Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '11

 
Kategori
Öykü
 

Kırmızı Rugan Ayakkabılar

Kırmızı Rugan Ayakkabılar
 

internet ortamından alınmıştır.


Şöminede çıtırdayarak yanan ateşten yükselen alevlerin kızıllığı, kızıl saçlarına yansıyordu genç kadının. Alevler, birbirleri ile rekabet halinde dans ediyorlardı. 

Elindeki listeyi inceliyor, aklında yapacağı işlerin sıralaması ile meşguldü. Hayatta en önem verdiği iş buydu. Her yıl, bu aylarda dağ evine gelir, sakin bir ortamda 23 NİSAN için yapacaklarını planlardı. 

Bir yudum sıcacık çayından içti, bir nefes de sigarasından. Derin bir ah çekti. Dönebilse o yıllara mümkün olsa da dönebilse! AH! 

Dışarısı çok soğuktu, fırtına çığlık çığlığa haykırır gibiydi. Tüm direnmesine karşın, gözlerinin nemlenmesine engel olamadı. Gözyaşları ferman dinlemiyordu. İsyanlardaydılar. 

Yastıklara gömüldü. Başını acıyla duvara dayadı. O günleri yeniden yaşıyordu. Ankara’nın en güzel ilkokulunda, 3. Sınıfta okuyordu. Öğretmeni, 23 Nisan törenlerinde il çapında okulunu temsilen sınıftan onu seçmişti. 

İçi içine sığmıyordu. Büyük bir sevinçle eve uça uça gitti. Elinde törende giyeceği kıyafetlerinin rengi ve modelini gösterir bir resim ve bir de liste vardı. 

Kırmızı etek, beyaz bluz, kırmızı rugan ayakkabı ve kırmızı kurdele gerekiyordu. TÜRK Bayrağını simgeliyordu tören kıyafetleri. Sevinci tarifsiz, anlatılamazdı. Çarşıya gidip, kırmızı, beyaz kumaşları parçacıdan aldılar. Annesi büyük bir özenle dikti eteği ile bluzunu. Kurdelede tamamdı. Bir tek kırmızı rugan ayakkabılar kalmıştı alınacak. Ancak, bir türlü gelmiyordu ayakkabılar. Uzun bir süre ayakkabıların alınmasını bekledi. Her akşam sabırsızlıkla babasının geleceği saati iple çekiyor, ama yine yok, yine yok! Babası alamadığını bir türlü söyleyemiyordu. Annesi ile fısıldaşırlarken duydu. Babası çok üzgündü, ayakkabıların parasını denkleyememişti. 

Okulda, öğretmeni törenin yakın olduğunu söyleyerek, kıyafetlerin getirilmesini söylediğinde; Kendinin de hala bir anlam veremediği, neden böyle davrandığını bilemediği bir davranış sergiledi. 

Okulun anons odasına giderek, mikrofonu alıp tüm öğrencilere 23 NİSAN törenine katılamayacağını anons etti. Neden? Bilmiyordu? Odadan çıktığında, herkes şaşkın şaşkın soran gözlerle ona bakıyorlardı. Ama kimse bir şey sormadı. 

Eve gitti. Küçücük yüreğinde büyük bir cesaretle; Babasına törenlere katılmak istemediğini söyledi. Kendince bir takım mazeretler yaratarak. 23 NİSAN törenlerine katılamadı. Kıyafetleri de divanın üzerinde kala kaldı. O kadar üzgündü ki o kıyafetleri hiç giymedi. Her yıl 23 Nisan geldiğinde yüreği burkuldu. İçinde bir yerler acıdı. Gizli gizli ağladı, kimselere göstermeden gözyaşlarını. 

Yıllar, yılları kovaladı. Kızıl saçlı genç kadın okudu, iş sahibi oldu. Şimdi her yıl 23 Nisan yaklaştığı dönemlerde bu dağ evine sığınıp, anıları ile baş başa, seçtiği okullarda; Bazı öğrencilerin tören kıyafetlerini hazırlıyor. 

Sonra! 

Sonra da, miniklerin kıyafetleri ile cıvıl cıvıl oyunlarını, törenlerini buruk bir sevinç ve yüreğinde kırmızı rugan ayakkabıların hüsranını taşıyarak izliyor uzaktan, kimselere görünmeden. 

Ayşen Arslangiray  

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..