Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '06

 
Kategori
Haber
 

Kim ne istiyor?

Kim ne istiyor?
 

24 Ocak 2006’da Kıbrıs Eylem Planı ile ilgili yapılan açıklama sonrası sorulan sorular üzerine ''AB ayrı bir mesele, Kıbrıs'ın bu kronik meselesinin çözümü ayrı bir mesele'' diyen ve ’’Türkiye'nin Gümrük Birliği ek protokolünü imzalayarak 17 Aralık zirvesinin neticelerini yerine getirdiğini’’ söyleyen Sn. Gül, ''henüz Avrupa Parlamentosu'nca da onaylanmayan protokolün uygun zamanlama çerçevesinde onay için TBMM'ye gideceğini ve son sözün yüce Meclis'in olacağını’’ bildirmesine rağmen daha sonraki süreçte olayları birbiriyle ilişkilendirip, altına imza atarak hükümet tarafından sorumluluğu alınan anlaşmaların gereğini yerine getirmek yerine, Sn. Erdoğan (ülke yönetimini tüccar-şirket-pazarlamacı benzetmeleri ile ilişkilendirenler, sorumluluğu kendisine ilke edinmiş bir genel müdür gibi davranmak yerine halka açık bir şirkette yönetimden habersiz, kendi usulünce hareket eden tezgah altı pazarlıklar yapan bir pazarlamacı gibi davranarak) kurumsal ilişkileri bireysel ilişkilere dönüştürüp, sanki kapalı kapılar ardında kendisine verilmiş bir söz varmış ve yerine getirilmeyen bu sözün ne olduğunu da tam açıklayamıyor olmanın verdiği bir sıkıntı içindeymiş görüntüsü ile girişimi başarısız olunca da, bunu marifetmiş gibi "bizim yazılı önerimiz olmamıştır" diyerek tepkisini dile getirirken içeriye de "güven!" vermek istemiştir.

1 Mart Tezkeresi sendromu yaşayan AKP, Gümrük Birliği Protokolünü TBMM’nin onayına getirememiştir. Protokolün kabulü ile gelecek seçimlerde oy kaybı, reddi ile de parti içi çatlak ve muhalefete karşı mağlubiyet endişesi yaşayan AKP, hükümetin yakıt enerjisi olan AB hedefi ile yüzünün batıya dönük olduğu görüntüsünü şu anda kaybetmek istememektedir...

AKP son hamlesi ile AB’ye verdiği mesajda "en geç önümüzdeki Kasımda seçim var, siz şimdilik bunu kabul edin, seçimden sonra gerekeni yaparız" diyerek, seçim öncesi AB ‘nin desteğini de arkasına alarak ve AB yakıtı ile hedeflerine ulaşmak istemiştir. Eğer seçimi kaybedecek olursa da bir sonraki hükümete bu sorunla birlikte seçim süreci yaklaştıkça popülist yaklaşımlarla Meclis’e getireceği konularla yeni düğümler yaratacak ve kendisinden sonra gelecek hükümeti zor durumda bırakmak ve attığı bu düğümler üzerinden agresif siyaset yaparak kısa süre sonrasında gelecek erken seçim ile de daha güçlü iktidara gelerek şu anda yapamadıklarını fazlasıyla hayata geçirmek istemektedir.

Aslında AKP; AB’yi Türkiye'nin geleceğinin batıya dönük yüzüne aracılık edecek bir hedeften ziyade, kendi projesini uygulayabilme amacına ulaşabilmek için bir araç olarak görmektedir. AB’ye direkt "hayır" demek çıkarlarına uygun düşmediği için olabildiğince açılımlardan istifade etmek ve AB’yi istiyor görüntüsüne rağmen AB’nin davranışlarının kamuoyunda yarattığı antipati ile karşıt cephenin genişlemesini ve aslında hiç istemediği AB ile çarpışarak ayrılmanın prim yapacağını da hesaba katarak AB’den uzun vadede yüz çevirmek istemektedir.

Muhalefet; hiç olmasa AB rotasından sapmamak ve her şeye rağmen AB uyum sürecinin, AB’ye tam olarak giriş sağlanamasa bile kazasız belasız tamamlanmasını düşünmektedir

AB ise; Türkiye ile komşuları arasındaki sorunları çözdürmek ve kendince Türkiye’ye çeki düzen vermek ve hiç bitmeyecek süreç sonunda eğer lütfederse garip bir ortaklık düşüncesindedir.

Türkiye halkı ise, geleceğinden endişe etmeyen, huzur ve güvenlik içinde yaşayan, eğitim, sağlık, işsizlik, barınma ve temel ihtiyaçlarını giderme sorunu olmayan, milli gelirini artıran, üreten ve bu bunu tüketen değil kullanabilen ve hakça paylaşabilen, sosyal adaletten yana, demokratik bir toplum ve özgür birey olma özlemiyle; toplumunu sömürerek palazlanıp bunu kendi fantezi yönetimini gerçekleştirmek isteyen her türlü zihniyetten uzak, yolsuzluğa prim vermeyen kendisini yönetmeyi hak edebilecek bir yönetim ve yaşam arayışı içindedir.

 
Toplam blog
: 22
: 550
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

1968 doğumluyum. Elektrik mühendisiyim. İnsanın kendisini anlatmasının zor olduğu, bununla beraber y..