Kime benzeyeceğiz

Sigara, eskiden şiirlere, şarkılara konu olurdu. "sigaramın dumanı/yoktur yarin imanı/altından köşk yaptırdım/gümüşten merdivanı. Türküyü, günümüze uygularsak şöyle olurdu: Sigaramın dumanı/ yoktur iktidarın imanı/havuzlu köşk yaptırmış/ yalandan merdivanı. Buradan nereye geleceğim, elbette ki zamlara geleceğim ve iktidarın bam teline dokunacağım.

Bir paket sigara 7.5 TL oldu. Sigara, kuru fasulyeyi tahtından indirdi. Eskiden, daha AKP doğmamışken, 1kg kuru fasulye 7.5 lira olmuştu da, kıyamet kopmuştu. Millet kafayı yemiş, fasulye ye türkü yakıp, göbek atmıştı. “Bu fasulya yedi buçuk liraya/hem kaynasın,hem oynasın.” Şimdi, sigara geldi, fasulye yi tahtından indirdi. Bir kilo fasulye ortalama 4.5 liradan satılırken, bir paket kanserli sigara 7,5 TL oldu. Buradan konuyu nereye taşıyacağım, elbette ki iktidarın iş bilmezliğine. Sigara 7.5 TL oldu,asıl yerini buldu. Kanserojen gurubu. Bu iktidar, fakir fukaranın iktidarı diye, boşuna dememişler. İktidar, yani AKP nin bani si, vatandaşın hamisi Recep Tayyip Erdoğan, Kanseri fakir fukaradan alıp, zengine yapıştırdı. Kanser yapan öğeleri şöyle bir sıralayalım. Başta sigara, kırmızı et,ızgaralar,kızartmalar, yağlı yiyecekler. Bunları gariban kesimin alıp yemesine,içmesine imkanı var mı? Yok. Fakir fukara böylece bunlardan tecrit edilmiş oluyor mu? Oluyor. Biz, garibanlar, kanserden kurtulmuş oluyor muyuz? Oluyoruz. Sözün burasında insaf sahibi olup, şu saplamayı yapmamız gerekiyor: Allah razı olsun Recep Tayyip Erdoğan. Bura da, bir konuyu daha Recep Tayyip Erdoğan ın dikkatine sunmak istiyorum. EKMEK. Ekmek çok ucuz. Doktorların ve uzmanların dediğine göre, ekmek,insan vücudu için oldukça tehlikeli bir yiyecek. Asrın hastalığı olan Diyabet, yani şeker hastalığının baş müsebbibi de, EKMEK. Fakir fukarayı, bu ekmek belasından da kurtarmak gerekiyor. Gözünü seveyim Recep Tayyip Erdoğan, bu ekmek konusuna da bir el at. Kurtar bizi bu beladan. Bir ekmek 10 lira olsun. Yiyen yemeyen belli olsun.  Dünya da, ucuz, bedava ne varsa, hepsi zararlıdır.

Şair demişti ki: “Hava bedava, su bedava.” Halktan yana olan iktidarlar dururlar mı? Hemen suya el attılar. Sular depolandı,şişelendi,poşetlendi, garibana sunuldu. Su, bedava olmaktan kurtarıldı. Ey münafık şair, sanamı kalmış hava bedava, su bedava deyip, şiir yazmak. Şimdi sıra hava da. Şimdi uzmanlar oturacaklar, kişi başına düşen  havayı hesaplayacaklar, fiyatlandıracaklar, garibana sunacaklar. Bunda da garibanın sağlığı düşünülecek elbette. Memlekette ve dünya da havanın temizi kaldı mı? Kalmadı. Kirli havayı soluyup da ne yapacağız. Çıkarız dağlara, havanın temizini soluruz. Dağa, bayıra, çayıra da vergi  koyacak değiller ya? Aman Recep Tayyip Erdoğan duymasın. Yakında çayır vergisi de gelebilir. Çayır deyip geçmeyin. Her derde deva otlar,nerede yetişiyor sanıyorsunuz. Ne dedi Maranki hoca. Saksıda yetişenden olmaz. Mutlaka çayır otu olacak. El değmemiş olacak. Beş dakka kaynak suyunda kaynatılacak. Şebeke suyu olmaz. Laf lafı açtı, nereden nereye geldik. İyi de, bu fakir fukara, AKP sayesinde bütün ölümcül dertlerden kurtuldu ama ölümden kurtulamadı. Yine en fazla ölüm bu kesimde oluyor. Üflesen gidiyor garibanlar. Adam sen de, bir şekilde ölecek değimliyiz, Ha açlıktan ha kanserden. Ne demiş atalarımız: Ecel gelmiş cihana, baş ağrısı bahana.

Zamdan sonra, Kızılcahamamda kampa giren Başbakan ve takımı, sonunda zamların gerekçesini de buldu. Zam yapmayalım da, Yunanistana mı benzeyelim, dedi.Estağfürüllah Başbakanım, Arap dururken, Yunana benzemek de nereden çıktı.Bir zam daha yapın, İspanyola benzemeyelim. Bir zam daha, İtalyana benzemeyelim, sayenizde gavura benzeyip, cehenneme gitmekten kurtulmuş oluruz. Bunun sevabı da büyüktür.  Günahlarımıza zam gelmesin de.

Adam ölmüş. Komşusu baş sağlığı ziyaretine gitmiş. İçeriye girmiş. Bir bakmış, tandırın kıyısında ekmekler dizili. Duvarda hevenk hevenk soğanlar asılı, ölen adamın karısına demiş ki: Soğanı var, ekmeği de var. Niye öldü ki?