Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '18

 
Kategori
Anılar
 

Kim Tutar Ellerimi Senin Tuttuğun Gibi?

Kim Tutar Ellerimi Senin Tuttuğun Gibi?
 

...kim tutar ellerimi artık senin tuttuğun gibi


Neredeyse yirmi yıl oldu seni göremeyeli. Son sesin bile öyle uzak. Kim derdi canım annemden yıllar sonra yeniden içim kanayarak, ama bu defa senin için dökülecek damlalar..

Ne güzel bir aileydik biz. Belki bunun anlamını bilemeden ama birbirine bağlı anne-baba-iki kardeş, mücadele ile geçen dürüst ve sevgi dolu bir yaşamı paylaştık.

Hayat acımıyor, ne yazık. Önce parçalıyor, sonra ayırıp yoklara atıyor.

Kalp krizi geçiren sevgili babama müdahale etmeden, başında durup ölmesini bekleyen, dehşet ve şaşkınlıkla bakarken ağzımı kapatıp "sakın bağırma, baban öldü, git defteri imzala" diyerek ayakkabısını elime veren acil servis doktorunu asla unutamamışken, annemi, ilacını çalıp ellerine vuran hemşirelerin acımasızlığı ve parasızlığın çaresizliği içinde kaybetmiştim.

Ve şimdi sen.. Ulaşamayacağım bir ülkede seni sokağa attıklarını öğrendiğimden beri kendimi toparlayamıyorum.

Nasıl bir kader bu, onca okul okuyup, kimsenin yapamayacağı işlerin altından kalkıp, sonra aşırı çalışmadan hastalanarak işten çıkarılıp, eskisi gibi para kazanamadığı için eşi tarafından boşanınca tek varlığı evini eşine bırakıp bir pansiyonda tek odada  kalmaya razı olan sen sevgili ağabeyim. Senin fedakarlıklarını anlayacak, senin sevgine sevgiyle karşılık verecek bir ailen olamadığı için üzgünüm. Mutsuz olduğun halde çocuklar babasız kalmasın diye üzüntünü onlara belli etmeden yıllarca evin yükünü taşımıştın oysa. Hayat hiç adil değil. Bütün iyi hasletlerine karşın sana hüzün dolu yıllar verdi. 

Yetmezmiş gibi, şimdi kalacak yerin ve paran olmadan, onlarca yakın akrabanın üç maymunu oynadığı bir oyunda seni kaybettim.. Kimbilir neredesin, nasılsın. Çaresizlik içimi acıtıyor. Buradan resmi makamlara ulaşıp, yalvararak seni bulmalarını istiyorum ısrarla. Tek yapabildiğim bu. Zihnim, tuhaf bir çıkmazda, tek düşünebildiğim, en azından rahat bir yatakta, karnın tok olarak ölmeyi ve kimsesizler mezarlığını değil, ismin yazılı bir taşı hak ettiğin. Hiç aklıma gelmezdi bir gün sana hayırlı bir ölüm dilemek zorunda kalacağım..

Bazen her şey insanın üzerine üzerine geliyor. Sana yardım edememenin acısı dayanılmaz. İnsanın bencilliği işte tam burada ortaya çıkıyor. Senden önce, bütün bunları bilmeden, yitip gitmiş olmayı içten içe dilediğimi farkediyorum. Yüreğime gömülü kelimeleri hiç okuyamayacağını bildiğim halde onları sana yolluyorum sevgili ağabeyim. Seni seviyorum. Keşke, keşke demek durumunda kalmasaydım..  

 

 
Toplam blog
: 10
: 537
Kayıt tarihi
: 30.05.09
 
 

İnsanı en iyi tarif edecek olan nedir? Kendi söyleyeceklerim taraflı olmaz mı? Belki en doğrusu, ..