Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '10

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kim kime gaz vermiş, kim kimin gazını almış? Referans' tan Sefer Levent' in yorumuyla... :))

Kim kime gaz vermiş, kim kimin gazını almış? Referans' tan Sefer Levent' in yorumuyla... :))
 

Resim: Alıntı


Geçtiğimiz günlerde bomba azmış gibi Türkiye gündemi bir de gaz bombası ile sarsılmış ve başbakan; bazıları bize gaz vermeye çalışıyor ama artık yemezler (!) uyandım, gaz maza gelmem, demişti...

Bu konu ile ilgili, mizahi altyapısı oldukça kuvvetli, güzel ve neşeli bir yazıya imza atmış Referans gazetesinden Sefer Levent. Benim çok hoşuma gitti açıkçası ve dedim ki bu yazıyı sizlerle de paylaşmalıyım. Eminim ki siz de zevkle okuyacak ve kim kime gaz vermiş, kim kimde gaz yapıyor, bu işin doçenti, ordinaryüs Profesörü kimmiş yazının ışığında bir kez daha düşünecek ve bir kez daha sorgulayacaksınız. Hepinize iyi okumalar.

Referans'a IMF için gazı Başbakan verdi!

"Bazı köşe yazarları da bize 'gaz vermeye' çalışıyor. Kimse bize gaz vermesin. Biz, ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Ne zaman ne yapacağımızı da gayet iyi biliyoruz."

Başbakan Erdoğan 26 Ocak'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup toplantısında bu sözleri söyleyince basında bir tartışmadır aldı yürüdü: "Gaza sen getirdin, ben getirdim, seni kastetti, beni kastetmedi vs."

Sizi bilmem ama Başbakanımızın sözleriyle kimi kastettiği beni çok ilgilendirmiyor. Benim asıl ilgilendiğim nokta olayın "gaz" boyutu. Şimdi size gaz ile ilgili önemli bir itirafta bulunacağım.

Şu anda gaza gelmiş bir gazetecinin yazdıklarını okuyorsunuz. Evet, itiraf ediyorum hem ben hem de Referans'taki çalışma arkadaşlarım gaza geldik. Hem de defalarca. Bizi gaza getiren ise bizzat gazdan yakınan Sayın Erdoğan ve bakan arkadaşları oldu. Nasıl mı, işte öyküsü...

Tarih 13 Şubat 2009. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, Başbakan Erdoğan'la görüşmeleri sonrasında IMF ile anlaşma konusunda ilerleme sağlandığı kanısına varıyorlar. Referans gaza geliyor, haberi manşetimize taşıyoruz: TÜSİAD iki sır maddeyi öğrendi, IMF için umutlandı.

Tarih 10 Nisan 2009. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek "Mayıs ayından önce IMF anlaşmasının Türkiye ayağı tamamlanır" diyor. Referans olarak hemen gaza geliyoruz. Manşetten yayımladığımız haberin başlığı şöyle: IMF anlaşmasının Türkiye ayağı iki hafta içinde tamamlanır.

Tarih 12 Nisan 2009. Devlet Bakanı Şimşek, IMF ile anlaşmanın yakın olduğunu ancak abartılı rakamlar telaffuz edildiğini söylüyor. Şimşek, IMF heyetinin bir haftaya kadar çağrılacağını belirtiyor. Referans gaza geliyor. 13 Nisan'daki manşet şöyle: IMF, para musluğunu reformlara göre açıp kapayacak.

Tarih 24 Mayıs 2009. İş dünyasının önemli isimleri Başbakan Erdoğan ile hafta sonu bir yemekte buluşuyor. Erdoğan işadamlarının IMF ile anlaşma taleplerine olumlu cevap vererek "sonbaharda olabilir" diyor. Referans gaza gelip bunu manşetine taşıyor: IMF ile anlaşmaya eylül sonrası için yeşil ışık.

Tarih 30 Aralık 2009. Başbakan Erdoğan, AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda bir konuşma yapıyor. Erdoğan, IMF ile anlaşmaya yönelik pürüzlerin giderildiğini, büyümeye yönelik anlaşma üzerinde mutabık kalındığını söylüyor. Referans gaza gelerek bu haberi sürmanşetinden okurlarına duyuruyor: Başbakan Erdoğan IMF ile anlaşmanın işaretini verdi.

Tarih 12 Ocak 2010. Lübnan Başbakanı ile basının karşısına çıkan Başbakan Erdoğan, "IMF ile görüşmeler büyük ölçüde aşılmış noktada. Herhalde bu hafta içinde bu iş çözülecektir diye düşünüyorum" diyor. Kaçırır mıyız, hemen gaza geliyoruz. Birinci sayfadan duyurduğumuz haberin başlığı şu: IMF ile anlaşma bu hafta bitebilir.

İşte böyle... Yukarıda birkaçını sıraladım. Biz, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in demeçlerinden yola çıkıp siz okurlarımızı defalarca yanılttık. Bir yıldır gaza gelip Türkiye'nin IMF ile anlaşmak üzere olduğunu yazdık, çizdik.

Bunu yaparken elbette sadece kabine üyelerinin sözlerini baz almadık. Çoğu zaman IMF'ye yakın kaynaklarla görüşüp müzakerelerin hangi aşamada olduğunu bizzat onlardan da öğrendik ve aktardık.

Ama küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmışız! Geçen hafta IMF Başkanı Dominique Strauss Kahn'ın, Türk basınına verdiği demeçlerden sonra anladık ki IMF ile anlaşma konusunda gaza gelen sadece biz değilmişiz. Bizzat IMF'nin kendisi de gaza gelmiş ve iki yıla yakın bir süreyi anlaşma oluyor, olacak diye oyalanarak geçirmiş. Kahn, piyasaların ve mali sektörün odaklandığı IMF ile müzakerelerin tıkanma riskinin arttığını bakın şu sözlerle nasıl açıkladı:

"Türkiye ile çok uzun süre madde 4'ü uygulamadık. Ya bir program içine gireceğiz ya da madde 4'ün normal işleyişini diğer ülkelere olduğu gibi uygulayacağız."

Yani Kahn demek istiyor ki, bir yıldır uğraşıyoruz ama daha bir arpa boyu bile yol gitmiş değiliz. Artık umudumuzu kestik, diğer ülkelere yaptığımız gibi Türkiye'yi de yılda bir defa inceleriz, tavsiyelerde bulunur gideriz.

Kahn'ı bilmiyorum ama biz bu IMF konusunda gaza gelmekten artık çok yorulduk. Bu yüzden diyoruz ki;

Sayın Erdoğan, Sayın Şimşek ve Sayın Babacan, lütfen bizi IMF konusunda artık gaza getirmeyin. Bakın siz konuştukça hem biz hem de diğer gazeteler yazdı durdu. Piyasalarda rallilere vesile olduk. Diğer gazeteleri bilmem ama biz Referans olarak artık okurumuzu yanıltmak istemiyoruz. Bundan sonra "IMF ile anlaşıyoruz" deseniz de biz bunu yazmamaya, artık gaza gelmemeye kararlıyız. Anlaşmadan, Referans'ta IMF haberi yok artık...

04.02.2010/ Sefer Levent

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=136390&KTG_KOD=464

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..