- Kategori
- Psikoloji
Kısa bir dertleşme..
Sıcaklardan bunalmak..
Öyle bunaldım ki anlatamam. Postahane'ye gittim geldim. Bin pişman oldum. İki saatten fazla kuyrukta bekledim. Amacım fatura yatırmaktı. Bekledikten sonra sistemlerin bozuk olduğunu öğrendim . Delirmemek elde değil. Neyse sorun çözülene kadar kuzu kuzu bekledik. Hava sıcak. Memur sıcaktan iyicene yavaşlamış vaziyette. On dakikada bitecek iş yarım saat sürdü. Eve geldiğim de bayılacak haldeydim. Yaptığım sanki çok zor bir işmiş gibi.
Sonra bloglara baktım. Blogdaşım Sema Güzel'le karşılaştık. Ben çok sıcak diye yakınırken o bana
" ben donuyorum burası kutuplar gibi" demez mi.Bir an şaşkınlık yaşadım:)) Klimaymış tabii bu duyguyu ona yaşatan. Kıskandım bir anda. Klimanın zararlarını unuttum . Ben de" Ankara sıcağında kavruluyorum işte ne yapayım " dedim.
Bu arada kaç blog okuduysam gitmekten bahsediyor. Yaz sıcağından olsa gerek hepimizde bir rehavet var. Gidip dinlenip yeniden dönmek belki güzel olan. Ama benim gitmeye niyetim yok gibi.
Evet işin doğrusu kışın daha güzel oluyor. Blog okuyup,yorum yazmak. Gerçek bu. Ama yaz geldi diye de tembellik olmaz. Öyle değil mi ? Yani ben öyle düşünüyorum kendi açımdan.
İçim buruk . Barış'ın kayıbı çok etkiledi. Bununla ilgili yazmak istemedim bir kez daha. O kadar çok yazılmış ki. Yazılmalı da. Yaşarken değerini bilemediğimiz tüm değerlerimizi bu şekilde de olsa anıyoruz işte. Gözlerimin önüne anne babasını getirmeye çalıştım. Erteledim sonra. Yakınlarını, arkadaşlarını düşündüm. Hüznün adresi olan yürekleri.
Trafik canavarı dediğimiz biz değilmiyiz aslında. Öyle bir canavar yok ki. O nuda yaratan bizin işte.
Suçu "trafik canavarına" atmaktansa biraz daha dikkatli olsak. Yaz gelir kazalar artar. Bayram gelir artar. Yılbaşında artar. Hep bir bahane vardır yani bu canavarı uyandırmaya !
Ertelemeden yaşamaya çalıştığımız hayatlarımız. Kısa ya da uzun.
not: blogdaki resim benim çocukluk aşkımdı..
Öyle bunaldım ki anlatamam. Postahane'ye gittim geldim. Bin pişman oldum. İki saatten fazla kuyrukta bekledim. Amacım fatura yatırmaktı. Bekledikten sonra sistemlerin bozuk olduğunu öğrendim . Delirmemek elde değil. Neyse sorun çözülene kadar kuzu kuzu bekledik. Hava sıcak. Memur sıcaktan iyicene yavaşlamış vaziyette. On dakikada bitecek iş yarım saat sürdü. Eve geldiğim de bayılacak haldeydim. Yaptığım sanki çok zor bir işmiş gibi.
Sonra bloglara baktım. Blogdaşım Sema Güzel'le karşılaştık. Ben çok sıcak diye yakınırken o bana
" ben donuyorum burası kutuplar gibi" demez mi.Bir an şaşkınlık yaşadım:)) Klimaymış tabii bu duyguyu ona yaşatan. Kıskandım bir anda. Klimanın zararlarını unuttum . Ben de" Ankara sıcağında kavruluyorum işte ne yapayım " dedim.
Bu arada kaç blog okuduysam gitmekten bahsediyor. Yaz sıcağından olsa gerek hepimizde bir rehavet var. Gidip dinlenip yeniden dönmek belki güzel olan. Ama benim gitmeye niyetim yok gibi.
Evet işin doğrusu kışın daha güzel oluyor. Blog okuyup,yorum yazmak. Gerçek bu. Ama yaz geldi diye de tembellik olmaz. Öyle değil mi ? Yani ben öyle düşünüyorum kendi açımdan.
İçim buruk . Barış'ın kayıbı çok etkiledi. Bununla ilgili yazmak istemedim bir kez daha. O kadar çok yazılmış ki. Yazılmalı da. Yaşarken değerini bilemediğimiz tüm değerlerimizi bu şekilde de olsa anıyoruz işte. Gözlerimin önüne anne babasını getirmeye çalıştım. Erteledim sonra. Yakınlarını, arkadaşlarını düşündüm. Hüznün adresi olan yürekleri.
Trafik canavarı dediğimiz biz değilmiyiz aslında. Öyle bir canavar yok ki. O nuda yaratan bizin işte.
Suçu "trafik canavarına" atmaktansa biraz daha dikkatli olsak. Yaz gelir kazalar artar. Bayram gelir artar. Yılbaşında artar. Hep bir bahane vardır yani bu canavarı uyandırmaya !
Ertelemeden yaşamaya çalıştığımız hayatlarımız. Kısa ya da uzun.
not: blogdaki resim benim çocukluk aşkımdı..
- Toplam blog
- : 185
- : 1494
- Kayıt tarihi
- : 10.03.07
Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..