Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Kiracı

Kiracı
 

Üniversite mezunu, çalışan ve yalnız yaşayan genç bir kadındı, 7 yıldır aynı evde kiracı olarak oturuyordu. İlk yıllar sorunsuz bir şekilde oturduğu evde, son iki yıldır evsahibi ile ciddi sorunlar yaşıyordu.

Kiralık ev ararken daha hesaplı evler bulmasına karşın, işyerine yakın olması nedeniyle, biraz pahalı olmasına karşın bu evi tutmuştu. Her yıl kirasına kurallara uygun oranda zammını yapmış olmasına karşın, 5. yıl sonunda evsahibi ayrıca zam isteyince bunu kabul etmemiş ve evsahibiyle sorunlar da o zaman başlamıştı.

Evsahibinin apartmanda iki dairesi vardı. Üst kattaki dairedeki kiracı sık sık değiştiği ve her değişiklikte daha yüksek kiraladığı için iki dairenin kiraları arasında yüksek fark oluşmuştu. Bu durum evsahibini çok rahatsız ediyordu.

Evsahibi istediği zammı alamayınca kiracısının evden çıkmasını istemiş, kiracısı reddedince klasik yöntemlere başvurmuş, "oğlum gelecek, o oturacak" demiş, oysa evsahibinin hiç oğlu yokmuş. Komşularına sorunca iki kızı olduğunu ve onların da işleri nedeniyle o şehre gelmelerini olanaksız olduğunu öğrenmiş. Bu arada yaşanan yasal süreç de kiracıyı haklı çıkarmış. Kira artışlarının kurallara uygun şekilde ve düzenli yapıldığını, kiraları hiç aksatmadan ödediğini kanıtlayınca evsahibinin kiracıyı çıkarma şansı kalmamış.

Bu noktadan sonra kiracısına karşı kuraldışı savaş yöntemlerini uygulamaya başlamış. 70'li ve 80'li yılların Türk filmlerinden öğrendiği, evsahiplerinin kiracılarına uyguladığı işkence yöntemlerini uygulamış. O günlerde üst kattaki dairesi boşalınca sırf gürültü yapsınlar, alt kattakini rahatsız etsinler diye bir grup serseri görünümlü kişiyi eve bir süreliğine yerleştirmiş, tanımadığı kişilere sokakta kirasını rahatsız ettirmiş. Bu durumlar da kiracıyı yıldıramayınca, evsahibi bu kez belden aşağı vurmaya başlamış.

Çıkartamadığı kirasının oturduğu dairenin randevuevi gibi kullanıldığını sanki komşulardan farklı kişiler arıyormuş gibi polise ihbar etmiş. Bu yalan ihbarı ciddiye alan polis her geldiğinde ihbarı kanıtlayamamış. Evsahibi, bu iftiranın dedikodularını komşuları arasında yaymaya başlayınca genç kadının direnci iyice kırılmış. Eve girip çıkarken üzerindeki bakışlardan rahatsız olmaya başladığında artık yenilgiyi kabul etmekten başka çaresi kalmadığını farketmiş.

Oturduğu yerde hakkında yayılan yalan dedikoduların işyerinde de konuşulmaya başlanması bardağı taşıran son damla olmuş ve başka bir şehre atanmasını istemekten başka çaresi kalmamış.

Yeni şehrine gidip, yeni işyerinde çalışmaya başladığında başına gelenleri düşünmüş hep… Sevdiği şehirden, sevdiği işinden ayrılmasına neden olan gelişmeler çok üzmüş onu… Hep kötülerin kazanıyor olmasına çok içerlemiş ve direnmediğine pişman olmuş.

Bilgi notu: Bu öykünün yaşanmış yaşamlar ve yaşanmış olanlarla hiçbir ilgisi yoktur. Ülkemizde yaşanan makro ölçekli gelişmelere, mikro ölçekli bir örnek olması için yazılmıştır. Bu olayı makro düzeyde düşünün, son zamanlarda yaşadığımız hangi olaylara benziyor?

Ankara, 18-29 Mart 2010

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..