Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kırk sayısı ve kırklı yaşlar

Kırk sayısı ve kırklı yaşlar
 

Dünyada yaşayan toplumların ve toplumları meydana getiren insanların sosyal yaşamlarına sayılamayacak derecede çok sayısal kavramlar ve bunların meydana getirdiği sonuçlar mevcuttur. Gerek dinsel, gerek sosyal sonuçları olduğuna inanılan bu rakamlar, insan yaşamında her zaman sorunlar yaratmıştır. Kimileri bu rakamları kullanmaktan kaçmış, kimileri bu rakamları kendilerince faydalı sonuçlar olduğuna inanmışlardır.

Toplumların devam süreçlerinde bazı rakamların büyük bir önemi bulunmaktadır. 3, 7, 13, 26, 40… gibi birçok sayının gizem, kehanet ve mutluluğu, kimi zamanda mutsuzluğu toplumları derinden etkilemiş, yaşamlarını idame etmeleri üzerinde etkin rol oynamıştır.

Kültürümüzde de bizleri etkisi altına alan, yaşantısını yönlendiren, en azından gelenek ve göreneklerden kaynaklanan 40 sayısı, sebep, sonuç ve hikmetleri açısından, çoğu kez günlük yaşantımızı etkisine alarak, ona göre şekillendirmiştir.

İşte 40 sayısının anlamlaştığı, anlamlaştırıldığı,  hayatımızda kullanıldığı alanlardan bir kaçı.

Yeni doğan bebeklerin 40’ı çıkmadan dışarıya çıkarılmaz.(Eskiden daha çoktu)

40 katır mı, 40 satır mı? ( Aşağısı, yukarısı olmaz/olamaz yani!)

Kimi zaman, “amannn kırk yılda bir yapıyoruz!” deriz.( Sanki başka hiçbir yıl da yapmıyoruz ya!)

40’ından sonra azanı, teneşir tahtası temizler.(Ölüm hatırlatılır, gözdağı verilir. Sanki başka yaşlarda azılmazmış gibi…)

40’ından sonra, saza başlayan kıyamette çalarmış.(Vay be! Demek ki sanatçıya her yerde ihtiyaç var mış, mış??? )

Buna benzer daha birçok söz, atasözü ve halk arasında söylenen ilginç 40’lı söylemler vardır. En çok da kırklı yaşlarla ilgili olanlar, daha çok ilgi çekmiştir. Doğrusunu isterseniz; 40’lı yaşları geçmiş biri olarak,  40 sayısı benim de çok ilgimi çekmiştir.

Bazen düşünüyorum da; “ bu yaşlar kendimizi yeniden bulduğumuz yaşlar mı, yoksa hayatımızın en azgın, bitik, yitik olan yılları mı?

Aslında 40’lı yaşların bu dönüm noktası, farklılıkların yaşandığı, olaylara ve olanlara faklı bakış açılarının olduğu bir dönüm noktasıdır.

Çocukça hareketlerin olmadığı, çocuklara yapılması gerekenlerin söylendiği, rollerimizin birçoğunu oynamayı bıraktığımız;  model olduğumuz, örnek teşkil ettiğimiz, kişiliğin kemale erdiği yaşlardır. Kendimizi farklı gördüğümüz, yapılanlardan nedametler duyduğumuz, tatlı bir anı olarak yapılanları hatırladığımız, sonraki nesillere bir şeyler anlatılma fırsatlarının yakalandığı yaşlardır.

Kırklı yaşlarda insan daha farklı görür, daha farklı düşünür, daha farklı uygulamalar yapar, sebep-sonuç ilişkilerinde, daha olumlu ve anlamlı yaklaşımlar sergiler.

Uzmanların ve doktorların söylediklerine göre; depresyon açısından en riskli yaşlar, sitemlerin, kırılganlıkların, mutlulukların, keyifli yaşamların olduğu yaşlar,  40 ve sorasındaki yaşlar. Dünyada yaşayan insanların kırklı yaşlarda depresyona girme olasılığının yüksek olmasının sebebinin, hayata geçirilemeyen hayaller ve yaşanılan hayal kırıklıkları sonucunda, farklı bir yaşam sürmelerine sebep olmuşlardır.

Doğrudur, belki yaşlılıkta daha çok görülüyor olabilir; ama 40’ın altındakilerde de yaşanmayacağının garantisini kim verebilir? Olmadığını, olmayacağını kim söyleyebilir?

Her yaşta hayal kırıklıkları olabilir; demek ki 40’ından sonra kendisini ulu orta göstermektedir. Sağlık, bedensel yetersizlik, yalnızlık, terkedilmiştik, yeme, içme, giyme,  barınma gibi sebeplerin tetiklediğini düşündüğümüzde; 40’ından sonra bu tür sıkıntıların yaşanması doğal bir hal alabiliyor. Hele bir de inanç, iman ve itikat yönünden zayıfsa, daha çok olabiliyor, tıpkı Avrupa yaşam tarzında olduğu, göründüğü gibi…

Avrupa’daki yaşlıların durumlarını görünce; (yalnız yaşamaları ya da huzurevlerinde kalmaları) yaşanmış hayal kırıklıklarının yerine koyacağı umutlarının ve hedeflerinin tüketilmesiyle ortaya çıktığını göreceksiniz. Sonuçta, stres, depresyon, bitmişlik, değersiz hale düşmek, intihar…

 

Kerim BAYDAK        

kbaydak61-artan@hotmail.com

.

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..