Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Kılık-kıyafetine karışmam da…

Kılık-kıyafetine karışmam da…
 

Bu konuda çok şeyler yazıldı, biz de yazdık…

Her ne kadar yürürlükte olsa dahi, uygulanamayan iki kanun var. Bunların ikisi de “Devrim kanunları” niteliğindedir ve dokunulamaz kanunlar arasındadır.

Biri 2596 sayılı “kıyafet kanunu”, diğer ise 671 sayılı ”Şapka Kanunu”dur ve ikisi de halen yürürlüktedir, biri sekiz maddelik, diğeri ise üç maddelik çok kısa ve öz kanunlardır.

Size sadece 2596 sayılı kanunun birinci maddesini vereyim…

Madde 1: Herhangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin (din görevlilerinin) mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi caizdir.

Yasanın esas olan bu maddesi ile amaçlanan şey, önüne gelen kişinin “Din” üzerinden çıkar sağlamasını önlemek üzere, hazırlanmıştır. Yani “Dini görüntü” verecek kıyafetler yasaklanmıştır.

O tarihlerde, milletin “Yerel” kıyafet giymesine karışılmamış, ancak ülkenin aydın kişileri “Modern” denilecek kıyafetler giyerek örnek olmaya gayret göstermişlerdir. Tabi şimdi “Modern giyiniyoruz” diye yarı çıplak da gezen olmamıştı…

Diğer taraftan 671 sayılı “Şapka Giyilmesi hakkında Kanun” vardır ki, bu yasa da halen yürürlüktedir,

Bu yasayı tam vereyim, çünkü topu topu üç maddedir.

Madde 1 Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve mahalliye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin, Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.

Madde 2 İşbu kanun neşir tarihinden itibaren muteberdir. (Geçicidir.

Madde 3 İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve icra Vekilleri Heyeti tarafından icra olunur.

Eğer bu yasayı “Tam olarak” uygulamaya kalkarsanız, birçok insanın başı gider…

“Başı gider” diyorum, çünkü bu kanun yürürlüğe girdiğinde ülkenin bazı yerlerinde karşı çıkanlar oldu ve yaklaşık 30 kişi hakkında idam cezası hükmolundu ve infaz da edildi.

Elbette şimdi “İdam” olmaz ama canı yanar, ancak bu yasa şimdileri rafta bekliyor, kimse de uygulamaya kalkmıyor.

Uygulanmayan kısa adıyla “Şapka” kanunu ile zamana geldiğimizde, hiç kimseyi kıyafetinden dolayı artık kınayamayız, küçümseyemeyiz, cezalandıramayız. İsteyen istediği kıyafet ile dolaşabilir, istediği yere gidebilir, oy verebilir, parti üyesi olabilir…

İstediği kıyafeti giyip yalnız bir şeyi yapamaz, “Kamu hizmeti” veremez…

Hal böyle olunca, bugüne kadar CHP’nin yaptığı seçim stratejisi hatasından dönüp, çarşafı, başörtüsünü bir şekilde parti çatısı altına sokmasına kızmaları, küplere binmeleri, tavır koymaları anlamak mümkün değil…

Daha düne kadar ninelerimizin başı bağlı, birçoğu çarşaflı idi ve benim sülalemde bunların hepsi de CHP’ye oy veriyorlardı.

Evet, çarşafı çıkardılar, manto giydiler, ama başlarını açmadılar yine de CHP’ye oy verdiler, veriyorlar. Şimdi bunları CHP’ye oy vermekten alıkoyalım mı?

Çözümü, ne bu insanları dışlamak, ne de suçlamaktır…

Eğer “Milli Eğitim”i doğru verirseniz, doğruları öğretirseniz, gün gelir herkes “Modern” giyinmeyi seçer. Tabidir ki “Modern giyiniyoruz” diye çıplak gibi giyinenleri “Modern” kapsamında saymıyorum.

İçlerinden bazıları geri kalmışlığın karanlığını sevecektir, ama o da onların sorunu değil mi?

Siz, siz olun o karınlığı aydınlatmaya çalışın, tavır koymakla bir yere varamıyoruz, bugüne kadar görüldüğü gibi…

<ı>27 KASIM 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..