Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '09

 
Kategori
Kitap
 

Kırmızı Pazartesi / Gabriel Garcia Marquez

Kırmızı Pazartesi / Gabriel Garcia Marquez
 

Resim alıntıdır


Yıllar önce bir yerlerde "Dünyanın en çok okunan kitabı" diye methini okuyunca, merak edip almıştım. Tarihini tam hatırlamıyorum, sanırım Susanna Tamarro'nun "Yüreğinin Götürdüğü Yere Git" romanının hit olduğu dönemlerdi. Hatta ilk gördüğümde "aaa, bu kitap mıymış," demiştim.

Mısırlı Ramses'in 5 ciltlik serisini bir çırpıda okuyunca ve roman olarak  daha kalınca bir kitap hayal ettiğim için, incecik kitap, diye küçümsemiştim. Yine de böyle bir apoleti taşıyan, 1982 Nobel Ödüllü   roman okunmalıydı...

Konusu cinayet, kan, töre, namus  ve kesme -biçme eylemleri sürekli olarak tekrarlanınca içim bunalmıştı ve sonunu getirdim mi hatırlamıyorum bile.

Geçenlerde kitabı tekrar aldım elime. Bir şans daha vereyim, ne anlatıyordu acaba, sakin kafayla, daha doğrusu bugünki aklımla seveyim, anlayayım dedim. Sabah oturdum başına öğleye kadar bitti. Ne sıkıldım, ne içim kalktı? Üstelik içim acıdı okurken, en çok da Santiago'nun annesine. Ne trajik bir durum, oğlunun kapının arkasında olduğunu bilse, kilitler miydi dış kapıyı? Töreler gereği cinayeti işlemek zorunda kalan ikiz kardeşlerin bile çıkış yolu aramak için verdiği uğraşlar hüzünlüydü.

Yine insanların ne kadar duyarsız, törelerin ne kadar anlamsız ve intikam duygusuyla hareket edenlerin ne kadar akılsız olduğunu düşündüm. Roman, içine çekti götürdü beni. Efsaneleri andıran konu seçimi ve anlatımıyla tanıdığımız Kolombiyalı Yazar  Gabriel Garcia Marguez, çocukluğunda şahit olduğu bu gerçek yaşam öyküsüyle; yoksulluğun, geri kalmışlığın ve din, dil, ırk bakımından içiçe girmiş yaşamların resmini çiziyor bu romanında da. Namus, erdem gibi vazgeçilmez tabuların, ahlak kurallarının ve kadının toplumdaki yerinin ayrıntıları da mevcut.

Kahramanlar ve olaylar iyi kurgulanmış. İlk cümle ile bir heyecanlı serüvene başlıyor okuyan ve sonucu bildiği halde bir an önce bitirmek istiyor romanı. Göz göre göre geliyor ölüm, Santiago Nasar bile biliyor ne zaman öleceğini, masumiyetini vurgulamak için bembeyaz giyiniyor, süsleniyor. Annesi dışında herkes bildiği halde, hiç kimse "kaderin önüne geçilmez !" mantığı ya da "namus kanla temizlenir!" anlayışıyla cinayeti engellemeye çalışmıyor.

Aslında katil kardeşler de birilerinin kendilerini engellemeleri için oldukça çaba harcıyorlar ama nafile.

Dışı küçük, içi büyük bu kitapta; her toplumun, her kültürün alabileceği ve bilinçli verilmiş mesajlar var.

Okumadıysanız bu vakte kadar; geç kalmışsınız, bir an önce okuyun, derim.

ARKA KAPAK NOTU:

Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.

Gabriel Garcia Marquez

YAYINEVİNOTU:

Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya’da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor. 
 

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..