Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

Kim haklı, Kaynarca mı, Mansur mu?

Oktay Kaynarca ile Lale Mansur arasında bir tartışma olmuş.. Kaynarca, Kürt olduğu için kimseye ayrımcılık yapıldığı, kötü muamele edildiğini gördünüz mü, örneğin, Özcan Deniz, Kürt kökenli imiş, ben bunu bilmiyordum bile.. demiş.. Lela Mansur da, insanların Kürt kökenli oldukları için kötülük gördüğünü söylemiş.. Örnek olarak da Diyarbakır ceza evini vermiş.

Bu iki kişinin hacivat karagöz durumu aslında toplumun geniş kesimleri için de geçerli. Esasında bu iki kişinin söylediği birbiriyle bağdaşıktır ve ikisi de haklıdır. Ama, bu ayrım yapılmayınca, horoz gibi birbirinin ibiğini didiklemeye çalışıyor insanlar.

Kürt kökenlilik meselesini iki boyutta düşünmek gerekir. Birisi, devletin siyaset anlayışı, diğeri ise halkın gündelik toplumsal yaşamı.

Kaynarca'nın söylediği gündelik toplumsal yaşam açısından doğrudur. Gerçekten de, biz gündelik yaşantımızda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın kazandırdığı anlamda Türk olarak, farklı etnik ve kültürel kimliklere sistemli ve yapısal bir ayrımcılık yapmayız. Herkes Türktür, kimin ne olduğu kimsenin umrunda değildir. Bu bakımdan, Türk vatandaşlığı altında toplumsal yaşantıda farklı yapıları Türk halkı içselleştirmiştir. Ancak bu böyle diye, devletin siyaset anlayışındaki Kürt kökenliliği anlaışının yarattığı sorunlar görmezden gelinemez. Bunlardan en barizi herhalde Diyarbakır cezaevidir.

Devletin siyaset anlaşını ikiye ayırmak gerekir. Birisi, ülkenin kuruluşundaki, o dönemi ve halen de büyük ölçüde bu dönemin ilerici ve çağdşa toplum modeli olan batılı modern devlet anlayışının siyaset anlayışıdır. Burada, ulus devlet vardır ama bir üst kimlik altında farklı alt kimlikler tanınır ve bunlar eşitler olarak, içselleştirilir. Özümsenir, herkes eşit hak ve fırsatlara sahiptir.

Devletin siyaset anlayışının ikinci ayağı ise, ülkemizdeki sağcı Türk milliyetçiliğinin hakim olduğu devlet anlayışıdır. Bu anlayış, Kürt kökenli olmanın, bir siyasal harekete dönüşmemesi için, bu bilinci baskı altına almak, unutturmak, (içselleştirmek yerine) asimile etmek için hareket etmiş bir güçtür. Bunun için planlar yapmış, önlemler almış ve harekete geçmiştir. Bu anlayışın ülkemizde yarattığı bir Kürt kökenli olmayı sorun olarak geliştiren bir etkisi vardır. Toplumsal düzeyde, halk farklı kültürleri içselleştirmiş diye, devletin bu politikasının olumsuz sonuçlarını görmezden gelemeyiz.

Türk halkı, aslında, sağcı Türk millliyetçiliğinden, yani bir tür Turancılıktan, çok fazla etkilenmemiştir. O ülkenin, ilk kuruluşundaki, farklı alt kimlikleri, olumlu anlamda içselleştirme anlayışı yolunda biçimselleşmiştir.

Şu an bu kadar olandan sonra bile ülkeyi ayakta tutan güçlerden biri budur.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..