Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '18

 
Kategori
Anılar
 

Kırk Dört Yıl Öncesi Yaşadıklarım. (15 Temmuz 1974)

Kırk Dört Yıl Öncesi Yaşadıklarım. (15 Temmuz 1974)
 

Ne ümitlerle, ÖĞRETMEN olup gelmiştik İstanbul'dan... Ama, HATIR GÖNÜL İŞLERİ HEP VARDI, HALA DAHA DA VARDIR,  BU ADADA...

Epeyce, boşlukta yaşar gibi yaşadık . Geçici öğretmenlik yapmıştı eşim. Ben,  İngilizce öğretmeni idim, özel dersler veriyordum, 1972 yılında,  MERKEZ RUM VETERİNER DAİRESİNDE,  Birleşmiş MİLLETLERİN,  F. A. O  ya bağlı, ekinokok  bölümünde, İngilizce, günlük raporlar hazırlamak üzere,  bir işe yerleştik, evimizi de kurduk, ARADAN BİR YIL GEÇTİ, gayet rahat korkusuz çalışıyorduk. Canımız avcumuzda mı idi? BİLEMEM...

Bizim gibi, genç arkadaşlar da vardı. yaklaşık 13, 14 kişi idik.TÜRKLER, Türk KÖYLERİNE,  RUM kızlar da, RUM KÖYLERİNE GİDİP, Ekinokok hastalığı ile ilgili araştırmalar yapıyordu. Neyse işlerin detayına girmeyelim.

Hiç görmediğim TÜRK KÖYLERİNİ GÖRMÜŞTÜM O ZAMANLAR. NE güzel kültürler vardı o köylerde... İki yıl, sekiz ay çalıştık,  F. A. O da,  hiç bir zaman da, yatırılan sosyal sigorta paramızı, geri alamadık.

GELELİM 15  Temmuz SABAHINA, her zamanki gibi ,eşim margo çiftliğinde...

(ARTIFICIAL insemination bölümünde idi o da RUM ARKADAŞLARIYLA İŞ BAŞI YAPMIŞTI.) Ben arkadaşlarla  TÜRK köylerinde.

Öğleye yakın, yollarda, bir kargaşa başladı. Yollar, ASKER OLMAYAN, ama başlarında, miğferler, hiç görmediğimiz silahlarla donanımlı, havaya rastgele silah ateşleyen insanlarla dolu idi. Bir ara şöför arkadaşımız, LURİCİNALİ SEVAL, bizi Luricina'ya götürmek istedi. Mümkün olmadı, önümüz kesildi, ATALASA'DA çalıştığımızı öğrenince, bizi o tarafa yönlendirdiler. HOPARLÖRLER, (MAKARİOS NEGRO) Makarios'un öldüğünü ilan ediyordu.

Bu ARADA, EŞİMİ Rum İŞ arkadaşları korumuş, Makarios, öldü diye ağlayarak, mecburen ATALASA MERKEZE , getirmişler. Rum arkadaşları çok üzüntülü imiş. Nedeni de MAKARİOS'CU İDİLER.

KORKU, DİZ BOYU, GÜNEY,  O GÜN, ANLATILAMIYACAK BİR, ATEŞ ÇEMBERİ İDİ. BİZZZ, ÜÇ BEŞ KİŞİ , NASIL İDİK???  ANLATILMAZ YAŞANILIR. 

ATALASA MERKEZE geldik, küçük bir odaya TÜRK'LER KONULDUK. Eşim de orada idi. ' Siz niye tarlalardan LURİCİNA'YA KAÇMADINIZ ' diye sordu? Herkesin evde bekleyeni, benim de on aylık oğlum vardı.  

ÇOOK ÖZET bu anlattıklarım...

Arabalarımız ,daire bahçesinde, biz bir odacıkta kapalı, nasıl kaçabiliriz?  

Odanın kapısı apansız açıldı; 

'SAAT DÖRT GİBİ, SİZLERİ SERBEST BIRAKACAĞIZ' dedi, daire müdürü POLİDORU VE EKLEDİ:   'KORKMAYIN, SİZİNLE İŞİMİZ DAHA SONRA'...

DEDİĞİ DE OLDU, SERBEST BIRAKILDIK, O NASIL BIR KAÇIŞ İDİ ALLAH'IM?

Eğer o gün, dörtten sonra bırakılmasaydık ,herhalde bu gün, 44 yıllık, belki de mezarları, arananlardan olurduk.

TÜRK TARAFINA GEÇERKEN, ATEŞ ÇEMBERİNİN İÇİNDEN, YOKLANARAK GEÇTİK. HATTA BİR YERDE, TÜRK OLDUĞUMUZ İÇİN, HALA NEDENİ EŞİMLE AKLIMIZDA SORU İŞARETİ, BİZDEN ÖZÜR DİLEDİLER.

BEN, BU SATIRLARI YAZARKEN, SAKIN ANLAŞMA İSTEMİYORUM, ZANNETMEYİN.

ÖNÜMÜZÜ GÖREBİLMEMİZ İÇİN, KALICI, İKİ BÖLGELİ , FEDERAL BİR  ÇÖZÜM  ŞART. 

 

 ADADAN SEVGİLER SELAMLAR,

YAZ, YAZ BİTMEZ BU ANILAR,

UMUDUM BİR KIRK DÖRT YIL DAHA ,

MASADA KONUŞMASINLAR.( G. AKSAN)

 

 

 
Toplam blog
: 172
: 228
Kayıt tarihi
: 24.07.11
 
 

1969 İstanbul Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü mezunuyum. 25 yıl İngilizce öğretmenliği ve bölüm..