Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kimin hangi lüks arabası var ?

Kimin hangi lüks arabası var ?
 

ShovMen, Beyaz son model arabası ile Tatile gitmiş...


Eskileri hatırlayanlar bilir, ne zordu Türkiye’ye yabancı marka araba sokmak. Çok da pahalı bir işti, hem getiren, hem satan, hem de alan için. Pahalı ve lüks otomobil işini yapanlar da belli şirketler ve belli kişilerdi. Çok kişi, çok kişinin, pahalı ve lüks araba merakı yüzünden zengin oldu veya zenginliklerine zenginlik kattılar. İthal arabaların galerilerde pahalı olduğunu bilip, oralardan almaktansa, kaçak yollardan edinmek isteyenler de az değildi hani. Tanju Çolak’ı hatırlayın, kaçak Mercedes davasından hüküm bile giymedi mi ? Daha bir çok kişi bu ülke de kaçakçı durumuna düşmedi mi ?

Geçmiş yıllarda hatırlayın !.. Ya da eski Türk sinemasının ürünlerine bir bakın..Paraya pula kavuşanlar, hemen soluğu o zamanlar çok yaygın olan araba galerinde alırlar, ya kendilerine, ya sevgililerine yada göstermelik olarak karılarına bir tane Mercedes, BMW marka otomobil alırlar ve başta İstanbul olmak üzere diğer kentlerde de boy gösterirlerdi.

Hele, o zamanlardan dilimize pelesenk olmuş olan “Alamancı” sıfatına maruz kalan yurtdışında çalışıp da, kendi ülkesine tatile gelenlerin altında gördüğümüz arabalara bir “waoow” çektiğimiz olmamış mıdır. Elbette ki, olmuştur. Çoğumuz imrenerek bakmışızdır arkalarından. Ve hemen hemen gördüğümüz her yabancı plaka, bizim için Alamancı olmuştur. Bu her Alamancı’nın altındaki genelde Mercedes ve Bmw marka arabalar da bir sosyal statü olduğunu kabul edip, onları birer zenginlik göstergesi olarak algılamışızdır. Nitekim de öyle değil midir? İstanbul sokaklarında o gün ve bugün dolaşan lüks arabalar, gösteriş, ekonomik zenginlik ve statü belirtisi değil midir ? Ayda bir lüks araba değiştiren ünlü, ünlüz zengin züppesi ve para babası yok mudur bu ülke de ? Elbette vardır. Rahmetli Turgut Özal’ın davulcu damadı, üne ve paraya kavuştuktan sonra, o zamanlar çok az insana mal olabilecek olan lüks bir Jaguarla İstanbul caddelerinde boy gösterdikten sonra, adı Jaguarlı davulcu’ya çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Adam’ın bir anda sosyal statüsü değişivermişti. Bu ülkede sosyal statülerini altlarındaki araba markasıyla ölçen o kadar çok insan var ki !. Saymakla bitmez..

O eskiden, almak için sıraya girilen Mercedes’ler Bmw’ler artık çok tercih ediliyor mu, yine sıraya giriliyor mu bilmiyorum ama özellikle, gecelerde, eğlence mekânlarında dolaşan İstanbul sosyetesini şöyle bir takip edin. Altlarında hangi arabalar var. Bir sene önce hangi arabalarla gezip dolaşıyorlarmış, şimdi ne ile dolaşıyorlar. Lüks ve gösteriş merakı bu insanlarda hiç bitmez. Dün internet’te şöyle bir dolaşıyordum. Show men Beyaz, tatile Mesaratti marka otomobili ile gitmiş. Bir iş adamı oğullarına biri 2 diğeri 4 milyon dolarlık süper lüks yat almış. Futbolcular da birbirleri ile otomobil markasında yarışıyorlarmış. Daha neler neler ?

Demek ki, biz o kadar da fakir bir ülke değiliz. Bir lüks arabaya 300–500 milyon lira hatta birkaç milyon dolar verebilenin olduğu bir ülke düşünün. Yaptığı show programı başına 200-300 milyar alan biri ile, çevirdiği dizide bölüm başına 150 milyar alan biri ile, aynı ülkede ayda 400 lira ile geçinmeye çalışan milyonlarca insanın olduğunu ve sokaklarda dolaşan 15 milyon işsiz olduğunu gözünüzün önüne getirin, sonra bunun gerçekten sosyal adalet mi olduğunu hele bir düşünün.

Türkiye bu lüks ve şaşalı yaşamı artık tanıyor. Belki birçoklarına gıpta ediyor. Bir çoğunun yerinde olmak isteyen milyonlarca insan da var belki. Yıllar önce ülkesine güzel arabalarla gelen gurbetçinin altındaki arabaların artık bir sosyal statü ve zenginlik ibaresi olmadığını da artık öğrendi. Çünkü bu arabaların geldikleri yerlerde orta sınıf arabası olduğunu, bu ülkede çok ama çok daha lüklerinin dolaştığını da biliyor. Artık Alamancıların arkasından “vay be arabaya bak” diyerek bakmıyor. Şimdi, magazin dergilerinde yada programlarında ünlülerin altlarındaki arabaları görünce, Alamancıları garipsiyorlardır bile.

Herkesin malı kendine. Ama bu kadar gösteriş meraklısı olmanın, bunun geçici bir durum olduğunun farkına ne zaman varacaklar bilmiyorum. Onlar, bu ülke haklına altlarındaki lüks, hızlı ve oldukça pahalı arabalarla hava atadursunlar, altlarındakinin pahasını, bu milletin sayesinde ödediklerini unutmamaları gerektiğini, arabaları duyulan heves ve bakışlarının geçici olduğunu, bu heves ve alkışlamanın da bir gün geçebileceğini de unutmamalıdırlar.

İnsanlar da bu yarışa ve gösterişlere fazla itibar etmemelidirler. Zaten “zenginin malı, züğürdün çenesi yorar” misali, habire kimin hangi araba ile nereye gittiği, ne marka arabayı kaça aldığı bilgisinin ne kültürel, ne gıdasal faydası vardır ? EL ile gelen düğün bayram. Biz kendi işimize bakalım…


../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..