Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

01 Mart '13

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Kılık Kıyafet (Sadece beş dakika)

Kılık Kıyafet (Sadece beş dakika)
 

Kılık deyince aklımıza herhalde elbise ayakkabı çorap gelmiyordur. Kılık yüzümüzün bedenimizin üzerinde yapılması gereken düzenlemelerin adıdır, kılıfı ise kıyafettir. Hem bazı yerlerimizi gizlemek hem de daha da güzel göstermek yani şık olmak için kullanılır…

Ülkemizde bir “kılık kıyafet yönetmeliği” diye garip bir husus var, doğrusu ikisi bir arada niye kullanılır onu anlamakta zorlanırım…

Şimdi dün oğlumun okulunda “veli toplantısı” vardı ona katıldım. Aslında bu toplantıyı düzenleyenlerin zamanlama yöntemlerine hayranım. Hiç zaman kalmamış boş saatler tükenmiş gibi “akşamın geç bir saatinde” toplantı…

Okul müdürünün açıklamalarını dikkatle dinliyorum, zaman zaman aradan laf atanlar olsa da ben saygısızlık yapmamak adına susarak konuşmaları izliyorum.

Ancak orada bulunan velilere bir sözüm olacak;

“Veli toplantıları sizin çocuklarınızla kocanızla karınızla yaşadığınız sorunların yaşandığı yer değildir amaç konu olan çocuklarımızın ve okulun yaşadığı sorunları tartışmaktır.” Ve benim bildiğim kadarıyla da “ailenin” bir mahremiyeti olmalıdır.

Okul müdürü diyor ki; MEB aldığı serbest kıyafet kararına dayalı okul yönetimimiz ve aile birliğinin ortak kararı ile haftada bir gün “Çarşamba” günleri serbest kıyafetleri ile gelmelerine izin verdik…

Ancak öğrencilerimiz bunu öylesine suiistimal ediyorlar ki inanmayacaksınız ama beş günlük sakalı ile okula gelen anlaşılmaz derece de bir öğrenciye gence yakışmayan kıyafetlerle gelenler var.

Çarşamba günlerinin dışında gelen öğrenciye gerekli uyarıyı yapıyoruz ancak maalesef bazı öğrencilerimiz hala aynı şekilde gelmekte ısrar ediyorlar.

Okul Müdürü nezaket gösterip orada bulunan velilere herhangi bir şey söylemedi ama onun yerine ben söyleyeyim. Ana babalar çocuğunuzu okula gönderirken hiç mi dikkat etmiyorsunuz. Yüzüne bakmıyor ya da önerilen Çarşamba gününün dışında bir gün olduğunu anlayamıyor musunuz?

Çocuklarınızı eğer yolcu etmiyorsanız bağırmadan çağırmadan şiddet uygulamadan “okulun” kurallarına hayatın genel görgü kurallarına uyumasını anlatmıyor musunuz? Nedir bu sorumsuzluk acaba?

Bu açıdan düşündüğüm zaman hükümetin aldığı “serbest kıyafet” kararının ne kadar kötü sorunlara yaratacağını görür gibiyim. Çünkü bizler nerede duracağımızı bilmiyor “ vur dediler mi canını çıkarıyoruz.”

Okul özel bir okul, bir yardımseverin yardımıyla yapılmış ve onun adıyla hizmete girmiş, muhteşem bir okul hemen herşey var neredeyse hiç ihtiyaçları yok bir tek kapalı spor salonları ya da yüzme havuzları yok ne ararsanız var. Ancak burada çocukları okuyan velilerin anlayamadığı bir şey var; Buraya gönderdiğiniz çocuğunuz için yaptığınız üç beş kuruşla ne öğretmenleri ne okul yönetimini satın alıyorsunuz bir kere bunu kafanıza sokun. Yüz TL verdiniz diye okulun sahibi mi oldunuz, hayret bir şey!

Çok daha ilginç bir durumu anlattı müdür bey, malum okula geliş ve gidiş saatleri belli, bizim dönemimizde okula geliş saatimiz 07.00 sınıfa giriş saatimiz ise 07.15 idi, ne uykumuzu alabilirdik ne de tam sekiz km uzaklıktaki evimizden okula gidebileceğimiz bir servisimiz vardı. Tüm okul hayatım boyunca sadece iki kere geç kalmıştım o da şimdiki valilik binasının orası marul tarlası ve sazlıktı, orada cinayet işlenmiş yerde cesetler vardı polisler geçmemize izin vermemişlerdi, o yüzden. O yüzden “Cinayet Mehmet” benimle birlikte geç kalan arkadaşlarımıza, ben sizin yerinizde olsam gelmezdim dediğinde yerin dibine batmıştım. Şimdi bakıyorum okulun başlama saati 08.25 doya doya kahvaltı yap istediğin gibi tıraş ol, süslen çık ve okul o kadar güzel yerdeki Süleyman Demirel bulvarın da göle nazır pırıl pırıl, yürüyerek git her türlü ulaşım aracı tam okulun önünden geçiyor oh mis gibi…

Ama okul müdürü diyor ki sadece dün geç gelen öğrencileri kapıda bekledik tam 91 öğrenci geç geldi. Üstelik bu öğrencilerin büyük çoğunluğunu da anne veya babaları özel arabalarıyla getirdiler…

Eh pes be kardeşim hangi okul hangi iş yeri hangi mağaza lokanta sizin babanızın çiftliği de çocuğunuza okulun başlama saatinden önce okulda olması gerektiğini söyleyemiyorsunuz. Sonra da çıkıp öğretmenlere siz bizim çocuklarımızı bir şey öğretmiyorsunuz diyorsunuz, aile terbiyesi almayan ana baba sevgisi almayan hangi çocuk öğrenebilir, başarılı olabilir söyler misiniz?

Ve hemen okul çıkış oğlumu almaya giderim, eğer bir işim yoksa bundan inanılmaz büyük keyif alırım, oğlumla çok güzel sohbetler eder olası sorunlarına çare üretir eve gelene kadar da çoğunu çözmüş oluruz, ilginçtir benim sorunlarımın olduğunu oğlum hisseder ve bana öylesine güzel yardımcı olur ki anlatamam. Büyük bir onur büyük bir yaşam kaynağıdır benim için.

Ancak okul çıkışından sonra ara sokaklarda küçük parklarda toplanan bir yığın öğrenciye baktığımda ellerine bir sigara hatta bir kısmının eline bira kutusu görüyorum. En fazlasının yaşı 15-16…Bu sigara alışkanlığı bu içki içerek erkekliğini yetişkinliğini ispat etme çabası derdi ne inanın merak ediyorum. Ne ben içerim ne de evimizde içen vardır. Soruyorum ana babalar “Okul yönetimi öğretmenler sigara içen içkiye hazırlık yapan çocuklarınız için ne yapsınlar, hiçbirinin elinde sihirli bir değnek yok ki o değnek sizlerin elinde…

Daha o kadar sosyal yaraya parmak bastı okul müdürümüz buraya yazmaya kalksam çok uzun yer kaplar, ancak ben bugüne kadar katıldığım tüm veliler toplantısında gördüm ki bazı ana ve babalar çocuklarına gerekli terbiyeyi sevgiyi saygıyı hoşgörüyü ve kurum ve kuruluşların disiplin davranış kararlarını öğretmiyorlar.

Şunu artık kesinlikle yazabilirim; Hani çok şikâyet ettikleri çocukların başarısızlıkları da ahlaksızlıkları da sosyal yaraların içinde yer almalarının nedeni de ebeveynler…

Binlerce insana eğitim, konferans verdim hala da veriyorum sizi temin ederim ki çocuklarımız öyle kafanızda büyüttüğünüz kadar sorunlu değiller, sevgi bekliyorlar alaka bekliyorlar yardım bekliyorlar o kadar, sadece beş dakika yeter anlattıklarımı ve hayatın güzellikleri göstermeniz için…

Düşünsenize “Beş dakika” gelecek demektir sağlık, huzur, barış, mutluluk ve başarıdır. Sevmenin sevilmenin saymanın, sayılmanın güzelliğini dürüstlüğün ilkenin erdemli olmanın temelini atmaktır…

Bir veli toplantısı için bu kadar gevezelik yeter ama bence iyi düşünün, ne yaptığınızı nasıl bir nesil yetiştirdiğiniz görün istedim, gerisi size kalmış…

İyi hafta sonları hayırlı Cumalar efendim…

 

Erdoğan ÖZGENÇ

 

 

  

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..