- Kategori
- Şiir
Kilitli öfkeler rehin
Feri sönmüş sevdanın, yorgun savaşçısı gözlerin
gizli işaret yoktu, her şey baştan belli
yabancı ülkenin ihtilali düşüncesi
kilit vurur diye hürriyetine
vuruşur harp edercesine benliğinle.
nedense, hırçın bir rüzgar verir talimat
anlaşılmaz öfken sımsıcak
zehirli su sözlerin
yalnızlığın ihtişamı hep iskelende
sor, kendine aşkın kırmızısını
toprağın nöbetçisi çalmadan kapını
yığınlarca kitap belleği, düzmece avutmalar
konukseverliğin kül renkli duvarlar
kabına sığmayan duruşun.
belki, geçmiştir yanından
not defterlerine düşünülmeden çizilen
yazdığın notlarda bir gülümseme.
bazen antik kentin kalıntılarında
farkında bile olmak istemediğin
yüreğinin güney rüzgarlarını
zamanından çalmadığın,
kaç aşk gövdelendi,
laf ebesi sözcüklerin esaretinde
tarihin hangi sevdasıydı yaşadığın
günümüzün modernliğinden etkilenmeden
senede bir gün hiç birşey olmamışçasına
bu aşk bitmedi daha deyip
kendinin bile inanmadığı
sevdanın penceresinde sesinle
tetiklediğin kızıl boşluklarda.
soramam, bu sevdanın yazgısını
esrarı çözülmeyen günahlar
hileli gölgesi mi, aşkın uzaklık
her seferinde sığındığın liman
hangi hikayede seğirir zamana inat
hiç birşey yapamamanın,
ve zehirli akrep gibi
kilitli öfkelerin rehin aldığı
örselenmiş bu yıkıntıları onaramazsın
onca, hatalarla beslediğin hikayelerinle
biyografisi yazıldı yorgun çocuğun
eksik kalsın sen ve sana dair her şey
kamulaştırdığın derin sessizliğinde
buz tutmuş gözlerin acıtmıyor içimi
yılların birikintisini koyuyor önüme
gittikçe, daha az özlüyorum seni
gittikçe, dağlara vuran suret yüzün
kendini de sildin yaşanmayanlarıda
herkes, kendince yaşıyor sevdayı.
24/12/2011