Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

Kırgın hafıza

Kırgın hafıza
 

Bizi biz yapan değerler vardır. İnançların üstüne inşa edilir. Bazen değişir başkaldırır her şeye ya da başkalaştırır her şeyi değerler...
Yılların içimizde ördüğü tuğlalar oluverirler. İyi, kötü, acı ya da mutluluğa dair ne varsa yapıyı oluşturur. Mimarı bazen biz oluruz, eser çıkartırız ortaya. Bazen de bizden önceki yaşanmışlıklar, genler kabayı yapmışlardır.
Enkaz devralırız. Yıkılamayan inşaatı evire çevire değiştirmekle geçer ömür.
Başarmak güç olur...
Bir yol seçeriz ve binanın işlevini belirleriz kabasıyla ya da üstüne bizim koyduğumuz tuğlalarla.

Tıpkı küçük Aristocles gibi...
Henüz 13 yaşındayken trajik bir şekilde kaybettiği annesinin yokluğu, Aristocles’ı devraldığı enkazla İstanbul’a kadar sürükler...

Aristocles, 25.03.1886 yılında Yunanistan’ın küçük bir kasabası olan Vassilikon’da dünyaya geldi. Annesi Eleni, babası Mathew.
Babası kasabanın tek dokturu. Annesi ve babası Aristocles’in dönemin salgın hastalıklarına yakalanmamasına ısrarla dikkat ederken; Aristocles, 11 yaşında tifoya yakalanır. (kirli sulardan veya çevreden bulaşan ateşli ve tehlikeli bir bağırsak hastalığı)

Babası Mathew ona ilaçlar bulur, durumu ağırlaşan, ölmek üzereyken oğlunu tedavi eder, iyileştirir. 1 seneden daha fazla sürer tedavi.

Ama dikkat edilmesi gereken önemli bir şey vardır.

Doktor babası, annesine sıkı sıkı tembihler. ‘Kesinlikle un, mayalı olan ne varsa verilmeyecek yasak’ diye. Hayatına maal olacak kadar tehlikelidir.
Aradan geçen 2 senenin ardından anne Eleni bir gün evde kek pişirir. Oğluna verir.
Korkulan olur ve Aristoclas bu kez bir önceki hastalığından da kötü duruma gelir.
Telaşla eve gelen babası, anne Eleni’nin oğluna sadece bir parça kek verdiğini söyleyince, Dr.Mathew artık oğlunun yaşamayacağını, öleceğini söyler.
Anne Eleni yıkılır. Saatlerce ağlar. Kalbi kırılır, parçalanır, yerinden çıkacak gibi göğsünü acıtır. Oğlunu kendi elleriyle ölüme gönderdiğini sandığı, saatler süren ağlamanın devam ettiği anlarda Eleni’nin kalbi üzüntüye daha fazla dayanamaz, aniden duruverir.
Acıdan duran kalbiyle, hayatı trajik bir şekilde son bulur. Oğlunun ölümüne dayanmak istemez..

Birkaç gün sonra mucizevi bir şekilde iyileşen Aristoclas ise annesinin ölümüne sebep olmaktan büyük üzüntü duyar. Henüz 13 yaşındadır.
Yıllar sonra üzüntüsünü dindirebilmenin yolunu kendini inançlarına adamakta bulur.
Annesini kendisi yüzünden kaybettiği duygusu içinden hiç gitmez. Suçluluk duygusuyla geçer günleri. Bu duygu onu sert duruşu olan bir Patrik olarak hafızalara kazır. Ama O, içindeki çaresiz çocuğuyla geçirir yıllarını. Aristocles’in duvarları, acıdan örülmüş inşaatı içinde dondurur. Sonra 86 yaşında veda eder hayatına evinden uzakta.

Trajik hikaye, 1949-1973 yılları arasında Fener Rum Patrikhanesi’nde, Patriklik yapan Athenagoras’a ait. Athenagoras, patrik olduktan sonra aldığı isim.

ABD Başkanı Harry Truman’ın özel uçağıyla New York’dan 1949’un Kasım başıydı Türkiye’ye gelişi... Amerika, Yunanistan ve Türkiye’nin üzerinde anlaştığı bir isimdi.
Athenagoras, kritik zamanların patriği oldu. Bazı gurupların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve İstanbul’a dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.
6-7 Eylül (1955) olaylarında, tahrip edilen alanlardan yaralanmadan canını kurtardı. 7 Eylül sabahına kadar süren olaylarda, Patrikhane de ağır hasar görünce, gerilim Türkiye ile Patrikhane ilişkilerine de yansıdı...

1054 yılında Roma Katolik Kilisesi ile kopan ilişkileri 1964 yılında Kudüs’te attığı adımla Papa Paul VI ile beraber düzeltti. Rus kilisesinin Fener Rum Patrikhanesi üzerinde egemenlik kurma çabaları ve kritik hangi konu varsa Athenagoras dönemine denk gelir. Kiliseler arasındaki ayrılığa son verilir.
Bütün hristiyan ailemini birleştirmektir Athenagoras’ın amacı...
Kimileri sözü özü bir Patrik Athenagoras’ı çok severken, kimileri rahatsız olur. CIA ajanlığından, gizli müslüman olmasına kadar hakkında bir çok iddia ortaya atılır. Ama her şeye rağmen kilise düzenine, hayallerinin tamamını ekleyemese de bir çok yenilik getirir...

Athenagoras, içinde koparıp atamadığı ayrılık duygusunun zıttını kendine
vizyon edinir. Her şeyi birleştirerek ayrılığa son verme hissidir bilinç altındaki dünya...
Çünkü Onu Athenagoras yapan başka bir bilgi vardır. Kimseye anlatamadığı, trajik, sadece ailesinin bildiği bir geçmişi de getirir beraberinde.

En yakın arkadaşlarımdan biri Atina’da yaşıyor. Athenagoras’ın kanından. Hem de yakın derecede. İstanbul’a geldiğinde beraber Fener Rum Patrikhanesi’ne gittik. Athenagoras’ın torunu olduğunu duydukları andan itibaren belki de çok az kişiye sadece aralanan kapılar ardına kadar açıldı bize...
Athenagoras’ın genetiği, bir parçası onun yaşadığı yerdeydi. Dua ettiği yerlere, çalıştığı odaya dokundu.
Aristocles’in üst üste dizdiği tuğlalarla inşa ettiği Athenagoras’ın yaşanmışlığı var Patrikhane’nin her duvarında... Patrikhane salonundaki büyük resminden bakan gözleri minnettar aynı zamanda da hikayesini anlatmak ister gibi yarım...

6 Temmuz 1972 günü patrikhane merdivenlerinden düşerek kalça kemiğini kırdı, Athenagoras. Hastaneye yatırıldığının ertesi günü böbrek yetmezliğinden 86 yaşında hayatını kaybetti.
Cenaze için Atina’dan gelen ailesi, Athenagoras’ı yaratan Aristocles’in doğduğu Vassilikon’daki evi hala olduğu gibi koruyor...

 
Toplam blog
: 26
: 732
Kayıt tarihi
: 24.05.10
 
 

Habertürk tv`de başlayan muhabirlik günlerinden sonra ekranların bilinen yüzü olarak NTV, Star, Kana..