Kılık kıyafet yönetmeliği: Bütün okulları “imam hatip”e dönüştürmek!

Adını koymadan, amaca uygun işler yapmak... Yıllardır bunun “türlü çeşitli” örneklerini gördük. Okullarda kılık kıyafet yönetmeliği de bunlardan biri.

Değişikliğin, velileri korumak amacıyla yapıldığı, “serbestlik” getirildiği savlanıyor.

Neymiş!

Veliler, masraftan kurtulacakmış!

Oysa “tek tip kıyafet", öğrencilerin hangi okuldan olduğunu gösterdiği gibi, öğrenciler arasındaki ekonomik farklılığı da ortadan kaldırıyordu.

Şimdi ne olacak?

Öğrenciler parasına göre giyinecek, her gün aynı giysiyle değil, farklı giysiyle okula giden olacaktır.

Farklı giysi, öğrenciyi okul havasından uzaklaştıracak, öğrenciler, kendini göstermek için durmadan giysi değiştirecekler.

Değiştirsinler!

Anlaşılan, kıyafet serbestliği adı altında türbanı yaygınlaştırmak; bütün okulları “imam hatip”e dönüştürmek...

Bunun adı düpedüz, “yeni bir düzen” inşa etmektir.

*****

“Kılık ve kıyafet sınırlamaları”nda ne/ler var?

İşte, öğrenciler için “giyemez”ler:

İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler...

Yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler...

Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek...

Öteki “kılık ve kıyafet sınırlamaları”nı anladık da, şu “kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemez” de ne ola ki?

Gördünüz mü, “zorunlu serbestlik”, anlaşılmaz yasaklar getiriyor.

“Giyemez“ler içinde “türban” adı geçmiyor; ama bir “yol”un açıldığı seziliyor.

O kadar ayrıntının yer aldığı yönetmelik, acaba, eski yönetmelikteki şu ifade niye kaldırdı?

“Bu Yönetmeliğin amaçları, her derece türdeki okullarda; yönetici, öğretmen ve diğer görevlilerle, öğrencilerin, Atatürk İnkılap ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılıklara kaçmayan ve sade bir kılık kıyafette olmalarını sağlamaktır.”

*****

Zorunlu serbestlik mi?

Garip soru olduğunu düşünebilirsiniz; haklısınız, gerçekten garip. Çünkü “zorunlu” ile “serbestlik” arasında bir karşıtlık var. Ama yönetmelik, "Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz.” dedikten sonra, şunu derse, garipliğin niye yaratıldığı anlaşılır:

“Ancak, velilerin en az yüzde altmışının muvafakatiyle, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel kurumlara ait okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde (...) okul yönetimlerince okul kıyafeti belirlenebilir.”

Gördünüz mü, velilerin “muvafakatiyle”, “okul kıyafeti” belirlenme “okul yönetimleri”ne veriliyor?

Bu ne demek?

“Okul yönetimi” istediğini belirleyecek, istediğini reddedecek. Özellikle, kırsal kesimde, Anadolu kentlerinde, büyük kentlerin “varoş”larında velilerin dediği olacak. Sonra da, doğacak “ikilik”i ortadan kaldırmak, “birliktelik sağlamak” için, bütün okullar, o okullara uyarlanacak.

Uyarlamak dediğin ne ki, her şey, yönetmeliğe eklenecek bir “cümle”nin başında.

Yol bir açılmaya görsün, bu yolun nereye çıkacağı belli...

*****

Adım adım gidiliyor.

“Kılık kıyafet yönetmeliği” de, bu adımlardan biri:

Bütün okulları “imam hatip”e dönüştürmek!

Oysa şimdi, çağrılan türkü, okullarda "tek tip kıyafet"in kalktığı yönünde.

Kalkanın yerine, özlenen, ileride gelecek de belli:

Tek tip kıyafet!..

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com