Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '12

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Kilo vermenin en güzel yolunu buldum!

Kilo vermenin en güzel yolunu buldum!
 

Hayatımızdan taze sebzeleri eksik etmeyelim!


Kilo vermenin en güzel yolunu buldum!

Bir sabah uyandığımda aynanın karşısına geçip uzun uzun kendimi seyre dalmıştım. Yoğun stres içinde geçen bir seneyi tamamlayıp yeni bir seneye girmeye hazırlanıyordum. Geçen seneye göre daha kilolu ve de yorgundum. Halimden memnuniyetsiz bir şekilde kendimi yatağıma bıraktım. Yaz aylarıydı ve evde tek başınaydım. Hayatımı karartan, bütün olumsuz enerjilerini bana aşılayan insanlardan nihayet kurtuldum ve uzun süre sonra ilk defa kendimle başbaşa kaldım.

Hayatımda artık daha fazla stres, sıkıntı ve üzüntü istemiyorum. Bana iyi gelen insanları hayatımda tutmak ve enerjimi düşüren herşeyden ve herkesten kaçmak istiyorum.

Kendimi moral olarak toparlamam ve enerji kazanmam gerek. Hayatımı programlamam ve beslenme alışkanlıklarımı düzenleyip daha çok hareketle kilo vermek istiyorum. Geçenlerde Venedik’e bir tur ile gelen Diyetisyen Nurcan Bıçakçı Kahveci ile konuştum öncelikle. Bir şeyleri değiştirmeye başlamak için bazen profesyonel bir yardım almak şart. Nurcan Hanım bana uyacak bir diyet programı önerdi ve sık sık olmak üzere az yemenin metabolizmanın daha hızlı çalışmasına nasıl katkı yaptığını söyledi. Nurcan Hanım’a ne kadar teşekkür etsem azdır. Sayesinde çok kısa zamanda çok yüksek bir motivasyonla kilo vermeyi başardım.

Artık programım ve ben başbaşayız.

Nasıl bir program ile kilo verdim?

Kurallar:

1. Öncelikle güneş enerjisi alarak güne başlamak için saatimi sabah 06.50’ye kurdum. Yataktan öyle bir anda kalkmak yerine on dakikalık bir süreç boyunca kendime gelmek ve hafif bir meditasyonla ve gülümseme egzersizleriyle yataktan kalkma! İşte yerine getirilmesi gereken birinci kural bu.

2. Bir bardak ılık su içine bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tatlı kaşığı balı karıştırıp oturarak sakin sakin bu karışımı içmek!

3. Banyoya gitmek ve güne hazırlanmak!

4. Hafif ısınma esneme hareketleri ile vücudu hareketli tutmak. Bazen erkenden yürüyüşe çıkmak bazen de evde müzik eşliğinde spor yapmak.

5. Güzel bir kahvaltı hazırlamak! Kahvaltı yapmak en sevdiğim öğün olduğu için bu öğünde canımın istediği ne varsa azar azar yiyorum. Ekmek üstü tereyağı peynir, bir yumurta, bir kaşık pekmez, beş adet kuru üzüm, atıştırmalık domates, salatalık zeytin, brokoli, bir kaşık reçel ve beş adet fındık benim yemeyi seçtiğim yiyecekler. En güzel siyah çayları bu öğünde tüketiyoruz. Türk çayı, İngiliz çayı, güzel siyah çayların karışımı, uzak doğudan gelenler ne varsa edindik. Ev arkadaşlarım da bu noktadan sonra bana eşlik etme kararı aldılar. Güne üç kız yüksek ritimde başlıyoruz.

6. Kahvaltı sonrası arşive ya da çalışmaya gitmek üzere evden çıkıyorum. Yürüyüş süremi 45 dakikadan az olmamak üzere tempoyu da yüksek tutuyorum.

7. Yolda hergün önünden geçtiğim marketten 1,5 ltlik su alıyorum ve o suyu gün içerisinde mutlaka tüketiyorum.

8. 11.00’de bir meyve ya da bir adet tatlı. (Tatlı olarak genellikle enerji veren lifli bisküvilerden 3 adet yiyorum.) Bu atıştırmalık zaman diliminde su içemeyi unutmuyorum. Genellikle bu öğünde bir şekersiz kahve içmeyi de tercih ettiğim oluyor.

9. 13.30’da öğlen yemeği yiyorum. Yemek yemeden önce elbette iki bardak su içerek iştahı biraz azaltma yoluna gidiyorum. Öğlen yemeği menümün hergün farklı olmasına dikkat ediyorum. Güzel bir tabak içinde biraz haşlanmış pirinç, yanına haşlanmış ya da tavada hafif çevirilmiş sebzeler ya da bir parça eti tercih ediyorum. Yemekten sonra uykum gelmesin diye tekrar şekersiz bir kahve içiyorum.

10. 16.00’da yine bir adet tatlı, bezen bir minik yoğurt ya da bir adet meyve yiyorum. Su içmeyi tabii ki ihmal etmiyorum. Meyve seçiminde de oldukça dikkat ediyorum. Hazmı zor olan meyveleri erken olan atıştırma saatinde tüketiyorum. Sindirime yardımcı olanları ise genellikle öğleden sonraki atıştırma saatinde tercih ediyorum. Hergüne farklı bir meyve yemeye de özen gösteriyorum. Ananas, elma, muz, kavun, erik, şeftali, armut, üzüm, portakal, kivi genellikle tercihlerim arasında oluyor.

11. Arşivde olduğum günler genellikle 17.50’de çıkıp eve kadar tempolu bir şekilde yürüyüş yapıyorum. Bu da yaklaşık bir saatimi alıyor. Eve varır varmaz da akşam yemeği hazırlığı gün içerisinde neler yaptık neler ettik onun muhabbeti oluyor.

12. Akşam yemeğinde beni genellikle haşlanmış sebzeler bekliyor. Haftada bir balık, bir kere de ızgara edilmiş eti de ihmal etmiyorum. Yemekten önce tabii ki su içiyorum. Yemeği ev arkadaşlarımla sohbet eşliğinde konuşarak ve yavaş bir tempoda yiyorum. Akşam menüsünün sebzelerini değiştirmek çok önemli! Bazen her güne bir sebze, bazen de birçok sebzeyi haşlayarak güzel bir menü hazırlıyorum. Böylece bir hafta içerisinde patlıcan, kabak, balkabağı, fasülye, brokkoli, karnıbahar, havuç, patates, soğan, pırasa, biber, rezene yemiş oluyorum. Bu kısımda tuz ve yağ tüketim miktarı ve şekli de çok önemli oluyor. Mesela patates haşlaması yenebilirken kızartmasının yanından bile geçmemek gerekiyor. Tuzu gerekmedikçe hiç eklemiyorum. Eklersem de kesinlikle oldukça az miktarda ekliyorum. Zeytinyağını yemeği pişirdikten sonra ekliyorum. Bu diyet için değil sağlık için de oldukça önemli. Kızarmış yağ kesinlikle faydalı değil. Yemek pişirirken tavada yağ eşliğinde sebze ve eti kavurmak yerine az suda haşlamayı öğrenmek gerekiyormuş.

13. Akşam ve öğlen yemeğinde dikkat ettiğim şey bir tabak yemeğin haricinde bir şey yememek oluyor.

14. Akşam yemeğinden sonra genellikle öncelikle beni hareketli tutacak işleri tercih ediyorum. Ütü, bulaşık, temizlik vs işleri yemekten sonra yapıyorum.

15. 22.00’a kadar çok oturmamaya genellikle bedenimi belli bir temponun üzerinde tutmaya gayret ediyorum. 22’den sonra ise ferahlatıcı ve uyku yapan bir bitki karışımı içiyorum. Diyetisyenim bu öğün için de bana tatlı ya da meyve yememi önerdi. Ancak genellikle sadece bitki karışımını içiyorum. Hafif meyveler atıştırdığım da oluyor. Ancak mümkün mertebe tatlı şeylerden uzak duruyorum. Sonraki diş furçalama ve cilt temizliği aşamalarında da mümkün olduğunca hareketli olmaya özen gösteriyorum. Bilgisayar başındaki işlerimi genellikle bu saatten sonra hallediyorum. Böylece oturarak vücudumun da ritmini düşürüyorum. İşlerimi bitirdikten sonra rahatlama egzersizleri ile vücudu uykuya hazır hale getiriyorum.

16. 23.50’de elime kitabımı alıp odama çekiliyorum. Uyumadan önce yine gülümseme egzersizleri yaparak bütün bir günü huzurlu bir şekilde bitiriyorum.

Elbette hergünün ritmini bu şekilde tutturmak çok zor. Hele ki iş gereği başka şehirleri ziyaret etmek gerekiyorsa bu daha da zorlaşıyor. Ama altın kural 6 öğün yeme gereğini unutmuyorum. Yola çıkmadan önce kahvaltı faslını bitiriyorum. İki meyve ve bir minik tatlıyı da yanıma almayı ihmal etmiyorum. Diyet yapma gereği hissederek çıktığım yola sağlıklı beslenmek ve daha hareketli, daha güleryüzlü ve aynı zamanda sakin ve huzurlu olmak gereğini daha iyi kavrayıp yoluma devam ediyorum. Ev arkadaşlarımla bazen güneş ışığını bile görmeden koşulara çıkıyorum. Venedik’in insan kalabalığında bazen tempolu yürüyebilmek bile büyük başarı oluyor. Oysa sabah çıktığınızda yola benim evden yani SS. Giovanni’den S. Elena’ya kadar 45 dakika boyunca duraksamadan koşulabiliyor. S. Elena’da San Marco manzarası eşliğinde, Giardini’de (Bahçeler) kocaman bir yeşilliğin arasında biraz kültürfizik hareketleri yapmak lüksüne sahip olmanın tadı gerçekten bambaşka. Haftasonları akşamüzeri yürüyüş yolu Fondamente Nuova oluyor. Burası ise mezarlık ve Murano Adası’nın tam karşısında oluyor. Turistlerin neredeyse hiç bilmediği bu bölgede yüksek köprüleri hızlı hızlı ine çıka yürümek de ayrı keyif oluyor. Venedik öyle sanıldığı kadar büyük bir ada değil. Dolayısıyla evden çıkıp yürüme mesefesinde gideceğiniz son noktaya en fazla 1 saat içinde varıyorsunuz. O nedenle ben yola çıktığımda tesadifen karşıma çıkan bütün ara yollara giriyorum. Şehrin birçok saklı güzelliğini de bu yürüyüşler sayesinde keşfettim.

Bu ritmi seviyorum; ama bazen ritmi düşürmek bazen de arttırmak gerekiyor. Davide ile olduğum günler yemek menüsü makarna ya da pizza oluyor ve mümkün olduğu kadar yavaş ve az miktarda yemek gerekiyor. Hafta sonu bir işim yoksa ve evdeysem bir film izlemeyi tercih ettiğimde canım patlamış mısır istiyor; ama meyve tabağı hazırlamayı tercih ediyorum. Akşamları arkadaşlarla buluşacaksak ya da bir restoranda yemem gerekiyorsa garsonlara diyette olduğumu söyleyip ona göre en hafif öğünleri sipariş ediyorum.

Bu şekilde karşıma çıkan ve çıkabilecek zorlukları aşmaya çalışıyorum. Aynada kendimi güler yüzle karşılıyorum. Gün gün forma girdiğimi görmekten mutluluk duyuyorum. Şimdiden beş kilo verdim ve bu şekilde yaşamıma devam etmek istiyorum. Güler yüzlü insanlarla konuşuyorum. Çalışma arkadaşlarım da güler yüzlü insanlar. Yaşadığım şehri çok seviyorum ve şehrin ritmine kendimi bırakıyorum. Daha formda dolayısıyla daha mutlu bir Serap olarak bu motivasyonumun yazıyı okuyan herkese geçmesini diliyorum. 

 
Toplam blog
: 79
: 5412
Kayıt tarihi
: 25.10.11
 
 

Dr. Serap Mumcu Geronazzo, Padova Üniversitesi Tarih bölümünde doktoramı tamamladım. Tarih, Sanat..