- Kategori
- Edebiyat
Kirli dil
Yeryüzündeki en güzel dillerden birine iyeyiz. Sözcüklerin yazıldığı gibi okunduğu, yazımı basit, "O harfin sonuna bu harf gelirse okunuşu değişir mi?" karmaşasının olmadığı bir dil... Düzgün kullanıldığı zaman anlaması ve anlatması zevk veren bir dildir dilimiz...
Türkçe, zamanla içine eklediği yabancı sözcüklerle Öztürkçecilere biraz kalabalık görünür. Ve Öztürkçeciler bunun için savaş verirler. Dilini korumanın yanı sıra, diline daha önce giren "kelimelere" karşı sözcükler türetir, eski kaynakları inceleyip unutulmuş sözcükleri açığa çıkartır.
Öztürkçeci bunun için savaş verirken, karşısındakiler ise zaten yeteri kadar sözcük bulunan dilimize inatla yabancı sözcükleri dayatırlar. Hospital, cafe, restaurant, bar, market, fast food, club gibi yerlerimiz var artık...
Milk shakeler içip, apple pieler yer olduk. King boy coca colalarımız var.
Kimi zaman "Acaba bu durumu yalnızca ben mi garipsiyorum?" diye düşünüyorum. Bu konuları çevremle paylaştığımda yalnız olmadığımı görmek beni sevindiriyor.
Fakat, İngiliz diline özenen, bu dili inatla dilimize dayatmağa çalışan kişilerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla... Onlar böyle konuşmayı, farklı olmak ve bilgili görünmek adına yapıyorlar ama farkında olmadan dilimizi kirletiyorlar.
Türkçe, bu durumu ile çok güzel bir dil... İçinde hospital olmadan da güzel, fast food olmadan da....