- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 2610
Kırılgan bir yürek...

Bunu hiç hesaba katmadım...Onun yüreğinin bu kadar çabuk kırılacak denli narin olduğunu... Sandım ki; kalbimin içini görür, sandım ki; bilir onu hiç bir zaman incitmeyeceğimi hatta bunun aklımdan bile geçmeyeceğini...Oysa hiç aklıma gelmeyen bir şey vardı...Zamanın onun kalbi üzerinde açtığı yaralar...O kalbin, incecik narin bir porselen gibi hassaslaştığı ve minik bir darbeyle kırılıp dağılacağı...
Bazı insanlar böyledirler. Katı bir kabuk altında, özenle korudukları, incitilmesinden deli gibi korktukları narin bir kalp taşırlar. Bu yüzden kendilerini çekerler, bu yüzdendir tek başınalıkları. Kalabalıklar arasında o narin porselenle dolaşmak kolay değildir çünkü. Bilirler bunu...
Ne kolaydır insanları incitmek ve ne kadar zordur o incinmiş yürekleri tamir etmeye çalışmak. Sen o katı kabuğa aldanır ve herşeyin ona çarpıp geçtiğini sanırsın. Oysa çarpıp düşenler içerdeki o kırılgan hassas kalp üzerinde çatlaklar oluşturur dışardan görmezsin.
Şimdi, istemeden, bir kalpte çatlaklar açmış olmanın kederindeyim. O kalbin üzerindeki küçük çatlaklara parmaklarımla dokunup hepsini mucize gibi iyileştirmek istiyorum. Oysa o kalbini alıp kulesine kapandı. Kırgın gözlerle bakmıyor bana, kırgın sözler de söylemiyor. İncecik bir buğu gibi süzülüyor havada o incinmiş yüreğinin hayaleti...Derin derin soluyup o incinmişlikleri içime çekiyorum, içim sızlıyor...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Senin gibi bir dostu olduğu için sevinmeli dostun, Kalp bu işte... hep el üstünde durmak istiyor. Hele çok yara varsa üzerinde, hiç hesapta olmayan birkaç kelime koca kayalar gibi geliyor yüreğine. Bizde zaman zaman kulelerimize saklanmak için bahaneler bulmazmıyız. Belkide öyle bir şeydir.
Alpargon 07.12.2006 16:39- Cevap :
- Sevgili Alpargon, Dostluk budur belki de...Ona gösterdiğin özen, hep el üstünde tutmak...Ama bazen hiç ama hiç istemeden o yüreği incitebiliyoruz...Sevgiler... 07.12.2006 17:46
''olmuş ve ölmüş'e çare yok'' derler ya, bekle biraz bakalım. Farkına varman güzel, özür dilemen yerinde. Sızılar, üzüntüler, incinmişlikler oluyor istemeden. Bazen üzüyor, bazen de üzülüyoruz. Senin üzülmene neden olan, arkadaşının sessiz kalması ve kırgınlığa dair herhangi bir atıfta bulunmaması sanırım. İyi dostluklar böyle olur sen de bilirsin. Üzülmemeye çalış, zamanla geçecektir içindeki sızı. Sevgiler.
Tuğba 02.12.2006 22:11- Cevap :
- Sevgili Tuğba, Birini kırmış ya da incitmiş olmak, hem de bunu istemeden yapmış olmak, belki kırılmaktan daha üzücü...Çünkü öyle zor ki incinmiş bir yüreği eski haline getirmeye çalışmak...Evet o benim dostum ve hep öyle kalacak...sevgiler... 02.12.2006 22:24
Kırılgan bir çocuğum ben / Yüreğim cam kırığı / Bütün duygulardan önce / Öğrendim ayrılığı / Saldırgan diyorlar bana / Oysa kırılganım ben / Göz yaşlarım mücevher / Saklıyorum herkesten / Ürküyorlar gözümdeki ateşten / Ürküyorlar dilimdeki zehirden / Ürküyorlar o dur durak bilmeyen / gözü kara cesaretimden / Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum, / Bir yanı çılgın dağ doruğu. / Oysa böyle yapmasam ben / Nasıl korurum içimdeki çocuğu? / Bir yanım çılgın nar ağacı / Bir yanım buz sarayı. Murathan Mungan... Sevgiyle...
Barış 02.12.2006 19:11- Cevap :
- Sevgili Barışcığım, Çok teşekkürler...Bu güzel dizeler üzerine ne diyebilir ki insan...Sevgiler... 02.12.2006 22:43
''Dokunma kalbime,zira çok incedir,kırılır.....O bir mabede benzer,orda hıçkırılır!..'' İstersen,''Arabulucu'' olurum da..
Muzaffer Cellek 01.12.2006 20:35- Cevap :
- Sevgili Muzaffer Bey, Yine yazdıklarıma yıldızlar serpiştirdiniz...Çok teşekkür ederim bu harika dizeler için...Sevgiler... 02.12.2006 0:05