Kimin Savaşı Bu?

Güzel insan uyan artık derin uykundan, başını soktuğun ölü toprağından, yıllar önce özgürlük diyerek verdiğin kanlı savaş, özgürlüğü yok etme yarışına dönmesin.
Sen ki; aşağı akan suyu yukarı çeviren, kaybettiğimiz yarınları bize geri veren, kökünden kazınmış, koparılmış nice ulu çınarları geri diken insan…
Ne yapıyorsun şimdi?
Cenneti cehenneme çevirmeyi mi, yoksa yangın yerine çevirdiğimiz bu yerlerde kavrularak can vermeyi mi? Seçim bizim, bizim seçimimiz…
Ebedi güven diye yola çıkılmış bu laik yaşamın onurunu en zor şartlarda bile taşıdık omzumuzda. Titremedi dizlerimiz ilerledik, tökezlesek de tekrar kalktık ayağa. Hayata olan bağlılığın bu topraklar üzerinde yaşayan emekçi insanlar sayesinde olduğunu bilmeliyiz. Toprağa saygı üzerinde can vermiş ve şimdi bu topraklara sahip çıkan insana saygı ile olur, laik kafa anlayışı ile olur.
Kim ödeyecek bu diyet, ya da kim cevap verecek şu sorulara...
Neden bunca vahşet?
Hangi ülke topraklarını katıyoruz topraklarımıza?
Yaptığımız savaşın adı ne?
Hangi uğurda gençlerimizi yakıyoruz tek tek?
Ya da yaptığımız bu savaşlar da ne kattık Topraklarımıza? Hangi kara parçalarını, hangi suları?
Daha neyin bedelini ödüyor, neyin hesabını yapıyoruz?
Buralar yıllar öncesinde ağır kayıplar ve bedeller vererek alınmadı mı?
Alındı….
Hem de toprak uğrunda ölen varsa vatandır diyerek avaz avaz bağırarak…
Hiçbir şey belirsiz değil, belli nedenler, belli sonuçları doğurur, belirsizlik ise doğacak sakat beyinleri kabul etmektir.

Tan vaktinde açmış
Kızıl goncalar yazılsaydı
Kızıl kanlar yerine
Ey sevgili diye başlayıp
Ateşli tümceler yazılsaydı
Ateş eden eller yerine…

DİLEK SOYSAL