Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '07

 
Kategori
Gönüllülük
 

Kimsesiz çocuklar

Kimsesiz çocuklar
 

Eğer hayatın o sert yüzünü göstermediği o şanslı insan grubunda iseniz, o televizyonlarda, gazetelerde veya etrafımızdakilerinin cümlelerinde duyduğunuz bir çok zor, acı ve sıkıntılı durumun başınıza gelmesinin imkansızlığı düşüncesi sizi o gerçeklikten uzak tutar hep. Sanki o acılar, o sıkıntılar o kadar gerçek değilmiş ve sizin başınıza gelmezmiş gibi uzak durur insana. O nedenle de yakınlaşmak istemeyiz o acıları, sıkıntıları yaşayanlara.

Kimsesiz çocuklar da bu bahsettiğim ve hayatın o sert sınavını en baştan geçirmek zorunda kalan şanssız insanlar.

Uzun zaman boyunca hep kimsesiz çocuklar yurtlarını, yuvalarını ziyaret etmek içimden geçiyor ama bir türlü cesaret edemiyordum. Yakın zamanda bu cesaretimi yendim.

Beni en çok yaralayan;

O minicik yüreklerin, siz odaya girdiğinizde size şüpheli gözlerle bakmaları, onları çağırdınızda bir saniyelik bir duraksama -ki güvensizlik gözlerinden açıkça okunmakta- ardından size anne diye koşmaları idi (uzun saçlı bir erkeğim). Bir çocuğun karşısındaki insana güvensizliğini, bir anda ve üstelik hiç bir pozitif etki olmadan, sadece sevgi ve şefkat açlığının gücü ile yenebilmek ve o insana koşup sarılması insanın yüreği dağlamaya yetiyor.

Ve, o küçücük yürek ve beyinlerin sahipleri aslında bir çoğumuzun yapamayacağı bir şeyi daha yapıyorlar; vazgeçebilmek.

Evet, vazgeçebiliyorlar. Siz orada belki iki belki dört saat bulunuyorsunuz. Ayrılırken gitme, lütfen gitme kelimeleri dudaklarından dökülüyor. Sizin ayrılacağınız gerçeğini farkettiklerinde ise bunu kabullenebiliyorlar. İşte o an diyorsunuz ki, ben bu hayatta ne yapıyorum?

 
Toplam blog
: 5
: 1251
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

İnsana; "hakkımda" şeklinde bir bölüm açılıp doldurulması istendiğinde genellikle mesleği, işi, ok..