Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '10

 
Kategori
Mizah
 

Kim bilir?

Kim bilir?
 

Başbakan, sabah kahvaltısında, sanat camiası ile buluştu. Yunus Emreden başladı, Orhan Gencebay ile devam etti, Popçularla bitirdi. Dedi ki: Çok uğraştılar ama, bölünmedik. Acaba bölünmedik mi? Belki haritada bölünmedik, ama, yaşamda öyle mi oldu? Kürt vekiller, sınır çekmediler mi? Belediye başkanı, s...tir çekmedi mi? Bayrağımızı ve istiklal marşımızı, yaşamlarından çıkarmadılar mı? Katil, kan dökücü, bölücü başı için, sokakları cehenneme çevirip, molotof kokteyli ile, insanlarımızı yakmadılar mı? Cayır cayır yakılıp, cehennem azabı çektirilerek, yaşamı elinden alınan, genç kızımız, 30 bin insanın ölümüne eş değer değilmiydi? Yerleşim yerlerinin, köylerin, kasabaların, şehirlerin isimlerini değiştirmiyorlar mı? Hükümetiniz de, bu oluşuma destek vermiyor mu? Kendi dillerinde eğitim, olazsa, olmazlarından değil mi? Bölünmedik derken, bari bölünmeyi de tarif etseydiniz, bölünmenin ne demek olduğunu anlardık. Başbakan bir de dedi ki: "Analar, yavrularının geleceğinden umutlu". Acaba öyle mi? Umutlu olan var mı? Yavrularını askere bile göndermek istemiyorlar. İnsanların, işsizlikten, yoksulluktan, çaresizlikten, kıvrandıklarını Başbakan bilmiyor mu? Doktorların, beslenme uzmanlarının, et yerine, lor tavsiye ettiklerinden, haberi yok mu? Aylarca et yemeyen insanlar, bizim bölünmemiş ülkemizde yaşamıyorlar mı? Özelleştirdik, sattık deyip, işçileri sokağa ve sefalete bırakan iktidar, sizin iktidarınız değil mi? Sabah kahvaltısında ağırladığınız sanatçılar, sokağa atttığınız işçiler ile de, çadırda kahvaltı yapmışlardı, simit yiyip, şarkı söylemişlerdi, sizin kahvaltınız ile bir tezat teşkil etmiyormu? Hükümetiniz ile, devletin kurumları, çatışma halinde değil mi? Bu günlerde, yargı, hem hükümet ile, hem de kendi içinde savaş halinde değil mi? İşi olanlar, işsizler. Varlıklı olanlar, yoksullar. Askerler, siviller. Yargıçlar, savcılar. Türbanlılar, türbansızlar. Cüppeliler, cüppesizler. Sizden olanlar, olmayanlar. Daha kaça bölüneceğiz. Bunlar, size göre, etnik zenginliklerimiz mi? Yunus Emre, Hacı Bektaş, Pir Sultan Abdal, Nazım Hikmet, yaşasalardı, ne derlerdi acaba? Kahvaltı davetinize katılırlarmıydı, kim bilir?

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..