Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '14

 
Kategori
Siyaset
 

Kılıçdaroğlunun fendi…

CHP de ters giden bir şeyler vardı. Kılıçdaroğlu ile ekibinin belirlemiş oldukları delegeler arasında bile huzursuzluk gözleniyordu.

Bundan ötürü18. Olağan Kurultayda Kürt açılımının mimarı Murat Özçelik, Erdoğan Toprak gibi isimlerin üzeri delege tarafından çizilmiş ve Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde olmalarına rağmen PM' ye girememişlerdi.

Diğerleri için hemen formül bulundu, Mehmet Bekaroğlu, Sencer Ayata cinsiyet kotasından Bilim yönetim ve Kültür Platformu listesine eklenerek Parti Meclisi'ne alınmış oldular.

Diğerleri mi? Onlara da danışmanlık gibi unvanlar verilerek yukarıya alındılar.

Sonrasında Kılıçdaroğlu Muharrem İnce’den boşalan CHP Grup Başkanvekilliğine Levent Gök’ü önerdi. Bu öneriye rağmen Gök ancak üçüncü turda seçilebildi. Parti Meclisinden istifa etti, ardından Aykut Erdoğdu’nun istifa haberi geldi. Böylece Sn. Kılıçdaroğlu 324 oyla yedeklerde kalan Murat Özçelik’in önünü açıverdi.

18.Olağan Kurultayda 1181 delegeden 26 sının oyları geçersiz olmuş ve geri kalan 1155 oy, yani delegenin iradesi yok sayılmış oldu böylece.

Buna da ne derler?

Kılıçdaroğlu’nun  fendi delegeyi yendi…

                                                                ***

Kılıçdaroğlu başkanlık yaptığı son Parti Meclisi toplantısında üyelere;

"Tüm arkadaşlarımın önümüzdeki sürece hazır olmasını ve erken genel seçim olacakmış gibi çalışmasını istiyorum.. “Ben yurttaşlarla görüştüğümde onların gözündeki umudu görüyorum. Bu umudu büyütmeliyiz. Kendi aramızdaki dayanışmayı güçlendirmeliyiz. "demiş.

Keşke dediği gibi olsaydı.

Evet, CHP bir umuttur ama son olaylardan sonra o umutlar yıkılmış ve halk Atatürk çizgisinde yeni bir parti arayışına girmiştir.

Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu bunu görmek, bilmek istemiyor.

CHP örgütü olanlar karşısında şaşkın ve yılgın. CHP ye gönül veren seçmen ise çoktan vaz geçmiş görünüyor ve dediğim gibi arayış içinde.

Kılıçdaroğlu gerçekleri görmelidir öyle bir yerlerde karşılandığında çevresini dolduran kişilerle seçimi yürüteceğini sanıyorsa yine aldanıyor derim.

CB seçimlerinden ders çıkartılmalıdır.

CHP içinde ve Türkiye genelinde Atatürkçülerin sayısı ummadığı kadar fazladır.

Sen örgütü hiçe sayacaksın, kendi seçtiğin delegenin iradesine bile saygı göstermeyeceksin sonra da seçimi kazanacağını düşüneceksin.

Nerede görülmüş böyle bir şey?

Halk ve örgütün bir bölümü ile  devamlı konuşuyorum.

Ne diyorlar biliyor musunuz?

Genel Başkanın kurultayda   “Ben Dersimli Kemalim” çıkışı, ses tonu ve hareketleri sanki Atatürk ve onun kurmuş olduğu laik, üniter cumhuriyete, isyan eder, birilerine mesaj verir gibiydi. ŞAŞIRDIK KALDIK. Bazı arkadaşlar anlamadan alkış tuttular.

Sonra “AB yerel yönetimler Özerklik şartlarını sonuna kadar destekleyeceğim” dedi. Bir kaç örnek sundu ama o makama gelmiş bir adam bu işlerin o kadar basit olmadığını mutlaka biliyordur.  Bizi ve dinleyen politika ile ilgisi olmayan halk kitlelerini de iyi bir şey yapacakmış gibi kandırmaya çalışıyordu.

Biz aptal mıyız yahu?

Öbür taraftan TBMM si içinde olan PKK nın uzantısı partinin içindeki Kürtçüler her gün özerklik, Kürdistanı kuracağız diye avaz avaz nutuk atıp tehdit üstüne tehdit savuruyorlar. Güneydoğu’da fiilen kurmuşlar bile Kılıçdaroğlu da onlara yandaşlık yapıyor.

Böyle genel başkan olur mu be!

Atatürk’ün partisinin genel başkanı nasıl böyle konuşur? Diyorlar.

PKK Türkiye’de yakıyor, yıkıyor, askerlerimizi kalleşçe öldürüyor ne bir kınaması var ne de tepkisi. oluyor. Partiyi bitirmeye gelmiş sanki ama bitirtmeyeceğiz diyorlar.

Tezkere için hayır diyor sonra da Türk askerinin AYn El Arapta bunların uzantıları ile birlikte savaşmasını istiyor.Bu ne lahana turşusu bu nu perhiz…

Şu partinin içine aldığı adamlara bak “diyorlar.

Ne diyebilirim, nasıl haklı çıkartabilirim? Söylediklerinin hepsi doğru çünkü!

Evet, bu sözleri hem örgüt içindeki gerçek CHP liler hem de oy veren seçmenler söylüyorlar. Şimdi sayın genel başkanın kendisinin delegeye ve örgüte rağmen belirlemiş olduğu partinin en üst karar kuruluna almış olduğu kişilere bir bakalım.

Ben CHP Milletvekiliyim ama CHP li değilim diyenden Atatürk’e kefere diyene…

PKK’nın “bölgesel bir aktör” olduğunu Şam’dan Bakü’ye kadar “stratejik derinliği” bulunduğunu söyleyen ,(Sezgin Tanrıkulu)

“Kürtler Türkler’ den kanlı bir şekilde ayrılacak” diyen (Hüseyin Aygün)

Atatürk’ün bekçisi miyim diyen  (Sena Kaleli)

CHP Milliyetçi ve ulusalcı olmamalıdır. Ben 4+4+4dü destekliyorum. (Binnaz Toprak)

Tüm milliyetçileri ve ulusalcıları bu partiden temizleyeceğiz.( Eski Genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak)

Türk Milleti demesek olmaz mı?(Rıza Türmen-Atilla Kart)

Sezgin Tanrıkulu, Kamer Genç, Hüseyin Aygün Tunceli isminin Dersim olarak değiştirilmesi için TBMM sine kanun teklife veriyorlar. K.Kılıçdaroğlu ise bunun için değiştirilmesini isterim diyordu.

“Burada önemli olan Tunceli isminin değiştirilmesi değil Atatürk ve cumhuriyetle hesaplaşmak isteğidir.”

İşte böyle milletvekilleri ile CHP’nin yörüngesi ne yazık ki değişmiştir ve kamu bunun farkındadır.

Türkiye Cumhuriyeti yerine Türkiye olmasını istemek, özerklik istemek, federal yönetim şekli istemek, Türkiye Cumhuriyeti üniter devlet sistemine aykırı taleplerdir

Türk milleti kavramı Anayasa’dan çıksın” diyen bir CHP Türkiye Cumhuriyeti'ne, Atatürk ilke ve inkılâplarına, laikliğe karşı, bölünmeye yeşil ışık yakan bir parti durumuna gelmiştir.

                                                                       ***

Tunceli’nin Dersim olmasını isteyen Sayın Kılıçdaroğlu;

“Dersimde yaşayan insanlar, o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek bugünlere geldiler”diyor. Kendisinde özür dilenmesini istedi birkaç konuşmasında.

Peki, bir de bu döneme bakalım; Halen insanların can ve mal güvenlikleri yok ve de analar acı çekiyorlar, neden acaba?

Bu ülke kırk bin şehit verdi PKK denen isyancılar yüzünden.

Peki, o kalleşçe arkasından vurulan, mayınlarla paramparça olan gencecik fidanların, askerlerin, polislerin, sivillerin, bebelerin hayatlarını geri getirecek bir güç var mı?

Günümüzde göz pınarları kuruyan anaların ağıtları dindi mi?

İki gün önce silahsız üç askerimizi cadde ortasında arkalarından beyinlerine sıkarak katledecek kadar gözleri dönmüş katillerin kaçırdıkları bir korucuyu da direğe bağlayıp taradıkları yeni çıktı ortaya.

Peki, bu katillerin yaptıklarına bizler nereye kadar sessiz kalacağız Sn.Kılıçdaroğlu?

Tarih tekerrürden ibarettir derler ya bugün PKK nın yaptığı aynı Tunceli (Dersim) isyanları gibidir.

12 senedir bir fark var AKP nin tavizleri ve ABD’nin silah ve mühimmat vermesi ile öldürücü silahlara daha fazla sahip olan bir PKK var karşımızda.

Evet, silah var ama onlarda yürek yok.

Ancak şerefsizce ve kalleşçe kaçak dövüşürler.

                                                                    ***

Türk askerini arkasından vuran PKK’nın bir kolu olan PYD’ in silahlı gücü YPG’ yi “terör örgütü olarak değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak gördüğünü söylüyor Kılıçdaroğlu.

Tezkereye hayır oyu kullanıyor sonra da Türk askerinin yardıma gitmesini isteyerek herkesi şaşırtmaya devam ediyor.

PKK onun için ne ifade ediyor açıkçası hepimiz merak ediyoruz, söylese de bizde bilsek diyorum.

Yazımı yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir öğüdü ile bitirirken şehitlerimizin ailelerine bas sağlığı sabırlar, hayatını kaybeden fidanlarımıza da rahmetler dilerim.

 

Saygıdeğer ulusuma şunu öğütlerim ki: bağrında yetiştirerek başının üstüne dek çıkaracağı

Adamların kanındaki, vicdanındaki öz mayayı çok iyi incelemeye dikkat etmekten, hiçbir zaman geri kalmasın…

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..