Kilyos, Yalıköy, Kıyıköy, İğneada

Karadenizin Trakya sahilleri olan Kilyos, Yalıköy, Kıyıköy ve İğneada'yı henüz çok bakirken yaşamıştım.

İstanbul'un dinlence ilçesi olan Kilyos'a gitmişken göle kadar gidelim düşüncesiyle hareket etmeye başladık ve birde baktık ki patika yola girmişsiz, girmişken devam ettik göle ulaşamadık (ismi kilyos olan göl farklı bir güzergahta imiş) döne dolaşa asfalta geldik ve Arnavutköy tabelası görünce dönüş dolaşıp Boğaza geldiğimizi düşünürken şimdilerde yoğun Sanayi bölgesi olan Habipler ile Hadımköy arasındaki Arnavutköy'e gelmişiz oradan İstanbul'a geri döndük.

Daha sonra bir hafta sonu Yalıköy'e gittik sahilde barakadaki balıkçıda mola verdik, balıkçı Volkan KONAK profili hem Doğu Karadenizli hemde uzun saçlı bir erkek (sıradışı) ve yaşamımdaki en enteresan sahnelerden birine şahit oldum; balıkçıya girdikten yarım saat sonra 45 yaşlarında bir çift geldi. Çift içeri girdiği gibi kadın yanımızdan geçerken hem Karadenizli hem de uzun saçlı diyerek erkeğin ilgisini çektiğini mırıldandı, yakınımızda bir masaya oturdular, erkek tuvalete gitti kadın hemen balıkçıya seslendi oradan arsa almak istediklerini uygun bir parsel olursa kendisini araması için cep numarasını verdi ki, erkek tuvalete girmeden elini yıkayıp hemen geldiği için olayın son kısmını anladı, kadına sordu kadın balıkçının sipariş almaya geldiği sırada kendisine gelen mesajı okurken masadan uzaklaştığını söyledi (oysa kadının cep numarasını kaydediyordu) adam çok olgun davrandı yemek yiyip vakit geçirmeden kalktılar. Yaşam tesadüflerle doludur kİ; o adamla İstanbul'da bir lokantada yemek yerken karşılaştım, tanıdı masama geldi ve durumdan haberdar olduğumu anladığını belirterek sonrasını anlattı. Adam pusuya yatmış, balıkçı kadını aramış ve adam aradığını belgeyerek büyük bağlılıkları olan (evli) kadını çok rezil şekilde kovmuş...

Kıyıköy'ü gazeteden okuyup gittik, gittk ki ne görelim ne otel ne de pansiyon, pansiyon gibi bir yer var ama dolu. Ne yapacağız diye aranmaya başaldık ve resimdeki gibi tenekelerle kaplanmış bir ev pansiyon bulduk ama banyosu bidonlarla duş alınacak durumda, akşam ilkel şartlarda tavada et yedik ve ertesi günü Kıyıköyü terk ettik.

Trakya Karadenizin son bölümündeki İğneada ismi ada ama kendisi sahil, sessizliğine gidilecek bir sahil, gittik çok natürel bir pazar günü yaşadık Karadenizin son uç çıkıntısı olduğu için Sinop'un fenerini andık, hafızada iz bırakan bir hatıra yaşamadan döndük. Seneler sonra bir akşam iş dağılışı saatlerinde Beşiktaş'ta kameralarla çekim yapan 60 yaşlarında bir çift ile bir yeri sormalarıyla oluşan iletişimizle İğneada'lı olduklarını öğrendim ve bayan İğneada'da bazen gece evimizde sesizlikten korkar hale geliyoruz, buradaki kalabalıkta başdöndürücü oradaki ıssızlığı giderkem için çekim yapıyoruz ki; evde sıkıldığımızda izleyelim diyerek yaptıklarını espriyle anlattı...

Ve böylece karadeniz sahilleri bitti... Ardından Çorlu Kırklareli Edirne