Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '07

 
Kategori
Dostluk
 

Kırık Kelimeler Tamircisi

Kırık Kelimeler Tamircisi
 


Sen ellerinle dokunuyorsun hayata. Ellerinde kelimelerin karası, kelimelerin ağrısı sızısı, onarılmaz yarası...

Senin ellerin kelimelerle dolu. Kırık dökük, eskimiş, örselenmiş bir sürü kelime taşıyor avuçlarından. Kırık kelimeler tamircisisin sen. Kullanım süresi dolmuş kelimeler yeniden hayat buluyor senin ellerinde. Eskimiş, bir kenara atılmış, yanlış kullanılmış kelimeler yeni öykülerin yeni kahramanları oluyor.

Her insanın bir öyküsü vardır ya kendine dair. Ve her bir öykü bir diğerinin ilişiğindedir. Sen mavi öykülerin efendisisin. Kendinden başlıyorsun önce yazmaya. Sonra kendi öykünden diğerlerine geçiyorsun. Başka öykülerin kahramanı oluyorsun bir anda. Başka öykülerse senin hayranın. Sen kelimelerinle dokunuyorsun hayata. Senin kelimelerin yüreklere sesinden önce ulaşıyor. Her seferinde yine bir öykü, yeni bir öykü, yeniden, senin ellerinden hayata başlıyor.

İşte bizimki de senin elinden çıkma, sıcacık bir öykü tadında başladı. Kokusu yakın tarihe sinmiş birkaç satırlık bir başlangıç. Dumanı üzerinde tütüyordu ve kocaman bir dilim sunulmuştu önüme. Hayır demedim.

Şimdi sen satırlarını üç haneli rakamlarla tescil ettirirken ben seni kaçıncı da yakaladığımı düşünüyorum mesela. Kaçıncı yazından tutunup da dahil olduğumu hayatına. Rakamlarla aram iyi olmadı hiçbir zaman. Ama bildiğim davetsiz bir misafir gibi yer edindiğim öykülerinde kırk yıllık bir dost gibi hiç yabancılık çekmedim.

Resmiyetin baş köşelerde ağırlandığı masalardan yer sofralarına geçişimiz uzun sürmedi. “Sen” demek yeterli oldu bizim için. “Siz” demenin sözde kalan saygısına gerek duymadık. “Biz” olduk kısaca. Aynı dili konuşuyorduk sonuçta. Benzer yerlerde susup, yakın öykülerde buluştuk Biz seninle sırası geçmiş bir tanışma öyküsünün içinde, birbirini geç bulmuş asıl kahramanlar olarak yer bulduk.

Şimdilerde o kocaman yüreğinle biriktirdiğin öykülerin en büyük takipçilerinden biriyim ben de. O kocaman yürekle bizzat tanışma şerefine erişmiş şansli bir isim. İki satırlık başlangıçların sonrasında satırlara sığmadığı bir örnektir bu yazmaya çalıştığım. Ama benim kelimelerimin sesi bu kadar çıkıyor işte. Daha fazla bağırsam, daha sesli yazmaya çalışsam kırılmalarından korkar içim. O yüzden kalemi bırakıp gerçekten yakışan ellere, susmam lazım.

Son olarak; benim hayat öykümde bir yer buldun kendine. Hem de baş köşelerde, dar vakitlerde geniş zamanlar edindin. Konukluğunu sevdim.

Ne iyi ettin de geldin.
Hoş geldin.




*Resmini koymadım. Sen kendini biliyorsun zaten :))
**Resim: Salvador Dali
***Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..