Kime aşık oluruz?

Aşık olduğumuz kişileri neye göre ve nasıl seçtiğimizi hiç düşündünüz mü? O kadar kişi arasından neden gidip birisine aşık oluyoruz? Neden bir başkası değil de özellikle o kişi? O kişiyi diğerlerinden ayırt eden özellikler nedir? Bizim hangi yanımıza dokunduğu için gider ona aşık oluruz?

Bize çok mu iyi davranıyordur? Bizi çok mu seviyordur? Ya da çok mu mutlu ediyordur? Çoğunlukla bunların hiçbirisi değildir. O kişiye aşık olmamızın hiçbir mantıklı yanı yoktur.

Aşk da mantıklı bir şey değildir zaten. Aklı başında mantıklı bir insanın, tanımadığı birisini çok sevip hayatının merkezine koyması ve işi gücü bırakıp gece gündüz onu düşünmesi akıl alır bir şey değil zaten.

Aşkın mantıklı ve akıllıca olmadığını biliyoruz. Ama bu aşık olmamızı engellemiyor. Çünkü aşk aklın ötesinde bir duygu. Akıl ve mantıkla çözmeye çalışmak boşuna bir çabadır. Derler ya; bir deli bir kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış. Aşk için de bir nevi delilik hali denilebilir.

Diyelim ki; aşk delilik hali ve akılla anlaşılması imkansız. O zaman neden hep gidip benzer kişilere aşık oluyoruz? Demek ki, aklımızla algılayamadığımız bir mantığı var bunun..Yoksa insan deli midir ki, ısrarla hep kendisini mutsuz edecek kişileri bulup aşık olsun?

Aşkın en sevdiğim tarifi; aşk başkasının gözünde kendini sevmektir. Ama herkesin gözündeki kendimizi sevmiyoruz, bunda da farkında olmadığımız bir eleme sistemiz var. Eğer öyle olmasaydı bizi sevenleri severdik. İşin püf noktası burası, eleme sistemimiz nasıl ve neye göre çalışıyor ve biz bunun neden farkında değiliz?

Bu konu ile ilgili, her terminolojide değişik açıklamalar bulabiliriz. Öğrenmemiz gereken şeyler vardır ve o kişi de bizim o anki öğretmenimizdir. Çekim yasası vardır benzer benzerini çeker. Ebeveynlerimizle kurduğumuz ilişkiler bizim nasıl birilerine aşık olacağımızı belirler. Kızlar babalarına, erkekler annelerine benzeyen kişilere aşık olurlar. Veya bunların hepsini kapsayan bilinçaltı kalıplarımıza göre aşık olacağımız kişiyi seçeriz.

Bu durumda; yanlış kişilere aşık olduğumuzu düşünüyorsak, hep benzer ilişkiler yaşıyorsak, ilişkilerimiz hep mutsuz son ile noktalanıyorsa bunun tek sorumlusu bilinçaltımız. Bilinçaltımıza yerleşmiş olan düşünce ve inanç kalıplarımız. Bir insan bilinçaltında “aşk çok acı verir” diye bir inanca sahipse, gidip kendisine acı verecek birisine aşık olacaktır. “Kadınlar/erkekler hep aldatırlar” diye düşünüyorsa, aldatmaya meyilli insanlara aşık olacaktır. “Mutlu aşk yoktur” diye inanıyorsa kendisini mutsuz edecek kişilere aşık olacaktır. Bilinçaltımızın eleme sistemi ilişkiler veya kendimiz hakkında oluşturduğumuz inanç ve düşünce kalıplarıdır. Kendini kanıtlayan kehanet gibidir inançlarımız. Neye inanıyorsak o inancımızı gerçekleşir.

Kime aşık oluruz sorusunun cevabı, bilinçaltımızda oluşmuş olan inançlarımızı hayata geçirecek kişiler olabilir. Bu durumda yanlış kişilere aşık olduğumuzu düşünüyorsak, hep benzer ilişkiler yaşıyorsak; sorun aşık olduğumuz kişilerde değil, onlara aşık olmamıza neden olan düşünce sistemimizde.

Her şeyde olduğu gibi aşk hayatımızda yaşadıklarımız da, içimizdekinin dışa yansımış halidir. Dışarıyı değiştirmek için önce kendimizi gözden geçirip değiştirmemiz gerekli diye düşünüyorum.

Sevgililer gününüz kutlu olsun.