Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kırsalda kadın olmak

Kırsalda kadın olmak
 

Kırsalda kadın olmak zordur. Üstünüzdeki baskılar sizi adeta bir kapana kıstırmıştır. Bir tarafta doğadır mücadele ettiğiniz. Diğer tarafta kültür dediğiniz yozlaşan sosyal ve dini öğeler. Onun ardından ortaya çıkan acımasız töreler.

Dünyaya gözlerini açar açmaz başlar dertleriniz. Çocukluğunuzu bile yaşayamazsınız. Aklınız ermeye başladığında kendinizi zorlu bir yaşam mücadelesinin içinde bulursunuz. Hele birde kırsalda yoksul iseniz. Aileniz zor geçiniyorsa, toprağınız bile yoksa vay halinize.

Yeni işgücü olarak aileye katılırsınız. Mevsimlik bir işçi olarak şekillenir yaşamınız. Kimi zaman bir pamuk tarlası, bir fındık bahçesi, tahtacı bir aileden iseniz ormanlarda geçer yaşamınız. Aileniz ile sürüklenirsiniz bir o yana bir bu yana.    

Mevsimlerin şartlarına göre dalgalanır yaşamınız. Bazen çok bazen az ürün alırsınız. Az ya da çok yevmiye ile çalışırsınız. Eğer Ormanda çalışıyorsanız o da farklı değildir tarımdan. Bazen çok iş olur bazen de az. Dolmaz ambarınız ürünle. Ormanda ya da tarımda mevsimlik işçi olarak elde ettiğiniz gelir yetmez yılın sonuna kadar geçiminizi sağlamaya.

Her zaman koca evi beslemenin tasası size düşer. Sizden mucizeler beklenir ailenizi doyurmaya. Milli Gelirden aldığınız pay dörtte bir olsa bile bir yolunu bulup evinizi ayakta tutarsınız. Madımağından pancarına çeşit çeşit bitkilerle ve otlarla doğanın nimetlerini en iyi siz anlarsınız.

Mucizeler yaratır kırsalda kadınlarımız. Her zaman zor günlere hazırlıklıdır. Ambarını doldurur işlediği ya da satın alabildiği gıda ile. Ununu şekerini yağını alır. Her türlü ürünü kurutur, konserve eder ya da işler, günleri kısa geceleri uzun kışa, kurak ve işsiz geçecek zor günlere hazırlık yapar.

Kırsalda kadının rolü yürümeye başlar başlamaz hazırdır. Yaşam mücadelesinde ona da rol biçilir. Sabahın alaca karanlığında başlayan işler gecenin geç saatlerine kadar onu bekler. Evin ve çocuklarının bakımı, ahırdaki ineğin sağımı, tarladaki ekinin tasası, gelecek mevsimlerin kaygısı.

Kırsalda kadının hasta olma lüksü bile yoktur. Eğer ulaşılması zor bir bölgede yaşıyorsa bazen Allaha kalır işiniz. Bazen doğumda bazen de karlı ve zor yollarda son bulur yaşamınız.

Hele birde ormanda çalışan bir tahtacı aileden iseniz. Baltanın uçundadır yaşamınız. Zaten sosyal güvenceniz de yoktur. Ormanlarda doğar ormanlarda ölürsünüz. Bir göçmen kuş gibi bir o yana bir bu yana koşuşturmakla geçer ömrünüz. Bir anda büyümek zorunda kalırsınız. Bir balta ile ormanlarda geçer ömrünüz. Kesikmiş, ezikmiş umursamazsınız. Kimi zaman bir ağaç altında biter yaşam çizginiz. http://video.google.com/videoplay?docid=-8346813713399652435#

Şehirlere imrenirsiniz içinizden. Hoş, şehre göçtüğünüzde de bırakmaz sizi kırsaldaki kurallar. Adını töre koyduğunuz zorlamalar. İnsan eliyle yaratılan acımasız sınırlar sizi her zaman adeta bir kafese hapseder. Ne sevmeye, ne de istediğiniz yolda yürümeye fırsat tanır. Sizin için düşünür birileri, sizin için yapar birileri. Bir tek ölümdür özgürlüğünüz.

Kimi zaman bir mal alışverişi gibi evlenirsiniz. Yine aile büyükleri karar verir senin için. İstemediğiniz bir yaşama zorlanırsınız. Ne de olsa töreler böyle der. Duyulmaz sessiz çığlıklarınız. Şehirde kalır kadına şiddetin tepkileri. Köy uzaktır size uzanacak ele. Sadece şehre göçtüğünüzde birileri görür tesadüfen sizi ve tepkilerinizi.

Töre cinayetlerine konu olan çoğu kez kırsaldan şehre göçen kadınlardır. Çünkü köydeki töreleri şehirde devam ettirmek isteyenler çoğunluktadır. Hele bunun yanında şehirde geçim sıkıntısı varsa töre bahane olur. Hıncın ve hırsın altında ezilen, törenin kurbanı yine kadın olur.  

Şehirlerde bile köy yaşanır. Ne de olsa kırsaldan göçenler insanlar şehrin çevresinde bir köy daha kurmuştur. Köyünden büyük hayallerle çıkan insanlar kahveleri doldurmuştur. İşsizliğin ve geçim sıkıntısının çemberi de sıkışmıştır yaşamlar.  Yaşamı kucaklamada, geçim sıkıntısına çare bulmada yine başroldedir kadınlar. Kırsalda kadın olmak zordur. İster köyde isterde şehirde değişmez bazı töreler. Her şey alınyazısı diye geçiştirilir. Bedenler şehirde bile olsa düşünceler ve ruhlar hala köydedir.

Elbette bu süreç böyle devam etmeyecek. Eğitim ile ekonomik refahın yükselmesi ile değişecek kirletilmiş töreler. İnsanın insana köleliği eğitim ile bitecek. Doğruları ve kirlenmişlikleri eğitim gösterecek hepimize. Daha güzel çocuklar, daha demokratik ve insan haklarına saygılı toplumlar doğacak. Yeterki kırsalda ve köyleşmiş şehirlerde sorunların çözümü için kırsaldaki kadınların sorunlarına kulak verelim.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..