Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '09

 
Kategori
Tarih
 

Kıpçak Türkleri

On birinci yüzyıl başlarında tarih sahnesine çıkmış Türk boyudur. Slavların "Polovtsi", Bizanslılar'in "Kuman, Koman" (Komanoi), Macarların "Kun", Almanların "Falben" dedikleri Kıpçakların etnik bakımdan Kanglı, Kimek, Yimek ve Oğuzlarla akraba oldukları kabul edilmektedir. Türklerin Orta Asya'dan Doğu Avrupa'ya yaptıkları son büyük göç dalgalarını Peçenek ve Uzlardan sonra Kuman ve Kıpçak Türkleri gerçekleştirdi. Kumanlar, Türklerin en doğuda yerleşen boylarından biri iken, zaman içinde batıya doğru kayarak 1080'Ierde Balkaş Gölü ve Talas ırmağı ile Tuna nehrinin ağzına kadar yayıldılar. Bizans’ın vaatlerine kanarak Peçenekleri ortadan kaldırdılar. Peçenekleri yendikten sonra bir kısmı Macaristan'a girdi ve Hıristiyanlığı kabul ederek onlarla karıştı. Daha doğuda ise, Rus knezleri aralarında birleşerek Kumanları ağır yenilgiye uğrattılar. Dağılıp tamamen Hıristiyanlaşmak üzere idiler ki, son büyük göç dalgasını oluşturan Kıpçaklar, Yayık ve itil ırmaklarını geçip, Doğu Avrupa'ya girdiler. Kumanlarla birleşip karışarak ve yüzyıllardan beri Türk göçlerine yol olmuş bölgelerde kalan Türkleri toplayarak kuvvetli bir devlet kurdular. Kıpçak Türklerinin gelişinden sonra Ukrayna ve doğusundaki ovalara "Dest-i Kıpçak" yani "Kıpçak Bozkırı" denildi. Daha önce bölgeye gelen Türklerle ve daha çok Kumanlarla karışan Kıpçaklar, tarihimizde genellikle" Kuman-Kıpçak" bileşik ismiyle anılırlar. Kıpçaklar 1203 yılında Kiev şehrini zaptettiler ve oradan Galiçya'ya kadar ilerleyerek Macarları Karpatlar'a doğru ittiler. Fakat 1223 'te Cengiz Han’ın orduları Doğu Avrupa'da hem Rusları, hem Kıpçakları yenerek onların hâkimiyetine son verdi. Kuman-Kıpçaklar, o devre göre nüfusları çok olmasına rağmen uzun ömürlü, dağılmayacak bir Türk devleti kuramadılar.

Bunun sebepleri şunlardır: 1) Başlarında bulunan başbuğların Büyük Türk Hakanlığı hanedanından olmayışı, 2) Hakanların baş olma mücadelesinin sürekliliği, 3) Hakanların Rus, Ukran, Macar, Bulgar, Romen, Gürcü gibi prensliklerle evlenme yoluyla karışması, iç içe girmesi, 4) En önemlisi de kısım kısım Hıristiyanlaştıkları için, dillerini daha uzun bir süre korusalar da, zamanla eriyip gitmeleridir. Devlet olarak varlıklarını koruyamamış ve din değiştirenler erimiş olsalar bile, hem bunlar, hem Müslüman kalan Kıpçaklar dil ve geleneklerini bulundukları yere kendilerinden evvel ve sonra gelen Türklerle kaynaşarak Kıpçak Türkçesini ve kültürünü yaşatmış, değerli, ilmî ve edebi eserler meydana getirmişlerdir. Kuman - Kıpçaklar, Rusların Karadeniz'e inmelerini, Balkanlar'a sarkmalarını önlemiş, geniş Kıpçak bozkırında olduğu gibi, Balkanlar'da da Kıpçak kültürünü hakim kılmışlardır. Doğu Avrupa'ya daha sonra Cengiz Han’ın kuvvetleriyle gelen Moğollar azınlıktaydı. Türkler içindeki oranları en çok yüzde yirmi beşi geçmiyordu. Bunlar da kısa zamanda Türkleştiler. Büyük Türk kütlelerini yönetmek için kurulan hanlıkların başına Cengiz soyundan bir başbuğ han oluyordu ama büyük kütle Kuman-Kıpçak olduğunu için, Kıpçak dili ve kültürü olduğu gibi devam ediyordu. Kasım Hanlığı, Kazan Hanlığı, Nogay Hanlığı, Kırım Hanlığı, Özbek Hanlığı gibi hanlıklarda asil kütle "Hazar- Kıpçak-Uz" olduğu için, hele bunlar Müslüman da olduğu için, dil birliği, din birliği korunmuştu. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kuman-Kıpçaklar Balkanlar'a, Macaristan, Lehistan ve Avusturya'ya dağılmışlardı. Buralarda kurdukları devletlerin ya da hâkimiyetlerine aldıkları devletlerin başına geçmişlerdi. Hıristiyanlaştıkları için zamanla örf ve adet değiştirmişlerdi ama bugün hala mevcut olan damgalarını, kültür izlerini bırakmışlardır. Kumanlar 1330'Iarda Romen devletinin kurulmasını sağlamış ve bu devletin başına "Basar Aba" adli Türk başbuğu geçmişti. Bugünkü Basarabya’nın ismi ondan kalmadır. 14. yüzyılda kurulan küçük Dobruca Devleti'nin kurucusu da Kıpçaklar idi. Dobruca ismi Kuman-Kıpçak başbuğu Balık’ın oğlu Dobrotiç ya da Dobriç'ten gelir. Bugün Romanya'da yaşayan. Hala ana dillerini yani Türkçeyi konuşan Gagauz'lar da Hıristiyanlaşmış Uz'lardan başkası değildir. (Gagauz = Kara Uz). 15–16. yüzyıllarda yaşayan Romen devlet adamlarının adları hep Türkçe idi: Akbaş, Akkuş, Barak, Bars, Baybars, Kazan, Ötemiş, Berkiş, Bilik, Kara, Buğa, Çolpan, Toluntay, Payandur, Tuttarkan (Tutrakan)... Vb. Bugün Balkanlar'da, Lehistan'da birçok yer adi Kuman-Kıpçak’lardan kalan hatıralardır. Kıpçakların büyük bir bölümünün Müslüman olarak varlıklarını koruduklarını söylemiştik. Bunların bir kısmı bugün Özbekler, Kırgızlar, Başkurtlar ve Nogaylarla beraberdir. Yani bugün Özbek, Kırgız, Başkurt ve Nogay ismi ile anılırlar. Devlet olarak varlıklarını yitirdikten sonra Kıpçak bozkırlarında (Dest-i Kıpçak’ta) Kıpçakların hayat şartları zorlaştı. Bir yandan kitlik, bir yandan hayvan hastalıkları salgını onları güç durumda bıraktı. Bu durumda Kıpçaklar bir Slav geleneğini benimsediler. Bu, gürbüz erkek çocuklarını para karşılığında ve asker olmaları için başka ülkelere göndermek veya vermek geleneği idi. O sırada ücretli askere en çok ihtiyacı olan Müslüman devlet Mısır’daki Eyyubiler Devleti idi. Eyyubi Devleti, Kıpçak bozkırlarından gelen Kıpçak, Oğuz, Çerkez gençlerini memnuniyetle kabul ediyor, onları özel kışlalarda eğitiyordu. Ayrıca kalabalık Kıpçak göçmen kafilelerini de kabul etti. İşte bu seklide Mısır’da sayıları gittikçe artan, para ile satın alındıkları için başlangıçta köle durumunda bulunan Türkler, kısa zamanda hakim duruma geçtiler. Orduda ve idarede önemli mevkiler aldılar. Nihayet. 1250 yılında Kıpçak Türk'ü İzzeddin Aybeg, Eyyubilerin sultanı oldu. Böylece Memluk Türk Devleti de kurulmuş oluyordu. Bundan sonra bu Türk Devleti başka bir Türk unsuru olan Osmanlılar gelinceye kadar (1517'ye kadar) hâkimiyetini devam ettirdi. Memluk Türk Devleti, Sultan Kotuz ve Sultan Baybars zamanlarında çok güçlendi ve İslam hilafeti yine eski kudretine ulaştırıldı. Moğollar Suriye'den uzaklaştırıldı. Baybars'tan sonra sultan olan Kalavun da Kıpçak idi. Kalavun, Orta Asya'daki soydaşları ile bağlarını kuvvetlendirdi. Daha sonra sultanlık, Kıpçaklarla beraber ve aynı statü içinde gelen Çerkez kölemenlerine geçti ve 1290-1382'ye kadar devam etti. Sonra yine Kıpçaklar geldi. Yavuz Sultan Selim 1517'de Mısır’ı aldığı zaman Memluk Devletinin sultani II. Tomanbay idi. Memluklar döneminde Mısır’da, yerli halk dışında umumi dil Türkçe idi. Ülkeye Türk kültürü hakimdi. Devletin adi da "Ed-Devlet'ül- Türkiye" yani "Türk devleti" olarak anılıyordu.

 
Toplam blog
: 27
: 2227
Kayıt tarihi
: 30.09.09
 
 

1948 Isparta-Senirkent doğumluyum. Teknik Öğretmenim. Uzun yıllar öğretmenlik, idarecilik yaptım. Ba..