Kim Daha Çılgın; Kim mi Trump mı?

ABD ile Kuzey Kore arasındaki söz düellosu sılahlı düelloya dönüşmek üzere...Çağ dışı diktatörlüğünü sürekli dünyaya meydan okuyarak yürütmeye çalışan Kuzey Kore lideri Kim, bu defa karşısında en az onun kadar dışarıya meydan okumaya ihtiyaç hisseden bir liderle karşı karşıya geldi: Donald Trump!

Kendi ülkesinde sıkış/tırıl/an Trump, çoğu Amerikan başkanının yaptığı gibi dış dünyada güç gösterisinde bulunmak peşinde...Böylece içerdeki hakimiyetini artırmayı düşünüyor olmalı...

Karşılıklı tehditler nükleer silahlar üzerinden yürüyor...Bu da gösteriyor ki, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın açıkça ifade ettiği gibi, dünyadaki nükleer silahlardan arınma edebiyatı asla gerçek değil...Çünkü, nükleer silahlar emperyalizmin pençesi olmaya devam ediyor.

Kuzey Kore'nin çılgın lideri Kim Jong Un'un ABD ve şürekasına kafa tutması onun çılgınlığının eseri midir, yoksa birileri bu "çılgınlığı" kullanıp uzak doğuya yeni şekiller vermek peşinde midir, düşünmek lazım.

Amerika'nın Saddam gibi bir "çılgın"ı önce besleyip sonra onu bahane ederek Irak'ı yıkışını, Esed üzerinden( Esed'i iktidarda tutarak) Suriye'yi perişan edişini iyi biliyoruz...

Kuzey Kore biraz kapalı kutu olduğu için orada neler olup bittiğini çok da bilemiyoruz...Bize emperyalist medyası ne yansıtıyorsa o kadarını biliyoruz...Elbette, yaman bir diktatörlüğün olduğu malum ancak bu emperyalistlerin işine gelen diktatörlere karşı haddini bildirmek bir yana nasıl destek olduklarını da iyi biliyoruz.

Örneğin, Mısır diktatörü Sisi'ye bir diyecekleri oldu mu bu demokrasi havarisi Batının...Ya da Suudi Krallığı onları rahatsız ediyor mu?..

Öyleyse, ta Kuzey Kore'deki "çılgın çocuk" ne yapıyor da Bay Trump'ı kızdırıyor ve Trump nükleer silahlarını kullanmayı ima eden twetler atıyor.

Galiba, Amerika Başkanı, güdümüne alamadığı Kuzey Kore "diktatörünü" tepeleyerek bir taşla (nükleer füze anlamında) iki kuş vurmak istiyor: Hem unutulmaya yüz tutulmuş olan Hiroşima tehdidini tüm dünyaya yeniden hatırlatacak hem de içerde güç kazancak!

Neden böyle düşünüyoruz?

Çünkü, Amerika başta olmak üzere emperyalistlere asla güvenmiyoruz...Onların yakın tarihi o kadar yalanlarla dolu ki, Amerikanın açıklamalarına inanmak ve onların gerçekten dünyanın güvenliğini düşündüklerini sanmak tam manasıyla ahmaklık olur.

Ortadoğu'daki kimyasal silah yalanlarını, El-Kaide lideri Bin Ladin yalanlarını, İkiz Kule tezgahlarını, Saddam oyunlarını, Esed iki yüzlülüklerini, Sisi ahlaksızlıklarını unutmuş değiliz...Zira hepsi daha çok taze.

Bütün bunları canlı canlı izlemişken şimdi Amerikanın Kim Jung Un masallarına nasıl inanalım!...Kim değil kim olursa olsun, şu emperyalist Amerika'dan daha zararlı olamaz dünyaya...

Geçmişi kanla dolu Batı'nın bugün hala barış havarisi edalarıyla dünyaya şekil vermesi ve buna hala inananların bulunması ne kadar tuhaf...Hiroşima'nın Nagazaki'nin kanı kurumamışken yeni nükleer tehditleri savuran Amerikadan mı korkacağız, yoksa kim olduğunu bilemediğimiz Kim'den mi korkacağız!

Yapmayın, aklımızla bu kadar alay etmeyin...Trump'la Kim'in düellos da tıpkı İsrail'le Filistin'in savaşı gibi adaletsiz bir mücadele; tam da emperyalistlerin istediği gibi...

Kim'in Guam adasının yakınına atacağını söylediği füzeleri bahane edip Kuzey Kore'nin tepesine yeniden bineceksiniz ve oraları da istediğiniz şekle getireceksiniz...Bunu yaparken tüm dünyayı da arkanıza almak istiyorsunuz, tıpkı bir zamanlar yaptığınız gibi...

Eğer, bir "düello" olacaksa adil olmalı...Tüm dünyayı arkana alarak kahraman "kovboy" olmak ne adildir ne ahlakidir...Eğer, dünya yeni bir kaosa sürükleniyorsa, bunun müsebbibi doğrudan Amerika'dır ve mutlaka bu kaos, kontrollü bir kaostur.

Umarız, bu iki "çılgın" dünyayı yeni bir savaşa sürüklemez ama eğer vuruşurlarsa, Amerika Kim'den geldiğini anladığı sağlam bir yumruk yemeli!

Benim içimden geçen bu!