Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '08

 
Kategori
Emlak
 

Kiracısından Dolayı Evini Satan Danıştay Hakimi

Kiracısından Dolayı Evini Satan Danıştay Hakimi
 

Bugünlerde birçok yayın organında, yeni hazırlanan ve kiracı-ev sahibi ilişkilerini yeniden düzenleyen yasa tasarına yapılan gönderme, haber ve yorumlar var. Ve yaklaşımların neredeyse tamamı “<ı>hadi yine iyisiniz ey kiracılar” şeklinde.


Yeni yasal düzenlemenin ayrıntıları veriliyor. Bir çok yeni madde ve değişiklik söz konusu gibi görünüyor. Mesela bunlardan en fazla öne çıkarılanları; kira zamlarının yıllık enflasyon rakamlarının üzerinde olamayacağı ve ilk kiralamalarda peşin olarak alınan depozito meblağlarının da üç aylık ev kirası bedelini aşamayacağı şeklinde olanları.


Kiracıların daha fazla kollandığı yönündeki yorumları abartılı buluyorum. Zira bu yeni bir durum değil zaten. Eskiden beridir, Türk yasaları her zaman için ev sahibi karşısında kiracıyı daha fazla korumak ve kollamaktadır. Ev sahiplerinin, üç-beş kuruş gelir elde etmek adına, evini kiraya verirken, kız verir gibi ince eleyip sık dokumasının altında, hep bu neden yatar.


Ben kendim kiracı değilim. Kiracım da yok. Bir tane evim var, onda da kendim oturmaktayım. Bu nedenle başımdan geçmiş değildir bu tip olaylar. Ama çok enteresan örneklere de tabi ki şahit olmadım değil. Bunlardan en ilgincini, yazıma başlık yaptım.


Yakın akrabalarımdan bir yüksek hakim vardı. Şu anda emekliliğini yaşayan ama olayın vuku bulduğu tarihlerde halen görevde olan bir Danıştay Hakimi. Yani ülkenin en yüksek hukuk adamlarından biri.


Malumunuz Sayıştay ’ı ayrı tutarsak, Türk hukuk sisteminin, son sözü söyleme yetkisine sahip ve binlerce mahkemenin üzerindeki üç yüksek yargı organı vardır. Bunlar farklı ilgi alanlarını paylaşmış olan Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan), Yargıtay ve Danıştay ‘dır. Bir de, biraz daha farklı bir konumdaki Uyuşmazlık Mahkemesi.


İşte bu Danıştay ‘ın yüksek hakimlerinden biri olan yakınım, kiracısıyla problemler yaşamaktaydı o yıllarda. Evden çıkarmak istedi, kiracı direndi. Birtakım tatsızlıklar oldu ve en sonunda davalar açıldı. Ve bizim Danıştay Üyesi, tüm davaları kaybetti, kiracısına karşı. En sonunda “uğraşamayacağım” dedi ve güzelim evini sattı, adam kahrından.


Bu arada evini sattığında, ev tanınamayacak haldeydi. Resmen yıkmıştı evi kiracıları.


“Heyhat” dedim. Şimdi nasıl yorumlayacağız bu durumu? “<ı>Burası gerçekten bir hukuk devletiymiş, bak sıradan vatandaş, koskoca yüksek yargıca kafa tuttu, mahkemeler önünde” mi diyeceğiz? Yoksa, “<ı>kiracıya ev vermek mi Allah muhafaza kardeşim. Gelmesin oradan gelecek üç-beş kuruş, ağrımadık başımı mı ağrıtacağım” mı?


Galiba en doğrusu “<ı>malın mı var, derdin var” kardeşim deyip, bir züğürt cigarasından, başka bir züğürt tesellisi aramak olacak. Hey gidi ve canına yandığımın yalan dünyası be...Alsan olmaz, satsan olmaz. Doluya koysan almaz, boşa koysan dolmaz.




@Geçen sene bugün “Milliyetçilik”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=23146


@Geçen sene bugün “Alaturka”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=23166

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..