Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '08

 
Kategori
Şiir
 

Kır(ı)langıç

Kır(ı)langıç
 

Biz senle

en uzun geceyi yaşıyorduk

ve biliyorduk ki kısalacak

ve biliyorduk ki

bize bir kapı numarası vermeyi çok gören

bu derme mahallenin

çatma sokağında

adımızın önüne sözcükler takılacak


Biz senle

bir bebeğin

uyanma anındaki çıt sesiydik

ve gecenin boynuna astığı

son sözleri bir bank filozofunun

“dünya küçük” diyordu

“ayağımı bastığım yer kadar.

Kimse taşımıyor artık yüzüğünde zehrini

Tanrıya bıraktık ölüm işlerini”


Camına yansıyan her buluta âşık olan

bir gökdelen yalnızlığıydı bu kentte maceramız

bol kitaplı bir şairin hiçbir şiirine girememiş

başı boş bir kafiye

ve tren seslerine asılı veda sözcükleri kadar

nafile...


biz senle

yüzümüzde ertelenmiş ayrılıklar taşırdık

ve cebimizde

bir kırlangıcın göç yolu haritasını.

...

Bu dizeleri yazdıktan sonra başladı gerçek yolculuğum. Cebimde yılgın bir hayatın sabahında bulduğum nerden geldiği belirsiz bir haritayla - ki sahibinin bir kırlangıç olduğuna dair güçlü kanıtlarım var.

Sıcak ülkeler vaat ediyordu, belirsiz geri dönüşler.

Kabul görmemişlere yeni sokaklar, fısıltılardan uzak bakışlar, yeni kullanılmamış yarınlar.

Aitsizlere kapılar, kapıların üstünde isim yazılabilecek ziller, çalınabilecek tokmaklar.

Tarifesiz seferler, rezervasyonsuz uçuşlar, iniş izni beklenmeyen kuleler.

Toplumdan onaysız, imzasız, evraksız, kanıtsız, tanıksız birliktelikler.

Ormanda az kullanılmış yolları seçme iradesi.

Bir çiçeğe ya da bir göle sadece güzel olduğu için tapmaya izin veren bir din yaratma özgürlüğü.

Oysa biz sürekli yüzümüzde sözcükleri yarınlara, daha sonralara ertelenmiş ayrılıklara saplanıp kaldık. Cebimizde bir kırlangıcın ikiye bölünmüş göç yolu haritasıyla...


Nilüfer Özdemir

 
Toplam blog
: 38
: 633
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Safça eski konuklarını bekleyen sahil pansiyonlarından birine kaydımı yaptırabilirim. Yine boşaltmam..