Kılık kıyafet serbestisi: Özgürlük mü? Kargaşa mı?

Bunların değişmez yöntemi oldu. Yöntemleri asıl yapmak istediklerini hoşa gidecekler arasında kamufle ederek adım adım ilerlemektir. AKP’yi yönetenlerin kurgusu ve rotası bellidir. Atatürk’ü silmek, O’nun kurduğu Cumhuriyeti  dönüştürmektir.  Hala bu durumu görmeyenler ya kasıtlıdır ya muhakeme yeteneğinden yoksundur.

Elbette Atatürk karşıtlığını açıktan yapamazlar. Açıktan yaparlarsa toplumun karşı çıkacağını görüyorlar ve zamana yayıyorlar. Milli Eğitim Bakanı Dinçer daha bu hafta içinde: “Türbanı serbest bırakacak mısınız?” sorusuna karşılık verdiği yanıtta “Toplum hazırlandığında onun da olacağını” söyledi.

Karşı-devrimin bir stratejisi vardır. AKP milletvekillerinin bile çoğu şeyden haberi olmaz. Bir anda atılacak adımla ilgili talimat verilir ve sonuç kotarılır.  Tıpkı 4+4+4 Yasası’nda, kılık-kıyafet düzenlemesinde olduğu gibi. Olmuş bitmişin tartışması mı olur?  Biliyorlar,  nasıl olsa birkaç gün konuşulur sonra unutulur. Hep böyle olmadı mı?

Televizyonlarda konuyu tartışanlara bakın. Yine bildiğiniz simalar, yine Atatürk’e,  Cumhuriyete dokunduranlar. “Yok efendim mevcut sistem tep tip adam yetiştiriyormuş da bu dikta rejimlerine mahsus bir durummuş da...”

Öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmeliğin uygulamaya girmesiyle birlikte ülkemizde neler yaşanacak hemen söyleyeyim:

1.Öğrenciler, birtakım veliler, hatta birtakım sosyalistler, liberaller kılık kıyafetin serbest olmasıyla birlikte özgürlük geldi diye sevinecekler.

2.Çok geçmeden kıyafetler delikliydi, şeffaftı, yok vücut hatlarını belli ediyordu, vay diz altıydı, diz üstüydü, yırtmaçlıydı, kısaydı, uzundu, kolluydu, kolsuzdu tartışmaları başlayacak. Her müdür her öğretmen kendi kafasına göre müdahalelerde bulunmaya başlayacak.

3.“Öğrenim gördükleri okulun arması ve rozeti dışında nişan, arma, sembol, rozet ve benzeri takılar takamayacak” ibaresine dayanılarak okullarda Atatürk rozeti takmak bile engellenmeye çalışalacak.

4. “Kız öğrencilerin, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek” ibaresi toplumu baş örtüsüne alıştırmanın aracı olarak kullanılacak, esas amaca ulaşmanın zemini bu yolla hazırlayacak. Dinçer’in söylemek istediği bu.

5. “Öğrencilere özel gün, hafta ve kutlamalarda ders içi ve ders dışı faaliyetlerde kullanılmak üzere veliye malî yük getirecek özel kıyafet aldırılamayacak” ibaresi dayanak gösterilerek ulusal bayramların kutlanması sönükleştirilecek.

6.Okullarda güvenlik ve disiplin zaafiyeti başlayacak.

7.Mevcut forma üreticilerinin çoğu sıkıntıya girecek, hükümetin desteklediği yeni öğrenci giysisi üreticileri meydana çıkacak. Çocuklarına giysi alamayan anne-babalar sosyal yardımlaşma kurumunun önünde kuyruğa girecekler.  Tıpkı kömürde, çocuk parasında olduğu gibi bu durum da AKP için oya yandaşlar için paraya dönüştürülmeye çalışılacak.

İnsana sormazlar mı? Madem tek tip önlük tek tip adam yetiştirmenin aracıydı o halde özel öğretim kurumlarına sağlanan istisna neden? Neden özel okullar velilerin en az yüzde altmışının muvafakatiyle, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde, okul kıyafeti belirleyebilecekler?

Bir devlet kurumları ve gelenekleriyle yaşar. Ait olduğunuzun göstergelerini taşırsanız birbirinize yaklaşırsınız, dayanışırsınız. Önlük giymek öğrenci olduğunuzun göstergesidir. Forma giymek üzerine sorumluluk almaktır.

Tek tip öğrenci önlüğü tek tip insan yetiştirmenin aracı olarak ortaya çıkmadı. Önlük, fakir öğrencilerin zengin öğrenciler karşısında örselenmesini nispeten önleme maksadıyla eğitimci önermesi olarak ortaya çıktı.  Yoksul çocukları eksiğini, yırtığını, yokluğunu önlükle, formayla kapattı. Elden ele kullanılan formalar yoksul ailelerin yükünü hafifletti. Okul müdürleri ve öğretmenler öğrencilerini üzerlerindeki formayla ayırt ettiler.  Serbest kıyafet yönetmeliği ile öğrenci ile öğrenci olmayanları nasıl ayırt edecekler, disiplini ve güvenliği nasıl sağlayacaklar?

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir”diyen Atatürk’tür.   Tornadan çıkmış gibi kimlerin tek tip adam yetiştirdiğini halkımız bilir.

Ama gereğini yapmıyorsan bilmenin ne önemi var? Bilmiyorsan öğreneceksin, biliyorsan öğreteceksin. Güçsüzsen birleşeceksin. Ne yapacaksan “Tavşan yamaca geçmeden önce yapacaksın”.  Ataların dediği gibi “Son pişmanlık faydasızdır.”