Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '08

 
Kategori
Blog
 

Kim(ler)i arıyorum, biliyor musunuz ?

Kim(ler)i arıyorum, biliyor musunuz ?
 

İpleri çok karıştırdım ama uçları resimlerde saklı...


Çocuk duyarlığı, en insani oluş değil mi ?

Yoksa, kirli bir ırmak içinde yüzmek gibi olurdu yetişkin olmak…

İçimizdeki o temiz çocuk hala yaşıyorsa, dışımızın kirlerinden arınmak daha kolay…

Öyleyse OYUN devam etmeli !

Sevgili Haşim, beni sobeledi !

Affan dede gibi sattı bana çocukluğumu.

Kelimelerin büyücüsü, Güzaltı’mı kim bilmez !

Herkes bildi tabii…

Ama kaçtılar…

Elim sende! deyip kaçtılar…Mızıkçılar yaa...

Ben sobelenmeye dünden razıydım da geç kalıyordum hep. Saklandığım yerde oyuna dalıp , uyuyakalıyordum çoğu kez.

Bir bakmışım ki gece olmuş, yolumu kaybetmemek için attığım kuru ekmek parçacıklarını kurtlar kuşlar yemiş…Hem evimin yolunu hem de oyunu kaybedivermişim.

Bu sefer korkmadım kurtlardan kuşlardan.

Sonunda zorla ebe oldum işte !


"Artık ne yaşım var ne de adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim! "


Yine kendi içimdeki oyuna dalıp asıl oyunu kaçırıyorum işte !

Ama bu Oyun devam etmeli…

Ve perde hiç inmemeli.


Bu seferki oyunun adı ;

Beşi bir yerde !

İkisi erkek, üçü dişi…

Hiç bir ortak yanları yok gibi görünse de…

Dördü de içlerindeki çocuğu hiç kaybetmemişler…

Birinin içindeki çocuğa ne mi olmuş ? Söylemem...Onu da siz bulun !

Tümü de MB ailesinde benden daha eskiler,

Beşi de buranın olmazsa olmazları, ağır topları…

Üçünü ilk katıldığım günlerden itibaren yazılarıyla tanıyıp sevdim, tiryakileri oldum. Ve bizzat tanıdım. Hem de Yalova toplantısında !

Ama siz orada olsanız bile birini tanımamış olabilirsiniz, görünmez pelerin vardı çünkü üstünde !

Diğer ikisini nerede tanıdığımı söylemem, şıp diye anında bulursunuz çünkü.

Ama oradan sonra, çakılıp kaldılar yüreğime. Hem yazıları hem kendileri...

"A" harfi beşinin de isim ya da soyisimlerindeki ortak harf. Birinin soyismi yok gibi görünse de bulmak çok kolay.

Beşi de aynı bölgeden.

Bulmacam hiç zor değil, şifreli hiç değil…

İpuçları kendi sözcüklerinde saklı.

Oyun başlıyorrrrrrr!!!

“Daha küçücük bir çocukken maruz kaldığı, hurafelerle dolu katı ve diğer dinlerle karşılaştırmalı olmayan din eğitiminden olsa gerek” akla imandan fazla önem veren, felsefeyi tasavvuftan çok seven biri.

En çok da Hegel’e ve onun insan aklına yüklediği misyona hayran.

Sırrın anahtarını, Varlık’ın anlamında bulan, hayatın anlamını, hayatın kendisinden daha çok seven bir “günahkar” ...

Ve bir hakikat avcısı O…

Kendisi şimdilerde emekliğin tadını çıkardığını söylese de, hayatla kavgası ve sevdası hiç bitmemiş, bir hayat ustası O…

*

Geleneklerine ve anılara, ailesine, çocuklarına , eşine sevdalı…

Ve ille de “yazma”ya…

Perdesiz ve kilitsiz…

Köyünü, çocukluğunu, Azime Kadını, mor salkımları, kırmızı sardunyaları, beslenme çantasını hiç unutmamış.

Birkitirmiş de biriktirmiş, süzdükçe süzmüş…

Kötü saydıklarını kuru ve sararmış yapraklar gibi hırsla ezmiş ayaklarının altında.

Ve sonunda dupduru , kocaman yeşil gözlü bir yürek olmuş.

Hala boyundan büyük akşam sefalarının altında saklambaç oynayan küçücük bir kız çocuğu O…

Bana sorarsanız, şimdilerde sihirli sözcüklerini kanat yapıp taktı yüreğine hem uçuyor hem uçuruyor. Yakalayabilene aşk olsun!

*

Onun fanatik bir GS 'lı olduğunu söylesem şıp, diye bileceksiniz.

Ama söylemiyorum (!)

Buranın en eskilerinden.

Güzel mi güzel…

Başarılı mı başarılı...

En masum ama en suçlu oldukları için kalecileri çok seviyor. “En çok onlara kızarlar gol yedikleri için ama aynı zamanda kaç tane kritik kurtarış yaptıklarını hiç düşünmezler” diye anlatıyor kalecileri. Ve bunun içinde şimdilerde apartman takımında amatör kaleci olsa da ileride profesyonel olup, yine profesyonel kaleciler yetiştirmeyi düşünüyor.

Müziğe , spora, edebiyata sevdalı.

“Yaşlı Adam ve Deniz” kitabına ve Ernest Hemingway'e bayılmış.

“İnsan Ne ile Yaşar “ isimli eseri yutmuş, mutlaka okumalısınız Tolstoy ’un eserlerlerini, önce hikayelerinden başlayabilirsiniz, diyor.

Tam bir kitap kurdu O...

Dahası da var. Müzik tutkunu ve gitar çalmaya bayılıyor. Çünkü geceleri kumsalda kamp ateşinin etrafında arkadaşlarla eğlenmenin en güzel yolu, ona gore.

Dostluklar ve sevgi üzerine kafa yoruyor.

Çevre konularını didikliyor” Oyun alanlarımız kalmadı” diye isyan ediyor. Çarpık kentleşmeye karşı duruyor. Sanayi ve teknolojiyi yeniden yapılandırmak gerek, diyor

Hala tanımadınız mı yoksa bu araştırmacı-gazeteci- yazar-müzisyen ve sporcu Cumhuriyet kızını ?

*

Her yazısında, bıkmadan usanmadan çevreye, kültür ve sanata dair çok önemli mesajlar verir. Vizyona çıkmış en yeni filmleri, oyunları onun kaleminden ve onun gözleriyle izleyebilirsiniz önce. Editörün seçtikleri var yaa...İşte oranın gediklisidir kendileri…

Nasıl olmasın ki ;

Alternatif enerji kaynakları olarak rüzgar ve güneşi gösterse de , gülümsemenin insan hayatına kattığı değere inanmış biri olarak, ışıklı gülüşü ile insanın içini ısıtanve MB'nin en pozitif enerji kaynağıdır O…

O; en sarışın, en şık, en Tina Turner, en ...gerisini söylemem !


*-


Beni
en çok çalıştırandır O…

Nasıl mı ?

Öyle birikimli, öyle öyle derya deniz ki, bir sorular sorar yorumlarında , istersen çalışma !

Kibritçi kıza sevdalı ve hayatla kavgalı.

Müzisyen, baba ve gazeteci...

Başı öne hiç eğilmeyen, yaşı tutmasa da... uzun saçları ve asi ruhu ile benim gönlümde tam bir 68 kuşağıdır O…

" Yollarımız bir gün ayrılsa bile

Seninle arkadaş..."



Gördüğünüz gibi bulmaca çocuk oyuncağı kadar kolay…

Beşi bir yerde ama ayırmak hiç zor değil...

Beşini birden bulacaksınız ayrıca ve ilaveten yukarıdaki satırlarda yer alan "Çocukluk " şiirinin ozanını bulmanızı istiyorum .

Top sizde.

Oyun devam etsin,

perde hiç inmesin…

Ben oyuna dalıp , çoktan kendimi unuttum bile.

Zıpzıplarım, horoz şekerlerim, uçurtmalarım, çemberlerim...

Ve mızıkçı oyun arkadaşlarım dışarıda beni bekliyor...


İyi pazarlar MB...

İyi pazarlar Türkiye... " Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan..."


Oyunumuzun mimarı sevgili Alev Meissel'e,emek yürek ve o tertemiz çocuk enerjilerini oyuna katan tüm ebelere ve saklananlara,harıl harıl bulmaya çalışanlara, oyuna katılanlara ve tatlı tatlı mızıkanlara sevgilerimle...



Bu arada 150. bloğu devirmişim. Bu güzel oyunla ve sizlerle kutluyorum kendimi...

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..