Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Kime kızdın sevgili rüzgar bu öfke kime?

Kime kızdın sevgili rüzgar bu öfke kime?
 

Hava tıpkı Sevgili Barış Manço'nun şarkısında ki gibi...Hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde.

Bütün gece rüzgarın öfkesini dinledim. Ağaçlara bağırıp onların saçlarının bir kısmını tel tel ayırıp koparabildiğini dal yaprak demeden döktü gazel etti, tüm limonlar mandalinler dallarda sallanmaktan başları döndü.

Bahçedeki sandalyeler tepetaklak, bir çok fidan ya rüzgara direnmiş ya da pes edip atmış kendini boylu boyunca yere.
Olan benim uykuma oldu elbet. Hadi şarkı farzedeyim rüzgarın ıslığını diyorum, yok benzetemiyorum hiç bir şarkıya. Uyur uyanık sabahı zor ettim.
Hazırlanıp dışarı çıktım. Aman tanrım öfkesi dinmemiş hiç rüzgarın kime kızdı ise bu kadar. Yolda yürümek bile büyük başarı. Zaman zaman kendimi rüzgarın kollarına bıraktım bir baktım yoldan çıkmış bahçelere doğru gidiyorum.

Aklıma evsiz ya da sobası olmayan evler, yakacağı olmayan soğukta titreyen insanlar geldi. Daha bir üşüdüm.
Hadi biz büyükler ne ise ya o bebecikler.

Bazen gerçekten çaresiz kalıyoruz. Ne kadarına yardım edebiliriz diye. Öyle çoğuz ki.

Belki de bizim titrediğimiz bu soğuklar başka yerlerin baharıdır. İnsanoğlunu mutlu etmek ne zor değil mi? Hep de şikayet ederiz. elimizde olanlarla mutlu olmayı beceremeyiz bir türlü.

Akşam üzeri evime dönerken üşümeme rağmen hiç şikayet etmedim çünkü gündüz yeteri kadar olumsuz koşullarda soğuktan titreyen yiyecek ekmeği olmayan insanları düşünüp utandırdım kendimi.

Evim uzaktan ışıkları sönmüş görünsede benim içeri girmemle ısınacak biliyorum. Işığın düğmesine basmamla ilk yaşam işareti için ilk sinyali verip, sobamı yakacağım, mutfağıma girip akşam yemeği için hazırlık yapacağım o çok sevdiğim ıspanakla çocuklarımın babaannesinden öğrendiğim usulde borani yemeği yapıp üzerini yoğurtla süsleyip tatlandıracağım. Birde salçalı peynirli makarna yanına birazda kendi elceğizimle kurduğum turşudan çıkartıp kraliçeler gibi akşam yemeğimin tadını çıkartacağım.

Ne kadar zenginiz aslında. Bu soğuk kış gününde koşar adımlarla sığındığımız evimiz var, yiyecek ekmeğimiz, sıcacık yorganımız battaniyemiz var.
Müziği duyuyor, sevdiklerimizi görüyor, onlara dokunuyor, olmadı seslerini duyuyoruz.

Geçen yıl bu zamanlar bel rahatsızlığım nedeni ile iki adım atamıyordum. Bir odadanbir odaya geçmek maratonla eşdeğerde idi benim için. Onun için attığım her adımda mutlu hissediyorum kendimi.

Ne pazartesi sendromu etkiler beniiii ne soğuklar, ne çok iş( bu aralar öyle çok ki işimiz amanın amanınnnn),
Nereden nerelere geldim...

Soğuklar, kar, buz, rüzgarlar, kırağı, çığ... Hadi usul usul gidin bakalım... değil mi ama...)

Sevgi ile güzel baharlara, sıcacık sobalı evlere, sevgi ile ısıtılan yüreklere...


 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..