Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

CENGİZ ÇETİK Yazar Şair

http://blog.milliyet.com.tr/cengizcetik

05 Nisan '08

 
Kategori
Deneme
 

Kırın beyninizdeki kapalı düşünce kapılarını

Beyninizdeki kapalı kapıları kırın, kırın da dengeli kırın. Kırılmayacak kapıları kırıp da dengenizi kaybetmeyin sonra.

Düşünün özgürce; bugününüzü ve yarınınızı. Kendinizi hapsetmeyin bir karış düşünce dünyasına. Düşünen insanlar; iyiyi ve kötüyü fark eder. Yanlışınız da uyanmazsanız; uyandığınızda ağlamaya, sızlanmaya hakkınız olmaz.

Bizler insanız; doğar, büyür ve ölürüz. Bazen ot gibi gelir, harcanır gideriz. Bazen de arı gibi gelir, çalışır üretiriz. Haksızlıkta hakkımızı ararız.kimisi de aramaz. düşünce kölesi gibi bağımlı yaşar; toplumun bir bireyi olma bilincini içinde taşımadan...

Kimimiz düşünme yoksunuyuz. Önümüzü göremeyiz. Biri elimizden tutsa da bizi götürse karşıya deriz. Elimizi tutana dört elle sarılırız. Elimizi tutanın iyi niyetli mi, kötü niyetli mi olduğunu düşünmeden yürürüz. Bazen yürürken bir çukura atıverirler. Çırpınır dururuz; “kurtarın, çıkarın buradan”, diye.

Hayat aslında bir oyundur. Herkes kendi oyununu oynar. Bazen başrol oynar, kendi oyununda. Bazen de başrolü başkalarına verir, peşinde dolaşır, mutluluk çıkarmaya çalışarak. İşte hayat budur.

Biz insanız. Neden düşünmekten korkarız? Neden başkalarına bağımlı düşünmekten kurtulamayız? Senin düşüncen var, onun düşüncesi var da neden benim düşüncem yok. Bunu sorgulamıyoruz beynimizde. Çünkü, çoğumuz kapatmışız başkalarına; düşünce kapılarını beynimizde. Sonra da ne oldu diye, artçı şoklar yaşıyoruz hayatta.

Her ekonomik sıkıntıda sığınacak bir liman ararız. Bir liman gördüğümüzde dost sanır yanlarına gideriz. Onlarsa bize iş vereceğine, akıl gösterir çoğu zaman; kendi akıllarına bakmadan. “İş var mı?”, deriz. “Sen getir, biz verelim” der, başından gönderir seni. Sen, yine çıkarsın elleri boş ceplerinde dışarıya. Kötü gününde sırtını dönen insanları iyi niyetle düşünmeye çalışırsın. Ama o, senin iyiliğini düşünerek mi, yoksa başından savmak için mi konuşur bilemezsin çoğu zaman.

Hayat derslerle doludur. Bizler, hayat içinde dersler alarak pişiyoruz. Mevlana’nın bir sözü ne kadar doğrudur bu konuda; “ Hamdım. Piştim. Yandım.”
Kendi adıma söylüyorum; bu yıl yanmaya başladım; hem de beynimin kapalı düşünme kapılarını kırarak, yakarak…

Bütün gerçek düşünceler çıplaktır. Giydirirseniz, süslerseniz değişik şekle sokarak; sonra bulamazsınız düşünseniz de aslı nasıldır. Sisli düşüncelerse kalleş olur. Arı, temiz sular gibi düşünüp, almalıyız hakkımız olanı. Herkes hak ettiğini alırmış. Ben de demek ki yaşadıklarımı hak ediyorum. Ama yine de haksızlığa uğradığımda “sen bunu hak etmiyorsun”, diye sorgulamaktan kendimi alamıyorum. Düşünme kimyam değişiyor, her yanlış gördüklerim karşısında.

Her kırılan kapalı düşünme kapıları ardından, kendimi huzurlu hissediyorum. Çünkü madden olmasa da manen ayaktayım. Düşünme hakkımı kimseye ipotek ettirmedim, ettirmeyeceğim de. Yaşama dayanağımdır, hayat bağımdır; düşünme gücüm. Sizin de öyledir kuşkusuz.

Bugün kırdım, yıllarca kendimi hapsettiğim düşüncelerden.
Kimseyi kırmadım, kendimi kırdığım kadar. Kimseyi üzmedim kendimi üzdüğüm kadar. Bugün yeni bir gün çizdim hayat merdiveni yolunda.
Kalpleri kırmadan, yürekleri ezmeden; kıralım beynimizdeki kapalı kapıları. Kıralım kendimizi bağladığımız zincirleri. Daha güzel bir hayat için umutla bakalım yarına. Yarın bizim, bizim olsun hiç olmazsa bugün düşüncelerimizde…

Cengiz ÇETİK

Not: Bir yıl önce Antalya- Finike yerel bir gazeteye "Bakış Açısı" köşemde Cengiz Seçgin Çetik adıyla yazdığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunu daha önce başka bir siteye eklemiştim. Bn çok okunan yazı arasında yer aldı. Bir çok form sitesine de eklemişler. Ben okunmasından mutluluk duydum. sevgi ve saygılarımla.

 
Toplam blog
: 119
: 455
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

2017 Aralık ayında ilk romanım "POKENTRANLI GÖKMEN" okuyucusuyla buluşmuştur. Deneme- şiirler- öy..