendirmiyorsa da, halk olarak bu tür görüntülerin popülist birer seçim yatırımı olmasını istemiyor, yanlış anlayan taraf olmayı umut ediyoruz.

Tüm yurtta, tüm başkan adaylarını seçim bölgelerini daha çağdaş, daha ileri ve daha refah seviyelerine nasıl götürecekleri yönündeki vaatleriyle gönlümüzü çalmaları en büyük temennimizdir.

Seçimler tüm memleketimize hayırlı ola,

Selamlar, saygılar.