Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kim haklı.. Karınca mı ?... Ağustos böceği mi?

Kim haklı.. Karınca mı ?... Ağustos böceği mi?
 

Hepimiz ağustos böceğiyle karıncanın hikayesini biliriz. Karınca harıl harıl çalışırken ağustos böceği yan gelir yatar. Kış gelince de karınca ferah içinde, ağustos böceği sefalrt içinde yaşardı.. Hikayenin orjinalini bize çocukluğumuzda bu şekilde anlatırlardı...

Fakat bizim değişen hayat şartlarında, ağustos böceğimizle karıncanın hikayesi de değişmiş.. Yani en sonunda insanın diyesi geliyor ki '' Lanet olsun keşke bu kadar çalışıp didinmeseydim'' ...

Günümüzde ise ülkelere göre, karınca ile ağustos böceğinin arasında ki diyaloğu, biraz gülümseyelim biraz düşünelim diye farklı farklı yorumlamışlar.... Ve bu hikayeyi yazarımız Hasan Pulur bir gün köşesinde yayınlamış....

Türkiye versiyonunu okuduğunuzda yüzünüzde bir gülümseme, aklınızda bir sürü düşünceler oluşacağına eminim. Çünkü genelde bazı olayların seyrinin bu şekilde ilerlediğini zaman zaman tanık oluyoruz.. Medya olayları kamuoyuna aktarırken bazen farklı yönlere, farklı anlamalara sebep olabiliyor istemeden...

İşte o hikaye;

O kış, hem çok şiddetli hem de uzun sürmüş, karıncanın yiyecekleri de tükenmiş, içecekleri de, yakacakları da... Zavallı yuvasında tir tir titrerken kapı çalmış, açmış. O da ne?
Ağustosböceği arabasına kurulmuş, kürkler içinde, başında kalpak, dizinde kalın battaniye...

Karınca "Bu ne hal?" demeden, ağustosböceği dalga geçmiş:
"Paris'e gidiyorum, diyeceğin var mı?"
"Var git, o La Fontaine denilen herifi bul, uydurduğu hikâyeden utansın!"

TRAKYA Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Funda S. Pala, bu hikâyeyi çeşitli milletlere göre uyarlamış...
Çin uyarlamasında, ağustosböceği açlıktan ölüyor.
Fransız uyarlamasında, ağustosböceği karıncanın kapısını çalıyor. Elinde bavulu, "Kışı geçirmek için Karayibler'e gidiyorum!" diyor.

TÜRK uyarlamasına gelince...
Karınca bütün yaz çalışır, kış için yiyecek içecek, yakacak depolar. Ağustosböceği ise vur patlasın, çal oynasın yaşar. Kış gelince karınca sıcak yuvasında yaşarken aç kalan ağustosböceği basın toplantısı düzenler:
"Etrafta bunca aç ve üşüyen varken, bu karıncaların vurdumduymazlıklarına dur diyecek yok mu? Durumu kamuoyunun vicdanına sunuyorum."
Televizyoncular, derhal bu haberin üstüne atlayarak, bir yandan aç ağustosböceğinin, öbür taraftan da karnı tok, sırtı pek karıncanın görüntülerini "az sonra" kaydıyla tekrar tekrar yayımlarlar.

HABER bir anda bomba gibi patlar, onların deyimiyle kamuoyu "şoke olmuştur."
Yeşil Böcekleri Koruma Derneği Temsilcisi, Ali Kırca'nın "Siyaset Meydanı"na çıkarak, yıllardır çektikleri sıkıntının nedeninin renklerinin yeşil olmasından kaynaklandığını ağlayarak, gözyaşlarıyla anlatır.
Şöhretleri Türkiye'yi çoktan aşmış ve "En çok Nobel kazanamayan yazarlar" unvanını kimseye kaptırmayanlar da, Türkiye'deki bu adaletsizliği protesto ederler.
Hatta "30 bin Kürt'ü, 1 milyon Ermeni'yi katledenlerden başka ne beklenir" diye ahkâm keserler. (Bu bizim ilavemizdir. H.P.)


KONU Bakanlar Kurulu'na da gelir. Başbakan, "Geçmiş hükümetler döneminde ihmal edilen ağustosböceği kardeşlerimizi huzura kavuşturacağız, onların sorunu bizim sorunumuzdur" der.
Reha Muhtar, karıncayı canlı yayına çıkararak, "Reklamını yapmak için, zavallı bir ağustosböceğinin içler acısı durumundan yararlanmaktan utanmıyor musunuz?" diye azarlar ve haşlar.
Ertesi akşam da Fatih Altaylı, karıncayı "Teke Tek" karşısına alır, "Ağustosböceğinden çaldığın yiyecekleri nereye sakladın, öt çabuk!" der, bir güzel döver.


KARINCA, sonunda çareyi yurtdışına kaçmakta bulur... Ağustosböceği karıncanın yuvasına yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine oturur, gül gibi yaşayıp gider.
Kamuoyu baskısı bir haksızlığı daha önlemiş; adalet, anlı şanlı medyamız aracılığıyla sağlanmıştır

Eee doğru diyor Kamuoyunun bu başarısını (!) kutlamak gerekiyor.Ve düşünecek çok şeyimiz olduğunu unutmamalıyız.Acaba Türkiye de karınca mı olsak ağustos böceği mi.?

Gülümsemeniz dileğiyle sevgiler :)

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..