Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '15

 
Kategori
Güncel
 

Kır bahçesi

Bu ülkenin her karış toprağı onların, insanlar her adımda onların istedikleri gibi hareket edecek , onların istedikleri gibi giyinecek, onların istedikleri gibi düşünecek. İnsanlar Türkçe düşünüp Türkçe konuşacak, hayalleri bile Türkçe olacak.

Bu ülkenin toprağı, ortak bir yaşam alanı sadece. Gökkuşağı renklerinin tamamına sahip bir ülkeyi, her ırk ve mezhepten insanın yaşadığı bu ülkeyi bu kadar sahiplenmeleri ve ülke sadece kendilerininmiş de diğerlerine burada yaşamayı lütuf ediyor havasında olmaları  nedendir acaba? Kendilerinin hakkı olduğu kadar Kürt’ün, Arab’ın, Laz’ın, Çerkez’in de ülkemdir ve başkasına zararı dokunmadığı sürece istediğim gibi yaşamak hakkımdır  kimse buna müdahil olamaz deme hakkı vardır.

Yıllardır hafızasını formatlayıp olumsuz yaşantıları silip bu ülkede ortak yaşam alanı oluşturmak için çaba gösteren her sesi kısmaya ve mümkünse yok etmeye çalıştılar. Kırdırılmayan, haksızlığa uğramayan ,aydını öldürülmeyen halk kalmadı. Cumhuriyet döneminde PKK ile mücadele amaçlı kurulan JİTEM masum sivil halka az mı zulüm etti? Çoluğuyla çocuğuyla, yaşlısıyla genciyle, ağacıyla hayvanıyla köyler acımasızca bombalanmadı mı? İnsanlar terörle mücadele adı altında köylerinden uzaklaştırılmadı mı? Toplu mezarlara kaç kişi sığdırıyorlardı ortaya çıkmadı mı? Bu kadar zulme uğrayan bir halk her şeyin üstüne sünger çekip ‘Biz bu ülkede barış istiyoruz .’diyebilme erdemini gösteriyor da eşit milletvekili sayısına sahip başka bir partinin safkan zihniyeti neden bu ülkede sadece kendileri yaşayabilirmiş ve sadece onların istekleri olacakmış gibi sarsılmaz bir inanca sahip?

Aynı  zihniyet sadece Kürt düşmanlığı mı yaptı bir düşünelim bakalım? Madımak’ta sağ kurtulan ve merdivenlerden inmeye çalışan Aziz Nesin’i tekmeleyen, ölmesi gereken asıl zındık bu deyip aşağıda linç etmek için  bekleyen gözü dönmüş canilerin içine atmaya çalışan zihniyet farklı mı? 35 can diri diri yanarken gönül rahatlığıyla izleyen zihniyet aynı değil mi? Maraş’ta ölen öğretmenlerin cenaze namazının kılınmasına karşı çıkan ve kalabalığın dağılmasını sağlayıp cenazeleri ortada bıraktıran zihniyet bir değil mi? Hrant Dink hangi zihniyetin kışkırtmasıyla öldürüldü  dersiniz?

Onların eli bu kadar kanlıyken nasıl olur da başkalarına katil diyebilirler? Bu ülkenin bir renk yelpazesi olduğunu ve her rengin parlaklığını yanındaki renk sayesinde kazandığını  kabul edip ülkenin hükümranlığından vazgeçmeleri gerek artık. Bu ülke Türkiye’den çok Anadolu’dur. Ve Anadolu toprağı yıllarca bin bir renk çiçeğe ev sahipliği yapmıştır. Her kültür kendinden sonrakine zenginliğini bırakıp gitmiştir. Bu toprakların faili meçhul veya belli cinayetlerle değil kültür beşiği özelliğiyle bilinmesi gerekir. Selahattin Eyyüpoğlu’nun deyişiyle: Hititler, Frigyalılar, Yunanlılar, Farslar, Romalılar, Bizanslılar, Moğollar da fethetmiş Anadolu’yu. Ne olmuş sonunda? Anadolu onların olmamış, onlar Anadolu’nun olmuş. Bu memleket bizim olduğu için bizim, fethettiğimiz için değil. Biz bu toprakları yoğurmuşuz, bu topraklar da bizi. Onun için en eskiden en yeniye ne varsa yurdumuzda, hepsi öz malımızdır bizim. Pagan’mışız bir zamanlar, sonra Hristiyan olmuşuz, sonra da Müslüman. Tapınaklar da bizim, kiliseler de, camiler de. Bembeyaz tiyatroları da biz doldurmuşuz, karanlık kervansarayları da. Yetmiş iki dil konuşmuşuz Türkçe’de karar kılmazdan önce. Hepsinin tadı kalmış damağımızda. Aylarımızın, günlerimizin, köylerimizin, kentlerimizin adına bakın. Ne değişik eller, ne değişik halk oyunlarında tutuşmuş, ne horonlara ne halaylara girişmişiz . Doğuyla batı sarmaş dolaş olmuş bizim  içimizde. YA O YA BU DEĞİL, HEM O HEM BUYUZ BİZ.

Bu topraklar hepimizin. Ya burda ya orda değil her karış toprağında dilediğimizce yaşamalıyız. Bu toprakların zaten ayrı ayrı renklerden oluşan kır bahçesine ihtiyacı var. Gül dahi olsa bahçenin içindeki çiçek, rengi tek ise anlamsızdır, renksizdir, sıkıcıdır o bahçe. Bize tek ses değil birçok sesin aynı anda, aynı miktarda çıktığı şarkılar söylemek yakışır. Ama yok sen illaki tek başına DAMBIRA’yı söyleyeceksen o vakit bırak ben de ‘Medet Ya Ali’yi söyleyeyim, bir başkası da Ey Reğıp’i söylesin. Unutulmasın ki her halkın  söyleyeceği bir şarkısı vardır ve unutulmasın ki bu ülkenin toprağında kimsenin kimseden fazla hakkı yoktur. Saf kanların Hz. Mevlana Celalleddin Rumi’yi özümsemeleri şart.           

‘Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirimize zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.’

(AYFER DOĞRU)

 
Toplam blog
: 8
: 121
Kayıt tarihi
: 13.02.15
 
 

Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği mezunu ..